Oturma izniniz olsa da herhangi bir Avrupa ülkesine gidip, kentin en hareketli yerinde bir işyerini kiralayıp, dış cephesini, vitrinini, zemin ve tavan döşemelerini, kolon kaplamalarını, aydınlatmasını değiştirip istediğiniz tadilatı yapabilir misiniz? Duvarlarını parlak seramiklerle kaplayıp, ahşap vitrinin yerine renkli alüminyum malzeme kullanmanıza, kaçak kat çıkmanıza, tabelanızı kendi dilinizde yazmanıza izin verirler mi? Üstelik, işyerinizin bulunduğu yer tarihi bir bölgede, Helenistik dönemden günümüze medeniyetlerin bıraktığı eserlere ev sahipliği yapıyorsa, karşısında yanında sağında solunda tarihi tescilli eserler varsa, yaptığınız değişiklikler kabul görür mü? Açılış günü dükkânınızın önünde davul çalıp, koyun kesip ekmek teknenizi hayata geçirirken, sizden işyeri açma belgesi gibi benzeri evrak istemezler mi? Dışarıda herhangi bir Avrupa ülkesinde bunların hiçbiri elbette ki olmaz, isteyen istediği yerde dükkân kiralayıp izinsiz satış yapamaz. Ancak, UNESCO Dünya Mirası yedek listesinden asıl listeye geçmek isteyen, İzmir’in kalbi Konak ilçesinde bu tür garip ve kural dışı olaylar olur. Hayali yazılar yazmam, yazdıklarımı belgeleyecek bir arşive sahibim...
***
Hatuniye Camii restore ediliyor. Kubbe kurşunlarının montajı yapılmadığı için, iç mekânda bulunan kalem işlerinin mevsim yağmurlarından zarar görebileceği endişemi yazmıştım. Geçen hafta dış pencereden içeriye baktım, cami girişinde kapı üstünde bulunan tarihi kitabenin iyi korunamadığını gördüm. İnsan evinde tadilat yaparken bile kıymetli eşyasının üzerini zarar görmesin diye kapatır. Hatuniye Camii’nin içi de, dışı da kıymetlidir. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nü daha dikkatli olmaya ve eserlerini korumaya davet ediyorum. Diğer bir konuda, İzmir’in en ruhani bölgesi olan Hatuniye Camii ve çevresi son yıllarda yoksulların barınma merkezi haline getirildiği için büyük bir karmaşa yaşanıyor. Yemek dağıtımı için mekân olarak Dönertaş Sebili’nin seçilmesi yanlış. Tarihi semtin yorgun yapıları, bu yükü kaldıracak durumda değil, yoğunluğun diğer semtlere dağıtılması gerekiyor...
***
Bir müddet Basmane’den uzak kaldım. Konak Belediyesi, diğer semtlerde istenmeyen köpekleri kısırlaştırıp Basmane’ye bırakmaya devam ediyor. İri ırk köpeğimiz Kaplan, Basmane’ye bu şekilde geldi. Kaplan sakin bir köpekti, beslenmesi ve sağlık sorunlarıyla ilgilendik, sevip bağlandık. Duydum ki, Konak Belediyesi bir vatandaşın şikâyeti üzerine Kaplan’ı bayıltarak karantinaya almış. Kaplan ısıran bir köpek değildi, karantina sonrası getirip bırakırız demişler; aradan 26 gün geçti, Kaplan geri gelmedi. Kaplan’a ne oldu bilmiyorum, Konak Belediyesi Veteriner Müdürlüğü sorularımı cevapsız bıraktı. Kaplan’ın akıbetini merak ediyorum...