Milliyet’in üzgün hali...
*Bir marka, bir tüzel kişilik üzgün olabilir mi diye düşünmeyin, elbette olabilir. Milliyet’in kağıt üzerine basılı halini hazırlayan kadro olarak bazen bir yol arkadaşımızın hastalığı ya da yaşadığı sorun, bazen de mesleğimiz adına üzgün olabiliyoruz.
Sayfadaki fotoğrafa dikkatli bakmanızı rica edeceğim. Geçen hafta manşete çektiğimiz taksiden pahalıya gelen servis ücreti haberimizin ekranlardaki yansıması gördüğünüz şey. Haberimiz 25’ten fazla kanalda ekrana geldi ama bu haber Milliyet Gazetesi’nin özel haberidir diye kaynak gösteren kanal sayısı bir elin parmaklarını geçmedi. Medya olarak işimizin bir parçası yapılan haksızlıkları, adaletsizlikleri kamuoyu adına takip etmek ya, takipçisi olduğumuz şeyi meslektaşlarımız yapınca Milliyet’in üzgün hali çıkıyor ortaya.
*Bu hafta adımız anılmadan kullanılan sadece taksi-servis ücreti mukayesesi yaptığımız haber olmadı. Lise talebeleri arasında hızla yayılan elektronik sigaranın akciğerlere verdiği hasarı anlatan haberimiz, Galatasaray’da halen ödenmeyen şampiyonluk primleri haberimiz, TCG Anadolu’nun katıldığı ortak tatbikattan görsel kullanmama tercihini ABD makamlarına gerekçeleriyle birlikte ilettiğine dair Ankara Temsilcimiz Didem Özel Tümer’in haberle dolu yazısı, süt tatlılarına karıştırılan kimyasallar haberimizi de bir sürü televizyon kanalında izledik. Kaynak mı, elbette kaynak gösterilmedi.
*Yaptığımız haberlerin sadece kaynak gösterilmemesi değil bizi mesleğimiz adına endişelendiren. Büyük bir başka kanalda, yaptığımız özel haberin kaynak gösterilmeden kullanıldığını da gördük, haberi Milliyet’in ortaya çıkardığını bile bile, haberimiz üzerine yorum cümleleri kurabilen başka “uzman” gazetecilere de rastladık. Mesleğimiz adına üzülüyoruz ama asla yılmıyoruz. Türkiye’de gündem belirleyen özel haberleri okurlarımıza aktarmaya devam etme konusunda kararlıyız.
*Özel haberler deyince zaman zaman karıştırılan bir noktanın da altını çizmem gerekiyor. Milliyet’in özel haber logolu haberlerini sadece basılı Milliyet’te bulabilirsiniz. Türkiye’deki tüm gazetelerde olduğu gibi Milliyet’in dijital versiyonu da kendi yönetim kadrosuna sahip ve kendi özel haberlerini yapıyorlar. İster New York Times ister Le Monde ister Milliyet olsun fark etmez, yaşadığımız çağ, basılı gazete ile dijital versiyonlar arasında ister istemez bir fark yarattı. Biz gazete olarak, 30 ayrı gelişmeyi, tecrübe süzgecimizden geçirerek tek bir haberin içerisinde topluyor, haber kaynaklarımızı kullanarak içine yeni unsurlar ekliyoruz. Çağ, 30 ayrı gelişmeyi dijital mecrada ayrı ayrı vermeyi gerektiriyor. Tüm bunları bilmeden medyaya ayar vermeye kalkanların olduğu bir ülkede Milliyet’in üzgün hali diye başlık atmak zorunda kalıyorum sonuçta.
*Mesleğimiz adına üzülüyoruz ama dedim ya yılmıyoruz, yılmayacağız. Bu saygı özürlü, meslek etiğine uymayan anlayış bitinceye kadar, kaynak göstermenin değil göstermemenin utanılacak bir davranış olduğunu herkes anlayıncaya kadar uğraşmaya devam edeceğiz. Bunu sadece Milliyet için değil Türkiye için yapacağız. Youtube programlarında konuşulanları bile kaynak göstererek kullanan bir gazete olarak sözümüz söz. Herkese iyi bir hafta ve iyi okumalar diliyorum...