15 Temmuz 2020 Çarşamba.
Ukrayna’daki sıradan bir seyahat acentesinde çalışan kadın, Türk Hava Yolları’ndan 34 kişilik bilet satın aldı.
Yolcular 25 Temmuz’da Belarus’un başkenti Minsk’ten İstanbul’a uçacak, 19 Ekim’de de İstanbul’dan Moskova’ya döneceklerdi. Aslında müşteri sayısı daha kalabalıktı ama uçakta yer yoktu.
Yer bulunamayan 13 kişi için Türk Hava Yolları’nın 27 Temmuz’daki uçuşundan bilet alındı.
O yolcular da tıpkı diğerleri gibi 19 Ekim’de İstanbul’dan Moskova’ya döneceklerdi.
Koronavirüs salgını yüzünden Rusya’dan Türkiye’ye direkt uçuşların kapalı olduğu bir dönemde, birçok Rus vatandaşı yaz tatilini geçirmek için Minsk’ten İstanbul’a ve oradan da son tatil noktasına uçuyordu, bu toplu rezervasyon hiç şaşırtıcı gelmedi seyahat acentesinde çalışan kadına.
Biletler satın alındığında, Ukrayna’da iki ayrı kurumda çok az sayıda kişinin bildiği bir operasyonun en zorlu aşamasının başlamış olmasının heyecanı vardı.
***
25 Temmuz’da Minsk’ten İstanbul’a uçacak yolculardan birinin adı Artom Milyaev’di.
Milyaev, Çeçenistan, Suriye ve Ukrayna’da ayrılıkçı hareketin merkezi Donbas’ta yıllarca savaşmış bir paralı askerdi. Milyaev önce 34 kişilik bir Whatsapp grubu oluşturdu ve adına 1. Grup Ru koydu, sonra da ilk mesajını yazdı:
“24 Temmuz sabah 08.00’de, Moskova Merkez Otogarı’nda buluşulacak. Otobüsle Minsk’e gideceğiz.”
Milyaev’in mesajı emir kipiyle bitiyordu zira Milyaev gidecek grubun komutanıydı.
Gruptakilerin büyük bir kısmı Ukrayna’da beraber savaştığı kişilerden oluşuyordu, grupta Ukrayna’da savaşmamış olanlar da vardı ama sonuçta onlar da eski askerlerdi ve emir-komuta zinciri içerisinde davranmayı biliyorlardı.
Ertesi sabah grubun 33 üyesi söylenen noktada buluştu.
Grupta olup da onlara katılmayan tek kişi İgor Tarakanov oldu.
Gruptakiler aylardır beklemede olan sabırsız ve işsiz paralı askerlerdi. İşten soğuyan ve gruba katılmaktan vazgeçen Tarakanov’un yokluğunu kimse umursamadı.
Milyaev’den harcırahlarını ve Belarus’a girmelerini sağlayacak sahte iş sözleşmelerini alıp otobüse bindiler.
Otobüs saat tam 09.00’da hareket etti, 3 bin 200 dolar aylık maaşa yolculukları başlamıştı.
İlk başta Suriye ve Irak’ta görevlendirileceklerini düşünmüş ama sonra görev yerleri Venezuela’ya kaymıştı.
Kimsenin umurunda değildi bu değişiklik, sonuçta para aynı paraydı.
***
Otobüs Moskova’dan hareket ettiği dakikalarda yıllardır uğraşılan bir operasyonda yeni bir adım atıldığı için Kiev’de kimse sevinç çığlıkları atmıyordu.
Aksine, Ukrayna Başkanlık Ofisi, Doğu Ukrayna’da ateşkesin 25 Temmuz’da yürürlüğe gireceğini hesap ederek operasyonu yürüten askeri istihbarat ve istihbarat servislerine, takvimi bir hafta ertelemeleri emri vermişti.
Otobüs Moskova’dan yola çıkmadan saatler önce, Türk Hava Yolları uçağındaki biletler 27 Temmuz uçuşundan 29 Temmuz’daki uçuşa alınmaya çalışıldı ama uçakta yer yoktu. İlk 33 bilet 30 Temmuz Perşembe gününe alındı, ikinci gruptaki 14 kişinin bileti de 1 Ağustos olarak değiştirildi.
Herkes nefesini tutmuş, grubun Belarus sınırını sorunsuz geçip geçmeyeceğini merak ediyordu.
Normalde sıkı kontrol olmayan Rusya-Belarus sınırında pandemi dolayısıyla üç şartla geçişe izin veriliyordu.
