Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yaşanan sarsıntının nedenleri konusunda çok şey söylendi. Çin borsasında yaşanan hızlı düşüşün diğer borsalardaki düşüşü tetiklemesi ve Federal Rezerv Bankası'nın eski başkanı Alan Greenspan'in ABD'nin resesyona girme olasılığını gündeme getiren sözleri en fazla tekrarlanan nedenler arasındaydı.Son aşamada bu sarsıntıyı tetikleyen neden bunlardan her hangi biri olmuş olabilir ama sarsıntının bu kadar kısa sürede, bu kadar yaygın bir alanda, bu kadar büyük zarara yol açabilmesi, asıl nedeni küresel finans sisteminin yeni yapısında aramak gerektiğini düşündürüyor. Dünya borsalarını ve genel olarak küresel finans piyasalarını ciddi biçimde sarsan geçen haftaki sarsıntının maliyeti çok ağır oldu. Önceki günkü Financial Times'da yer alan bir değerlendirmeye göre, yalnızca hisse senedi borsalarındaki değer kaybı 1.5 trilyon doları buldu. Türkiye'nin toplam milli hasılasının neredeyse dört katı büyüklüğünde bir değer kaybı yaşandı. Piyasalarda geçen hafta yaşanan sarsıntının, daha kapsamlı bir düzeltmenin ya da finansal depremin habercisi olup olmadığı sorusunu tartışırken de öncelikle küresel finans sisteminin yeni yapısı üzerinde durmak gerekiyor. İp üstünde yürümeye çalışan birinin ayaklarını kapak görüntüsü olarak kullanan ve yanına "Wall Street'de yürüyüş" diye başlık atan The Economist dergisi de son sayısında, piyasalardaki yeni yapılanmanın nasıl yüksek riskli bir ortam oluşturduğunu anlatıyor.The Economist'in de belirttiği gibi, önümüzdeki dönemde piyasalarda ve dünya ekonomisinde kapsamlı bir alt üstlüğün yaşanıp yaşanmayacağını, dünya ekonomisinin genel gidişatının ötesinde, finansal piyasaların iç dinamiği belirleyecek. Likidite bolluğunun hüküm sürdüğü son dönemde geliştirilen yeni mali araçlar ve karmaşık olasılık hesaplarına dayanan "türev enstrümanlar" sistemi daha fazla risk almaya itti. Bu karmaşık ve saydam olmayan yapı içinde sistemdeki riskin nasıl dağıldığını izlemek de zorlaştı. Bu yeni yapı borçlanarak yatırım yapmayı da özendirdi. "Carry trade" denen yöntemle, düşük faizli para cinsinden borçlanıp yüksek faiz getiren para cinsinden araçlara yatırım yapmak moda haline geldi, bu tür işlemler 500 milyar dolarlık bir büyüklüğe erişti. Öte yandan kredi bolluğundan yararlanarak büyük borçlanmalarla şirket satın alma operasyonları da yaygınlaştı. İp üstünde yürümek Küresel finans sisteminin bugünkü yapısıyla sorunsuz işleyişi, dünya ekonomisiyle ve dünyanın genel gidişatıyla ilgili temel varsayımların tutmasına bağlı. Bu temel varsayımları geçersiz kılacak her hangi bir gelişme, örneğin ABD ekonomisinin resesyona girme olasılığının artması, aslında ince bir ip üzerinde yürümekte olduklarının farkında olan piyasa oyuncularını paniğe sürükleyebiliyor. İşte büyük tehlike burada: Kendimi kurtarayım derken başkalarını da ipten düşürenlerin çok olacağı bir döneme giriyoruz gibi geliyor bana. oulagay@milliyet.com.tr Tehlike nerede?