Beşiktaş Başkanı Hasan Arat’ın davetlisi olarak önceki gün TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, siyah-beyazlıların stadındaki açılışta bir araya geldiler. Güzel temennilerde de bulundular. TFF Başkanı’nın ‘üç büyük kulüp başkanıyla televizyona çıkacağız, bu kavgayı ve kargaşayı bitireceğiz’ sözlerini alkışlıyorum. Ben de aynı görüşteyim.
Evet bu üç büyük kulüp ezeli rakipler, ebedi de dost olmak mecburiyetindeler. Buraya kadar hiçbir itirazım yok. Başkan bu temennilerde bulunuyor ama daha hala Fenerbahçe, Galatasaray yöneticileri birbirlerine ateş ediyor. Yöneticilerine ‘bırakın artık bu söylemleri’ demedikten sonra bir kere değil, on kere televizyonda bir araya gelseler, bu kargaşayı önleyemezler.
Benim en çok takıldığım konu; TFF Başkanı’nın Okan Buruk için söyledikleri... Buruk agresif hareketler yapıp, söylemlerde bulunuyor, evet. Peki sadece kendisi mi bu sert hareketleri yapıyor? Ben size en az yedi tane teknik direktör ismi
İnanın artık sokağa çıktığım zaman insanların sorularından rahatsız olmaya başladım. Televizyonda, gazetelerde, radyolarda sadece ve sadece ‘Galatasaray şöyle kötü, futbolcusu kötü, yöneticisi kötü’ türünde yorumlar artık öyle bir yere geldi ki, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı dostlarım bile rahatsız oluyorlar.
Şu an Süper Lig’in lideri kim? En zor deplasman maçında Kadıköy’de galip gelen takım kim? Sekiz maç oynamış, bir tek beraberliği var. Efendim Torreira altı ciğerle oynuyordu, şimdi hepsi söndü, Icardi artık oynayamıyormuş, Okan Buruk’un gitmesi gerekirmiş... Hakikaten gına geldi. Hiç Yunus’tan, Osimhen’den ve Sanchez’den bahseden yok.
Buruk’un üçüncü senesi, iki şampiyonluğu var ve bu sene de ne olacağı belli değil. Peki Fenerbahçe, Mourinho gibi tecrübeli bir hocayı neden getirdi? Aynı şekilde Beşiktaş, Hollandalı iyi bir hocayı neden getirdi? Okan Buruk’un takımının üstüne çıkıp şampiyon olmak için. Evet, Galatasaray çok iyi futbol
Fenerbahçe karşısında çok iyi bir Galatasaray vardı. Paok karşısında da iyi diyebileceğimiz bir Galatasaray vardı. Kasımpaşa maçının ilk yarısında üç farklı öne geçiyorsun, daha sonra üç gol yiyorsun.
Dün gece Rigas Skola takımı uzaktan yakından sana diklenebilecek bir takım değil. Bu kez iki farkla öne geçiyorsun, üçüncü golü ararken defans hatalarından bir golü kalende görüyorsun. Sonrasında bir gol daha yiyorsun ki, sarı-kırmızılıların defansının ne kadar lakayıt davrandığı bu golde ortaya çıkıyor. Rakip vuruyor, Günay kurtarıyor, top geriye geliyor, orada dört tane Galatasaraylı futbolcu var, Letonya takımı bir daha vurup fileleri havalandırıyor, bizim futbolcular müdahale etmiyorlar. Böyle disiplinsizlik olmaz.
İsmin, cismin ne olursa olsun futbolda hata yaparsan; hemen cezayı keserler. Orta sahanın isim olarak tamamı yıldız. Kasımpaşa karşısında ikinci yarıda resmen çöktü. Rakibin her atağı gol tehlikesi oldu, dün gece de aynı şekilde... Burada Barış Alper, Mertens, Icardi orta sahaya yardım etmiyorlar ki! Okan
Sekiz günde üç maç oynamak Galatasaraylı futbolcuları hem fizik hem mental olarak epey hırpalamış. Okan Buruk herkesin hayali olduğu gibi Icardi ile Osimhen’i birlikte oynatmanın bir devre de olsa gururunu yaşadı. Okan hocayı kutlarım, mangal gibi yürek var. Bu iki futbolcu da üç gol atarak neler yapabileceklerini herkese gösterdiler, resmen ‘biz kralız’ diye bağırdılar.
Attıkları gollerde teknik, güç, akıllılık her şey vardı. Böyle iki golcüyü Avrupa’nın dev takımları bile yan yana getiremiyor. Osimhen sakatlanıp devrede çıktı, Icardi yalnız kaldı. Orta sahadan da top gelmeyince sarı-kırmızılıların futbolu kabusa döndü.