Ya tedavi amacı ya da çalışma ya da aile ziyareti gerekçelerinden birine ihtiyaç duyuluyordu.
Ukrayna Askeri İstihbaratı, bir ajanını o yolda görevlendirmiş, sınırın hemen yanında satılan sahte iş sözleşmelerinden biriyle sorun çözülmüştü. Otobüsteki 33 yolcu için önceden alınmış sahte sözleşmelerin işe yarayıp yaramayacağı merak ediliyordu, korkulan oldu, sözleşmeler işe yaramadı. Para yine her kapıyı açtı, adam başı bin ruble rüşvetle yeni sözleşmeler alındı, otobüs sorunsuz şekilde sınırdan geçti.
***
Şaman kod adını kullanan Milyaev, sınırı geçtikten sonra planın beş gün ertelendiğini haber aldı ama sorun yoktu, bekleme süresi de maaş hesabına dahil edilecekti. Otobüsten inen yolcular üç yıldızlı Minsk Oteli’nde geçirdiler ilk geceyi.
Otelde yer yoktu, bir gün sonra da aynı zamanda bir kaplıca oteli olan Belarusoçka’ya geçtiler. Şaman’ın kuralları oldukça katıydı. Whatsapp grubuna yeni bir mesaj düştü: Öğle yemekleri saat 14.00-15.00 arası, akşam yemekleri 20.00’de yenecek, komutandan izin almadan kimse oteli terk etmeyecek, içki içilmeyecek, her gece 22.30’da yoklama alınacak. Bu kural sadece 32 kişi için geçerliydi. Gruptakilerden biri Minsk’te oturan akrabalarının yanında kalmaya karar vermişti.
***
Büyük bir kâğıdın üzerinde Türk Hava Yolları uçağının Minsk’ten kalktıktan sonraki rotası çizilmişti.
Uçak, Ukrayna hava sahasında toplam 28 dakika kalacaktı.
Ukrayna Askeri İstihbarat Servisi, bu konuyu tüm yönleriyle çalışmıştı.
Sivil bir yolcu uçağının zorunlu iniş yapması iki şarta bağlanmıştı.
Birincisi, acil tıbbi müdahale, ikincisi bomba ihbarı.
Acil tıbbi müdahale seçeneği sıkıntılıydı zira pilot Minsk’e dönmeyi tercih edebilirdi.
Bu yüzden bomba ihbarı seçeneğinde karar kılındı.
Minsk Havalimanı’nda iki öfkeli yolcunun konuşmasına şahit olan biri bomba ihbarında bulunacaktı.
Bu durumda THY uçağı Ukrayna sivil havacılık yetkilerinin yönergeleri doğrultunsa Kiev’deki iki havalimanından birine inecek ve operasyon başlayacaktı.
***
Yıllardır uğraş verilen bu operasyonun adı Operasyon Caddesi’ydi.
Rusya’da Kremlin’e yakınlığıyla bilinen Wagner Grubu için çalışan eski askerlerin sözleşmeleri bittikten sonra başıboş kaldıklarını fark eden Ukrayna Askeri İstihbaratı’nın 2019 yazında başlattığı bir çalışma aslında bu.
Rusya’da kurulu bir güvenlik şirketinin ve Rus petrol şirketi Rosneft’in adını kullanan iki internet sitesi ve ilanla başladı operasyon. Ukrayna Askeri İstihbaratı’nın çizdiği senaryoya göre, Rosneft, Irak ve Suriye’de işlettiği kuyular için güvenliği sağlayacak paralı askerler arıyordu. Bu ilanı önce dark web’de dolaşıma soktu Ukrayna Askeri İstihbaratı. Bir sürü başvuru oldu ama ayrılıkçı Ukrayna hareketi için savaşanlardan bekledikleri kadar başvuru gelmedi.
Operasyona katılan yeni bir yönetici gelen yüzlerce başvuru arasından birini ilgi çekici buldu.
O ilgi çeken kişinin adı Artom Milyaev yani Şaman’dı.
Önce Suriye’den bir numara arıyormuş gibi Şaman telefonla arandı. Ondan beraber çalıştığı asker arkadaşlarını bulması istendi. Şaman hem komutan olacak hem de bulduğu her kişi için ayrıca para alacaktı. Şaman tam 180 kişi buldu, bunların çoğu Ukrayna’nın aradığı kişilerdi. Plan anlaşılmasın diye araya Ukrayna ile işi olmayanlar da alındı.
Ruslar operasyonu yürüten kişiyle yüz yüze görüşmek istediler. Ukrayna Askeri İstihbaratı, çözümü, Suriye’de yarattığı hayali kahraman Sergey Petroviç’i Haziran 2020’de bir çatışmada öldürmekte buldu.
