Türkler ve Yahudiler İzmir’de birbirine yakın olan mahallelerde yaşadılar. Yahudi aileler cumartesi günü (Şabat) evlerinde ateşi Türk çocuklarına yaktırırlardı.
Ateş yakmak için Yahudi evlerine giren çocuklara duyulan güven kadar çocuklar da bu evleri kendi evleri gibi kabul ederlerdi.
Yaşanılan komşuluklar,yaktıkları ateş karşılığında alınan bahşişler dönemi yaşayan insanlar tarafından halen anlatılır.
“Basmane” kitabımda yazmıştım “Yağmurlu bir günde Nesim’lerin evine gitmiştim, gösterişi olmayan küçük bir evdi. Avluya bakan pencerenin önünde üzerinde örtüsü olan kaba bir masa, hazeranı yırtık tonet sandalye, rengi kaçmış yayları fırlamış kapitone koltuk, duvarda katlanan ahşap askılık, yerde aşınmış halı, sedir, raflarda bakır tabak, tencere, bardaklar vardı.
Odadaki bütün eşyalar sanki başka yerlerden getirilmiş gibiydi. Nesim’in annesinin ikram ettiği kurabiyelerin lezzetini unutamam.”
“Kemeraltı’ nda saat tamirciliği yapan arkadaşım Moiz’in yaşadığı Yahudihane’ye defalarca girip çıktığımı anımsıyorum, oranın farklı bir mekân olduğunu kapısından girer girmez anlardım, bana kokusu bile değişik gelirdi. Bizim oturduğumuz mahalle, Moiz’lerin oturduğu mahalleye çok yakındı. Moiz; annesinden çalmasını öğrendiği kemanıyla hafta sonları bize konser verir, ben de onun velespitime (bisiklet) binmesine izin verirdim. Evlerinin toprak avlusunda oyun oynadığımızı anımsıyorum.”
***
Seyyah Hans Barth, İzmir’de gördüğü Yahudihaneleri şöyle anlatır ( 1862-1928): “İç içe girmiş harap evler sanki açık dolap çekmecesi gibi hiçbir örtüye gerek duyulmadan, gelen gecenin seyrine açık bırakılmış. Bu evlerin tek odalarında, daha doğrusu araba büyüklüğündeki alanlarda aileler yaşamlarını sürdürüyorlar.
Ev eşyaları gündüzleri bir köşede rulo yapılmış olarak duran, geceleri aile üyelerine yatak işlevi gören halıdan ibaret. Her şeye rağmen yine de bazı hazineleri bağrında taşıyor bu getto.” (Gezginlerin gözüyle İzmir. İlhan Pınar)
İzmirlilerin Yavuthane veya Yahudihane, Sefarad Yahudilerinin ‘Judeo veya Kortejo’ dediği mekânlarda, yoksul Yahudi aileler yaşadı. Mutfak, banyo, tuvalet alanlarının ortak kullanıldığı kortijolarda yaşam kolay değildi.
Bütün tarihinde deprem, yangın, seylâp gibi can ve mal kaybıyla sonlanan felaketlerin yaşandığı İzmir’de, sıklıkla çıkan yangınlarda evsiz kalan veya maddi durumları müsait olmayan aileler için avluya bakan toplu yaşam mekânları pratik çözümler oldu.
İçerisinde kuyu, tulumba ve çeşmesi olan kortijolarda yaşayan Yahudilerin çeşitli nedenlerle boşalttığı odalar sonraki yıllarda Anadolu’dan göçle gelen ailelerin yaşam alanı oldu.
Tilkilik, Agora, İkiçeşmelik, Mezarlıkbaşı, Kemeraltı Çarşısı’nda bulunan Kortijoların çoğu çeşitli nedenlerle yıkılıp yok oldu.
Ayakta kalmayı başarmış harap vaziyette olanlar günümüzde bekârlara, işyerlerine kiraya veriliyor. Mültecilerin özellikle Suriyeli ailelerin tek odalı mekânlarda yaşamaları bana eski İzmir kortijolarını anımsattı.
Tarih tekerrür mü ediyor?
İyi pazarlar...