Kasımpaşa gerçekten çok zor bir rakip. Maçın ikinci devresinde orta sahanın hakimi oldular. Öyle bir baskı yaptılar ki, Cim-Bom hücuma çıkamadı, gol pozisyonuna giremedi. Demek ki orta sahanın beyni olan isim Torreira’ymış. Onun olmadığı maçlarda bu sıkıntı çekilecek öyle görünüyor. Sara ilk yarı harika oynadı, enfes bir gol pası verdi, ona sözüm yok. Kerem ise
Yaz döneminde bütün takımlar güçlerinin yettiği kadar yerli ve yabancı transfer yaptı. Birçok kulüp de teknik adamlarını değiştirdi... Şu an ne Fenerbahçe ne Galatasaray ne Beşiktaş ne Trabzonspor hiçbir takım tam olarak hazır değil. Özellikle sezon başında inişler, çıkışlar yaşanacaktır. Fakat o kadar garip olduk ki daha dün yerden yere vurulan, o gitsin başka biri takımın başına geçsin denilen Okan Buruk beş maç kazandıktan sonra yeniden ‘kral’ ilan edildi. Üstelik bunu da Okan hocanın bir an önce gitmesi gerektiğini savunanlar söylüyor!
Önce şunu ifade edeyim; Galatasaray hangi sonucu alırsa alsın, Florya’nın etrafında kim dolaşırsa dolaşsın sezon sonuna kadar Galatasaray’ın teknik direktörü Okan Buruk’tur, nokta!
Aynı şekilde Jose Mourinho... Hiç bilmediği bir ülkeye geldi, çok değişik bir ortamla karşılaştı. Takımın da neredeyse tamamı değişti. Rakiplerini yeni tanıyor, kendi futbolcularıyla yeni yeni diyalog kurmaya çalışıyor. Yani ne yapacak birden bire Fenerbahçe bütün rakiplerini
Galatasaray galip de gelse, iyi futbol oynamadan da maç kazansa şunu unutmayalım; kadrodaki kaliteli oyuncularla futbol çıtasını çok yukarı çekmiş. Barış Alper’e bakıyorsun, oynadığı futbola, sahaya koyduğu mücadeleye saygı duymamak mümkün değil. Çocuk, PAOK’un sol tarafını felç etti, sol beklerini resmen dövdü. Hücum bitiyor, kendi defansının içine girip en az dört tehlikeli pozisyondaki atakları kesiyor. Rakip atağa çıkıyor, yine Barış Alper bu sefer orta sahada set çekiyor. Barış’ın bir benzeri Türkiye’de yok. Takımına çok büyük katkı veriyor, rakibi karşısında fark yaratıyor.
Yunus Akgün için de aynı şeyleri söyleyeceğim. Bangır bangır geliyor. Olağanüstü mücadele ediyor. Ayakları iyi, gol atıp attırıyor. Bu sezon Barış ve Yunus, Okan Buruk’un en önemli kozları olacak.
Osimhen dünyanın en iyi forvet oyuncusu, kiralık gelmiş, takımını o kadar benimsemiş ki; sanki alt yapıdan gelmiş gibi mücadele ediyor. Arkadaşlarına öyle paslar veriyor ki, hakikaten çok
Kadıköy’de Fenerbahçe karşısında 40 bin taraftar önünde galip gelmek kolay bir iş değil. Florya’dan hep haberler alıyorduk. Okan hoca, futbolcularla bire bir konuşarak dün geceki o muhteşem mücadele eden, rakibinden daha fazla gol pozisyonuna giren, ikili mücadelelerin çoğunu kazanan bir Galatasaray çıkarmış ortaya.
Maçtan önce ‘Neden Yunus oynuyor?’ diye bir sürü futboldan anlamayan zavallılar eleştiri yağdırdı. O Yunus, Kadıköy’deki galibiyetin en büyük mimarlarından. Çocuk 90 dakika durmadı. Hücuma çıktı, Osimhen’e gollük paslar verdi, orta sahaya yardım etti, sol bek Jakobs’un hatasız oynamasını sağladı. Sanchez, Abdülkerim harika stoperler. Müthiş hamle yetenekleri var ve bunu çok iyi kullanıyorlar. Barış Alper, Fenerbahçe’nin sağ kanadındaki Oosterwolde’yi devamlı rahatsız etti, hücuma çıkarmadı, o da orta sahaya yardımcı oldu.
Torreira ve Sara orta sahanın iki beyni, kendi futbol çizgilerinin üstüne çıktılar. Torreira ekstradan bir de harika bir gol
Büyük derbi için herkes nefesini tuttu. Fenerbahçeliler de, Galatasaraylılar da, ‘biz kazanacağız’ diyorlar. İşin en güzel tarafı iki takım taraftarları da takımlarına güveniyorlar. Ben ilk defa derbi için bu kadar hırslı hazırlandıklarını görüyorum.
Fenerbahçe’nin kendi saha ve seyircisi önünde ufak da olsa bir avantajı var. Bilhassa orta sahada oynayan Fred, Szymanski, İrfan Can ve Mert Hakan maça damga vurabilecek futbolcular. Galatasaray’da ise özellikle hücum hattı rakibinden daha güçlü, bunu kabul etmek lazım. Osimhen, Barış Alper, Sallai gibi oyuncuların tempoları gerçekten çok müthiş. Burada sarı-lacivertlilerin iki beki, Barış’ı ve Sallai’yi kontrol edemezlerse ibre sarı-kırmızılıları gösterir.
Orta sahada Okan Buruk tempolu, oyundan düşmeyen futbolcuları tercih edecek. Bunlar da büyük ihtimalle bire birlerde çok başarılı olan Torreira, Berkan veya Kerem Demirbay olacak. Forvet arkasında ise Sara ve Mertens ikilisinden biri oynayacak ama ağır basan Brezilyalı futbolcu. Baktığınız zaman orta