Özellikle öğle vakitlerinde İzmir-Hatay Caddesi, Tepecik, Bornova, Kemeraltı gibi kalabalık merkezlerde, kafelerde, restoranlarda, alışveriş merkezlerinde üzerlerinde çeşitli renk ve desenlerde ameliyathane giysileri olanlarla karşılaşıyorum. Geçen gün İzmir Metro’da da üzerinde bir üniversitenin ameliyathane amblemini taşıyan giysilerle seyahat edenleri görünce konuyu Anesteziyolog Dr. Metin Özer’e sordum.
“Hastane giysileri sadece özel birimlerde kullanılmak üzere üretilmişlerdir. Sokak giysisi veya pijama olarak kullanılamazlar. Beyaz giysiler haricindekilerle hastane içeresinde bile dolaşılması uygun değildir. Ameliyat veya tıbbi girişim yapılan birimlerde kullanılan giysinin enfeksiyonu dışarı, dışarıdaki bir enfeksiyonu da hastaneye veya kliniğe taşıma tehlikesi vardır. Doktorlar 19. yüzyılın sonlarına kadar günlük giysi üzerine takılan siyah önlükleri kullanmışlardır. Siyah kumaşın üzerindeki kan lekelerinin kolay fark edilmemesi enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına yol açmıştır. Isı sterilizasyonunu ameliyathaneye sokan Ernst Von Bergmann (1837-1907) isimli bir Alman cerrah hastane çalışanlarının tümünün beyaz önlük giymesine öncülük etmiştir. Üzerindeki tüm lekeleri belli eden, temizliği, saflığı ve asaleti simgeleyen, insanlara güven ve huzur veren beyaz önlük yerine; bazı sağlık kurumlarında sokak giysilerinin tercih edilmesi 19. yüzyıla dönüş gibidir.
1914’te San Francisco Hastanesinde cerrah olan Harry Sherman, geleneksel beyazları çok parlak bulmuştu. Güçlü aydınlatma sistemlerinin inceleme altında parlama etkisi anatomik özellikleri ayırt etme yeteneğini azalttığını görmüştü. Kan kırmızısını tamamlayan renk olarak “ıspanak yeşili” bir ortam geliştirmişti. Duvarlar, zeminler, çarşaflar ve havlularla tamamlanmış tamamen yeşil bir ameliyathane yaratmıştı. Gözlerinin “yabancı ışık” ile rekabet etmeden yaranın ayrıntılarına ve dokusuna odaklanabileceğini keşfetmişti.
Sağlık personelleri ameliyathanelerde ve müdahaleler sırasında sürekli olarak kan görmekte, belli bir noktaya odaklanmış halde uzun saatler geçirmektedirler. Bu durum göz yanılsamalarına neden olmaktadır. Bu nedenle ameliyathane giysilerinde ve örtülerinde yeşil veya mavi renkler tercih edilmektedir. Ameliyathane giysisi, kan nedeniyle kırmızıya karşı duyarsızlaşan gözü, yeşil ve mavi rengi ile devamlı olarak uyarır. Yani gözün görüşünü tazeleyerek kırmızıya olan görüş kaybının önüne geçer.
Sağlık Bakanlığı’nın 22-01-2020 tarih ve Kıyafetler Hakkındaki 2010/34 nolu genelgesine göre; Bakanlığımıza bağlı yataklı tedavi kurumlarında görev yapan tüm personelin, görev yaptıkları çalışma saatleri içerisinde, ilgili yönetmelik ve Bakanlığımız genelgeleri gereği; mensubu oldukları meslek grubu için belirlenmiş ve tarif edilmiş kıyafeti giymekle yükümlüdürler. Bu genelge ile sağlık personelinin sokak giysileri ile çalışamayacağı, sadece çalışma saatlerinde uygun bir üniforma giyeceği açıkça belirtilmiştir.
Bu üniformalar personele veya hastalara pijama olarak verilemez. Hastaneden, kliniklerden, hatta kendi birimlerinden bile çıkarılması sakıncalı tıbbi giysilerle sokağa çıkan hasta, doktor, hemşire veya diğer personel kısa bir süre önce giysilerine yerleşen ciddi bir hastane enfeksiyonunu sokaktakilere, alışveriş ettiği markette bulunanlara, metroda, otobüste seyahat edenlere bulaştırabileceği gözden ırak tutulmamalıdır.” Her gün yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bu günlerde sağlık personelinin daha dikkatli olmasını diliyor, Dr. Metin Özer’e verdiği bilgiler için teşekkür ediyorum.