Kadir Kayan adını hatırladınız mı? 2009 yılında Kozmik Oda’da arama yapan FETÖ’cü hâkimin adıydı bu.
Kozmik Oda’ya sokulan Kadir Kayan, o aramadan kısa süre sonra Yargıtay üyesi yapıldı.
2006 yılında “Anayasal düzeni değiştirme” suçlamasıyla FETÖ liderine açılan davada beraat kararı veren bir ismin yükseliş özeti bu.
Kadir Kayan, Kozmik Oda’ya girdikten sonra 11 ve 16 numaralı odaları aramak istedi.
FETÖ’cü Kayan’ın girmek istediği o iki odada olası işgallere karşı devletin yaptığı tüm planlar ve 78 ilde örgütlenme çalışması yapacak kişilerin adları vardı.
Hâkim Kayan, o odalara girebildi ama hard diskleri almasına değil sadece not tutmasına müsaade edildi.
FETÖ yapılanması 2009’da alamadığı hard disklerin peşini bırakmadı.
Türkiye’nin en gizli planları Mart 2013’te bir tutanakla soruşturma savcısına teslim edildi.
Soru bir: İşin ucunda büyük bir gizli servis olmasa FETÖ’cü hâkim neden 11 ve 16 numaralı odaları aramak istesin? FETÖ notlarını aldığı hard diskleri ele geçirmek için neden dört yıldan uzun bir süre uğraşsın?
Peki Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü adını hatırladınız mı? “Arınç’a suikast girişimi” kumpasında gözaltına alınan isimdi Albay Büyükköprü.
Sonradan öğrenildi ki albayın adı o komplo gecesinden tam dokuz ay önce sahte bir uzman çavuştan gelen ihbar maili nedeniyle Ergenekon dosyasına sokulmuş.
Yedi sene sonra ortaya çıkan gerçek ne biliyor musunuz?
Albay Büyükköprü’yü ihbar eden mail ABD’den, Michigan’ın, Port Huron bölgesinden atılmış.
15 Temmuz darbe girişimine dair Türkiye’de farklı siyasi görüşteki insanlar farklı senaryolara inanıyorlar.
Ekonomide, dış politikada, eğitimde, sağlıkta, farklı farklı çözümlere inanılır, zaten bu demokrasinin gereği.
Fakat 15 Temmuz’u dış bağlantılarından koparmak, bu işi planlayanların amacının Türkiye’yi istedikleri çizgiye getirmek olduğunu
unutmamak lazım.
Eski Başkan Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton’ın, televizyonda, geçmişte yabancı ülkelerde darbe planlarına yardımcı olduğunu itiraf ettiği bir dönemde, FETÖ’cüleri 11 ve 16 numaralı odaların peşine düşüren motivasyon, darbe girişiminde tasmayı tutan eli işaret ediyor.
Zengin ülkeler yine çalıyor
Koronavirüs zamanında gördük ki Afrika’da hiç aşıyla tanışmamış ülkeler varken, Kanada ve Avrupa Birliği, her vatandaşına 4’er doz aşı yapacak kadar çok aşı satın aldı.
Sonra son kullanma tarihi yaklaştığında o aşıları, iyiliksever pozlarda Afrika ülkelerine bağışladılar.
Avrupa Birliği, özellikle de Almanya, gelişmekte olan ülkelerin, yetiştirme maliyeti altı yıl ve 300 bin euro olan doktorlarını çalmaya başladı.
Mayıs 2022 rakamlarıyla Almanya’da tam 56 bin yabancı doktor çalışıyor.
Şimdi de gelişmekte olan ülkelerin enerji kaynaklarını çalınmaya başladı.
Rusya’ya yaptırım kararının ardından “Ya Moskova doğal gazı keserse…” gerçeğiyle yüzleşen Avrupa Birliği, şimdi nerede sıvılaştırılmış doğal gaz bulsa parayı bastırıp, o gazı satın alıyor.
Bunun faturasını da yine gelişmekte olan ülkeler ödüyor.
Pakistan’ın, elektrik üreten santralleri için açtığı 1 milyar dolarlık sıvılaştırılmış doğal gaz ihalesine tek bir firma bile katılmadı, ülkede hastanelerden sanayiye kadar ciddi bir enerji krizi yaşanıyor şu anda.
Aşı, doktor, enerji...
Bunlar yaşamsal öneme sahip başlıklar ama diğer ülkeler, diğer insanlar AB’nin umurunda bile değil.
AB’nin insani değerlere dair süslü cümleleri çok ama hepsi o kadar...
Büyük iş
Rusya-Ukrayna savaşı dünyada tahıl üretimine ciddi bir darbe vurdu.
Bu yıl fiyatlar uçtu, sonra bir miktar geri geldi ama seneye durum daha da kötü olacak.
Ukrayna’nın buğday üretiminde yaklaşık yüzde 40’lık bir düşüş bekleniyor.
Mısır üretiminde 11.5 milyon, arpa üretiminde 3.5 milyon ton azalma bekleniyor.
Daha da kötüsü, Ukrayna şu an depoları dolu olduğu için şu an hasat da yapamıyor.
Bu sorunu aşmanın ve Birleşmiş Milletler Gıda Programı’na göre dünya genelinde 400 milyon kişinin gıdaya ulaşabilmesinin yolu İstanbul’dan geçti.
Çarşamba günü Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılan BM-Rusya-Ukrayna Zirvesi’nden çıkan sonuç çok önemli.
Plana göre Ukrayna’nın tahılları kara yoluyla Odesa ve diğer limanlara taşınacak, oradan da deniz yolu ile İstanbul Boğazı’ndan geçerek, tüm dünyaya ulaşacak.
Başlıkta büyük iş yazmamın sebebi şu, Ukrayna tahıl koridoru sürecinde liman şehirlerinin Rus saldırısına uğramasından, Rusya da tahıl almak için gelen gemilerle Ukrayna’ya silah sağlanmasından endişe ediyordu.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Efes Tatbikatı sonunda konuştuğumuz bir meseleydi bu. Türkiye büyük bir sabırla, ilmik ilmik dokuyarak, bugün gelinen noktaya ulaşılmasını sağladı.
İşin sadece ekonomik boyutu yok, bir de Rus ve Ukrayna tarafı aylar sonra aynı masada oturup, bir uzlaşıya varabileceklerini gördüler ki bu da oldukça önemli bir psikolojik barajdı, Türkiye sayesinde aşıldı.
“Türk’e Türk propagandası yapma” diyenler çıkacaktır; Yunanistan Başbakanı’nın Türkiye prestij kazanmasın diye Ukrayna Devlet Başkanı’nı arayıp gemilerini seferber etme önerisinde bulunduğu bir süreç bu.
Gururla söyleyebiliriz ki Türkiye büyük iş başardı.
Günlük vaka sayısı 16 bin 727
Koronavirüste yeni bir dalganın içerisindeyiz.
Haftalık açıklanınca kaybolup gidiyor ama günlük vaka sayımız 16 bin 727, haftalık vaka sayısı 117 bin 95.
İnsanların koronavirüs gerçeğini ciddiye alması için, işin ciddi olduğuna dair devletin harekete geçmesi gerek.
Turizm sezonunda ne maske geri gelir ne de sosyal mesafe önlemi alınır.
Ama en azından vaka sayısı yine günlük olarak açıklanmaya başlanabilir.