CHP, 2023 Cumhurbaşkanlığı sonuçları üzerinde ne kadar bir çalışma yaptı bilmiyorum.
Bildiğim Kılıçdaroğlu ve masa ortaklarının ulusal güvenlik ve savunma sanayii konularında takındıkları tutumun çok oy kaybettirdiği.
Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı olmasıyla beraber CHP’nin bu zafiyeti ortadan kalktı.
Özel, başta Kıbrıs olmak üzere devlet politikası konularını iç siyaset malzemesi yapmadı, aksine bu ülkenin ana muhalefet partisi olma sorumluluğuyla hareket etti ve Kılıçdaroğlu döneminde kafalarda oluşan soru işaretlerinin büyük bir kısmını silmeyi başardı.
CHP açısından işlerin yoluna girdiği bir dönemde “Mavi Vatan” tartışmasını başlatmak kaşıkla toplanan güveni kepçeyle vermek gibi oldu.
Pazartesi günü düzenlenen toplantı, toplantının ardından yapılan ve Mavi Vatan’a sahip çıkan açıklamalar, 48 saat boyunca parti politikalarının boş yere tartışılmış olduğu gerçeğini ortadan kaldırmadı.
Özgür Özel, geçmişin hasar tespitini doğru yapmış, bu ülke insanının ekonomik sıkıntılar ne kadar büyürse büyüsün ulusal güvenlikle ilgili konulardaki hassasiyetinin oy tercihinde ana unsur olduğunu görmüş birisi.
Kadroların Genel Başkan’ın bu okumasını doğru anlaması ve ona göre konumlanması şart.
CHP’nin şu sıralar en son ihtiyaç duyacağı şey, Kılıçdaroğlu döneminde oluşan ulusal güvenlik ve savunma sanayine dair endişeleri hortlatmak.
Paris 1924-2024-2124
1924 Olimpiyatları Paris’te yapılmıştı, 2024 Olimpiyatları da Paris’te yapılıyor.
Tüm rakamlar, organizasyona katılan sporcu, seyirci, yarışma düzenlenen oyun, sayıları kat ve kat artmış.
Kat kat artmayan tek bir sayı var ama o sayı da 2124 Olimpiyatları’nın Paris’te yapılamayacağını gösteriyor.
Paris’te hava sıcaklığı son 100 yılda 3,1 santigrat derece artmış durumda.
Daha kötüsü hava sıcaklığının 30 derecenin üzerine çıktığı kavurucu gün sayısı 1924’te sadece ikiydi, 2023’te bu rakam 26’ya çıktı.
Uzun lafın kısası küresel ısınma yaz oyunlarını da tehdit eder hale geldi ve 2124’te olimpiyatların böyle bir takvimle yapılması imkansız…
Çalışanların primleri ne oldu?
SGK’nın belediyelerden alacakları meselesinde gözden kaçan bir nokta var.
Önce bir noktayı hatırlamamız lazım: SGK’ya hem çalışanlar hem de işveren prim öder, işçilerin primi maaşlarından otomatik olarak kesilir.
Bu noktada sormamız gereken şey şu, yerel yönetimlerin borçları sadece işveren primlerinden mi oluşuyor yoksa işçiden kesilen SGK primleri de belediyeler tarafından bir kaynak olarak kullanılmış mı?
Bu ikisi arasında aslında ciddi bir fark var.
Bütçe zorlukları nedeniyle işveren primini ödeyememek başka şey, işçiden kestiğin primi, belediye adına fon olarak kullanmak bambaşka bir şey…
Şiiri şiir gibi okuyan adam…
Kenan Işık için çok şey söylenebilir, en az bilineninden başlayayım:
Şiiri şiir gibi okuyabilen bir adamdı, gereksiz yere bağırmaz, şairin yorumunun önüne geçecek bir tarz kullanmazdı.
Med Yapım’da tanımıştım Kenan ağabeyi, ‘Kim 500 Milyar İster’e soru hazırladığım dönemde de şiir kaseti heyecanına şahit olmuştum.
Stüdyoda, trafikte, çayını alırken, bir yerden ayrılırken, kibarlığı ve tevazusuna hayran olmamak imkansızdı.
Kenan Işık’ın şiir kasetini bulursanız mutlaka almanızı öneririm:
Karacaoğlan’dan Neruda’ya, Ahmed Arif’ten, Ümit Yaşar Oğuzcan’a kadar müthiş bir seçki ve müthiş bir yorum bulacaksınız o kasette.