Son yıllarda İzmir’de dilenci sayısında artış olduğunu görüyorum, diğer şehirlerinden hatta yabancı ülkelerden İzmir’e gelip farklı yöntemlerle dileniyorlar. Geçen gün bir hastanenin polikliniğinde kanser hastası çocuğunun tedavi masrafı için para toplayan genç kadını ertesi gün sonra başka hastanenin polikliniğinde başka bir çocukla dilenirken gördüm. Güvenlikçilere söyledim baş edemiyoruz dediler. Metroda özür dilerim diyerek hasta çocuğunu kurtarmak isteyen vefakâr anneler hatta bazen babalar çıkıyor karşımıza. Mesleklerini yaparken çocukları kullanmaları, daha küçük yaşlarda onların geleceğiyle oynamaları affedilemez… Tramvayda ellerinde şeker kutuları çocuklara şeker sattırıyorlar. Fahrettin Altay Metrosu iç mekânında dilendirilen çocuklarla karşılaştım. Güvenlikçiler bizim görev alanımız değil, Balçova Belediyesi zabıtasının görev alanı içerisinde dediler. Özellikle insan hareketinin yoğun olduğu yerlerde dilenen yabancı uyruklu dilenciler ayrı konu. Eskiden dilencilerle zabıtalar ilgilenirdi, aslında zabıtalar çok şeyle ilgilenirdi şimdi ilgi alanları içersinde olmadığı için kuralsızlığın kente olumsuz yansımasıyla karşı karşıyayız. Basmane’de açılan ruhsatsız kasap, berber ve diğer iş yerlerinin utancını yaşıyoruz…
Geçen akşam Konak Belediyesi zabıtalarını Oteller Sokağı’nda görünce anlam veremedim, yeni açılan Sanathane de yapılacak konsere katılanları korumak için gelmişler. Bir gün öncesinde bu binanın yanındaki tarihi İzmir evi herkesin gözü önünde gündüz vakti yakıldı, itfaiye geç kalsaydı kadın müzesi dahil diğer binalarda yangından zarar görürdü. Yaşanan olumsuzluklara bakarak Basmane’yi öcü gibi göstermenin anlamı yok, koruma zabıtanın değil polisin görevidir. Ayrıca sanatsal etkinliklerin İzmir’de korumayla yapılması kentin bir başka ayıbıdır... Bu arada Kemeraltı Çarşısı’nda Şadırvan Camii yakınında Mantocular’da esnafın su ihtiyacını karşılayan şadırvanın gece saatlerinde kimliği bilinen kişiler tarafından yıkılması içimizi acıttı. Esnafın dükkânımın önünü kapatıyor, etrafına çöp konuyor demesi mantıki değil. Pandemi günlerinde aynı gerekçeyle 926 Sokak’ta hurma ve palmiye ağaçlarının nasıl kesildiğini yazmıştım… Büyükşehir Belediyesince düzenlenen Havra Sokağı’nda esnafın istekleri tek tek gerçekleştirildi. Şimdi bizler esnafın kurallara uymasını, sakatatçı, balıkçıların bulundukları alanı temiz tutmalarını, sınırlarının dışına taşmamalarını bekliyoruz. Salepçioğlu Camii’nin zemin katındaki sarnıçlı mermer çeşmelerden birinin önüne mutfak tezgâhı yapılmıştı kaldırmalarına sevindim. Kentte kurallara uymak, uymayanları uyarmak hepimizin görevi olmalı…