Geçen hafta ABD’nin Pittsburgh kentinde yapılan G-20 Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde de açıkça belirtildiği gibi, dünya ekonomisinin yapısında önemli değişikliklerin gündeme geldiği ve küresel düzenin yeni mimarisinin belirlenmekte olduğu bir döneme girmiş bulunmaktayız.
G-20 bildirgesindeki ifadeyle, “küresel ekonominin 21. yüzyıldaki gereksinimlerine cevap verebilecek politikaları, kuralları ve reformları belirleme” çalışmaları önümüzdeki döneme damgasını vuracak.
Bu çalışmaların ağırlık merkezi hemen önümüzdeki günlerde İstanbul’a kayacak. Yeni küresel mimaride kilit rol üstlenmesi söz konusu olan Uluslararası Para Fonu(IMF) ile Dünya Bankası yıllık toplantılarının İstanbul’da yapılacak olması nedeniyle, ekonomi ve finans dünyasının seçkinleri İstanbul’da bir araya gelecek.
IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları 6 ve 7 Ekim günlerinde yapılacak ama yarından itibaren dünya ekonomisinin ve küresel finansın nabzı İstanbul’da atacak.
İstanbul’un önemi
IMF ve Dünya Bankası’nın, küresel ekonominin ve finans geleceğiyle ilgili son tahminleri İstanbul’da açıklanacak, düzenlenecek olan açık oturumlarda ve panellerde dünyanın önde gelen ekonomistleri ve finansçıları krizden çıkışın ve sonrasının koşullarını tartışacak.
Bu tür toplantıların bazen iyi bir tartışma ortamı sağlamakla birlikte bu toplantılardan dünya ekonomisinin ve finans sisteminin işleyişini hemen ve doğrudan etkileyecek sonuçlar çıktığı nadirdir. Daha önce iki kez katıldığım IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları da, bir formalitenin yerine getirildiği sıkıcı sayılabilecek toplantılar olmaktan öteye gidememişti benim gözümde.
İstanbul’da yapılacak olan toplantıları farklı kılabilecek olan şey, bu toplantıların, krizin yarattığı belirsizlik ortamında, küresel ekonominin ve finans sisteminin geleceğiyle ilgili arayışların iyice yoğunlaştığı bir dönemde yapılacak olması. Geçen haftaki G-20 toplantısında, ABD’nin öncülüğünde sergilenen tavır da bu tür toplantılarda üretilen fikirlerin ciddiye alınabileceğini gösteriyor.
IMF’nin değişen rolü
G-20 toplantısından çıkan sonuçlara bakıldığında, tasarlanan yeni ekonomik düzende en önemli rolü üstlenmesi öngörülen kurumun IMF olduğu görülüyor. ABD’nin G-20 gündemine getirdiği yeni tasarıma göre, IMF krizden olumsuz etkilenen ülkelere daha etkili ve yapıcı destek sağlamanın ötesinde, bütün G-20 ülkelerinin uymayı taahhüt ettikleri koordineli ekonomi politikalarına hangi ölçüde uyduklarını denetleme görevini de üstlenecek.
Bütün bunların ötesinde hatta belki de esinde, küresel krizden çıkış sürecinin bundan sonraki aşamaları ve sorunları da tartışılacak İstanbul’da. Ekonomiyle ve finansla ilgili tüm ezberlerin sınandığı bir dönemden geçilirken, önümüzdeki günlerde İstanbul’da konuşulacak olanlara odaklanmanın yararı olabilir diye düşünüyorum.