Dokuz Eylül Üniversi-tesi, Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Doğan Yaşar Hocamızla bu hafta ‘deniz ticareti ve taşımacılık’ konusunu konuştuk.
İzmir Limanı, Anadolu’nun Batı’ya açılan kapısı ve Batı’nın da doğuya açılan kapısı olarak yüzlerce yıldan bu yana hizmet vermektedir. Pamuğunun yüzde 60’ını Amerika’dan ithal eden İngiltere, Kuzey-Güney savaşının başlama aşamasında pamuksuz kalacağını düşünerek, sanayisi için pamuk ihtiyacını Ege’den yapmaya karar verdi. Aydın, gibi uzak bölgelerden taşımacılığın uzun süreceği varsayılarak, 1856’da İzmir-Aydın arasında 130 kilometre olarak planlanan demiryolu, 1866 yılında tamamlanmıştı. Çok sığ bir deniz olan ve gemilerin yanaşmasına olanak tanımayan İzmir Körfezi için rıhtım inşası artık zorunlu olmuştu; İzmir kayıkları ile gemilerin yüklenmesi uzun günler alıyordu. Bu nedenle Kordon projesi gündeme geldi. 1873 yılında Kordon, yapımı tamamlanarak hizmete açıldı. Bu iki büyük projeyle İzmir’in 1850 yılında 36 milyon frank olan ihracatı, 1872 yılında 121 milyon franka yükseldi. Özetle, İzmir Limanı bölgenin gelirini bir anda neredeyse 4’e katladı. 1985’li yıllara kadar da İzmir Alsancak Limanı, Türkiye’nin birinci derecede önemli limanı olarak devam etti. 1980’li yıllardan sonra gemilerin büyümesi nedeniyle Yenikale Geçidi’nden içeri girmeleri mümkün olmadı. Bu tehlikenin altı sürekli olarak çizildi, Yenikale geçidinin bir an önce derinleştirilmesi gerektiği defalarca yazıldı, bu konuda projeler yapıldı. Duyarsızlık nedeniyle İzmir Limanı, deniz ticaretinin bir kısmını kuzeye, bir kısmını da Pire Limanı’na kaptırdı.
Liman önemli
Çandarlı Limanı, hiç beklenmeden yapılıp Türkiye’ye kazandırılmalıdır.
1990’lı yıllardan beri yapımı öngörülen ve dünyanın en büyük 10 limanından biri olmaya aday olan limanın neredeyse 30 yıldır sürüncemede bırakılması, yalnızca Ege için değil Türkiye için ciddi bir sorundur. Yenikale Geçidi, büyük gemilerin girebileceği şekilde derinleştirilip Alsancak Limanı bir an önce günümüz koşullarına göre düzenlenerek yeniden ticaretteki eski yerini almalıdır. Çandarlı Limanı da Türkiye’ye kazandırılmalıdır. Özetle, İzmir Körfezi’nde çözülmesi gereken sorunların başında, turizmin önünde engel olarak duran kirlilik ve deniz ticaretinin önünde duvar olan Yenikale sığlığı gelmektedir. Denize atılan kirli suyu engellersek kesinlikle bir yıl içinde İnciraltı’nda yüzebiliriz. İzmir, Türkiye’nin cari açığını kapatabilecek kadar ticari potansiyele sahiptir. Heredot’un tanımıyla dünyanın en yaşanası yeridir. “İzmir, bir prensestir, çok güzel küçük şapkasıyla. Mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir. Nasıl vazo içindeki çiçekler gülümserse, o da denizler arasından ışıldar. Hatta Arşipel’in yaratılışından çok daha tutkulu.” Victor Hugo’nun hiç görmeden ‘Prenses’ adlı şiirini yazdığı kenttir İzmir...
Prof. Dr. Doğan Yaşar Hocamıza verdiği bu değerli bilgiler için teşekkür ediyorum.