ADAMIN biri çıktı, elinde silah gözüne kestirdiğini öldürdü.
İzmir’de güvenlik kamerası sistemi olmadığı solan üç canın ardından anlaşıldı.
Birşeylerin değişmesi için illa can yanması şart bu ülkede.
Günlerdir tartışılıyor, “Neden MOBESE yok” diye...
Olsa ne olacak, katilleri daha kısa sürede yakalamaktan başka!
Yine yanlış noktadayız.
Adamın yakalanmaktan korkusu yok ki zaten.
Kendisi açıkladı:
“Beni almaya gelen polislerle istesem çatışabilirdim. Ama ölmekten korktum, teslim oldum.”
Öldürmekten, yakalanmaktan korkmuyor, ama ölmekten ödü kopuyor.
Bu itiraf üzerine gel de idam isteyenlere destek verme.
Her yerde kamera olduğunu bile bile soygun yapıyor, cinayet işliyor caniler.
Yakayı ele veriyor, bileğinde kelepçe, işaret parmağını sallaya sallaya çevresine tehditler savuruyor.
Alay edercesine karakolda kahvehanedeymiş gibi oturuyor, gözümüzün önünde devlet otoritesini sarsıyor.
Kimse, “Bu insanlar bu cesareti nereden buluyor” diye sormuyor.
“Ayşe Selen’ler ölmesin diye ne yapmamız lazım” denilmiyor.
Tartışıp duruyoruz: İzmir’de neden MOBESE yok..?
İş işten geçtikten sonra ne yapayım ben güvenlik kamerasını!
Ağırlaştır bakalım cezaları, ne oluyor görelim.
Adam itiraf etti:
“Ölmekten korkuyorum” diye...
İlla bir musibet gerekiyorsa birşeylerin değişmesi için.
İşte musibet.
Değiştirin şu ceza ve infaz kanununu...
Değiştirin bu yazgıyı...
Duyun itirafı!
Kentin kuzeyi eğitimin yıldızı
FAZLASIYLA hak ediyor... Söz konusu Sancar Maruflu’ysa az bile...
Onun için düzenlenen gece adı gibi sevgi ve vefa doluydu. Vefanın ne demek olduğunu bize hatırlatan, “Öldü, artık yok” diye unutulanları unutmayan, kalbi sevinçle atan, fakir -fukara babası Sancar Ağabeyim için toplanmıştı yüzlerce İzmirli...
Ayakta alkışlanıyordu İzmir sevdalısı o dev yürekli adam... “İyi ki varsın, bu kent sana çok şey borçlu” deniliyordu.
İyiliğin, sevginin, en önemlisi de insan olmanın güzelliklerinin ayağa kalktığı o gece alınacak ders doluydu.
İsmail Sivri’den sonra benim için ayrı bir yeri bulunan meslek büyüğüm, halkla ilişkiler üstadı, insanlık profesörü Sancar Maruflu o gün hepimizi duygulandırdı, yüreklendirdi.
Senin gibilere her kentin ihtiyacı var. Farkında mısın? Sen varsın diye İzmirliler ne kadar şanslı...