Paralı askerler ne olacağını merak ederken, Şaman’ın telefonu bir kez daha çaldı. Telefon ekranında Venezuela kod numarası gözüktü. Arayan kişinin adı Artur Pavloviç’ti ve Rosneft’in Venezuela’daki tesislerinin korunması için 180 kişilik listeyi devralmıştı.
Ukrayna Askeri İstihbaratı, 180 kişiyi birden yakalamayacağını biliyordu, o yüzden ilk 34 kişi yakalanacaktı ve yukarıda yazdığım plan yapıldı. Ama iş son dakikada karıştı.
***
Belarus Devlet Başkanı, ülkeye giren 33 paralı askerin Rusya tarafından yaklaşan seçimlerde kendisini devirmek için yollandığını düşünüp operasyon düzenledi. Görgü tanıkları hiç içki içmeyen 33 Rus erkeğin kendilerine garip geldiğini anlattılar ki belki bu yüzden ihbar edilmiş de olabilirler ama fark etmez, sonuçta uçuştan bir gün önce kafilenin hepsi gözaltına alındı. Belarus Devlet Başkanı’nın suçlamaları Moskova’yı şaşırttı, durumdan haberdar değillerdi. Ukrayna hemen devreye girip gözaltına alınanlar arasında aradıkları savaş suçluları ve Ukrayna’da düşürülen Malezya Havayolları uçağına ait aranan sanıklar olduğu için iade işlemi başlattı.
Suçlanan Rusya, sonuçta kazanan oldu. Üç ayrı özel uçakla paralı askerler Moskova’ya getirildi. Hem karantinaya alındılar hem de Rus Askeri İstihbaratı tarafından sorgulandılar.
Türk Hava Yolları uçağı da bu sayede uluslararası bir krizin öznesi olmaktan kurtuldu.
***
Ukrayna Devlet başkanı, perşembe günü Rusya’nın ülkesinde bir askeri darbe hazırlığında olduğunu iddia etti.
Bu medya konuşmaları sırasında görevden aldığı İstihbarat Başkanı’nın hayalci biri olduğunu ve bir THY uçağına operasyon yaparak Türkiye-Ukrayna ilişkilerini bozmaya çalıştığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir durumu asla affetmeyeceğini söyledi.
Bu konuşmayı duyduktan sonra nedir bu iş diye araştırınca okuduğunuz detaylara ulaştım.
Dünyanın en fazla operasyon çekilen bölgesinde yaşıyoruz.
Sadece Kuzey Irak ya da Suriye’de değil Gürcistan’da, Ukrayna’da, Yunanistan’da, Bulgaristan’da ve her yerde oyunlar kuruluyor.
Coğrafya kader mi sorusuna, bir cevap daha olabilir bu yaşadıklarımız.
Not: Yazıdaki bilgiler açık kaynaklı istihbarat ve analiz çalışmaları yapan Hollanda merkezli bellingcat ve yabancı medya kaynaklarının çalışmalarından derlenmiştir.
Haftanın fotoğrafı
Maradona... Savaşın hemen ardından İngiltere’ye eliyle attığı gol için, “O dönem VAR olsaydı, onu da atlatırdım” diyecek kadar kibirli biri. Sadece 1.65 metre olan boyunu dezavantajdan avantaj haline getirmeyi bilecek kadar çalışkan aynı zamanda. 1990 Dünya Kupası yarı finalinde İtalya’ya attığı penaltı golünün ardından “Şeytan” ilan edilen ama Napoli’ye geldiği gün 90 bin kişi tarafından “Futbol meleği” olarak karşılanan adam. Dünyanın en efsane futbolcusu olup da, bu kadar kötü bir teknik direktör nasıl olunur diye sorduran adam. Fakat tüm bunların dışında, Messi ve Ronaldo gibi imaj yıldızlarının dünyasındaki gerçek karakterdi o. Tercihleri tartışılabilir ama sponsorları ve sosyal medya görüntüsü için yaşamadı asla. Mafya arkadaşlıkları, uyuşturucu kullanması ve daha bir sürü kötü özelliğine rağmen onu efsane kılan bir yüreği ve futbol zekâsı vardı. 25 Kasım Maradona’nın ölüm yıl dönümü ama halen bahçe duvarlarında bile yaşatıyor onu sevenleri. Messi ya da Ronaldo, tek bir gün bile bir Maradona olamadan tamamlayacaklar yaşamlarını.