Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

Tüm Yazıları

Defineciler, son yıllarda kentin manevi değerlerine zarar vermeye başladı. İzmirlilerin yüzyıllardır dua ettiği, dilek tuttuğu iyi temennilerde bulunduğu türbeler, kaçak kazılarla, acımasızca tahrip ediliyor. Eskiden türbelerin gönüllü türbedarları vardı. Onlar sayesinde korunup bakımları yapılırdı, bu kültür yok olduğu için türbeler sahipsiz kaldı. Halbuki, toplum olarak yakınımız olsun olmasın, mezarlıklara değer veren, saygı duyan bir gelenekten geliyoruz. İnsanlarımız, mezarlıkların önünden geçerken araçlarının radyosunu kapatacak kadar duyarlıydı.
Pazaryeri Mahallesi’nde İplikçi İsmail Dede Türbesi’nin acımasızca kazılıp tahrip edildiği haberinin üzerinden seneler geçti, türbe halen onarılamadı. Toprak yığınları içinde insan kemikleri tekrar mezarlarına kavuşmak için bir kenarda öylece duruyor. Başka bir kaçak define kazısı, geçen yıl Kubilay Mahallesi’nde görüldü. Tarihçesinin hayli eski olduğu düşünülen ve şu ana kadar üzerinde araştırma yapılmayan, türbe önüne asılan tabelada İmamı Caferi Sadık Tayyar Urfi Naci Hazretleri yazsa da, mahalle sakinlerinin Caferi Tayyar Sadık Dede dediği, kubbeli ve müştemilatı olan 4 mezarlı türbenin tahrip edildiği haberini almak bizleri yeterince üzdü.

Haberin Devamı

Göreve davet ediyorum

Bir yazımda, ”Defineciler, macerayı seven insanlardır, ellerindeki hayali haritalara bakıp asırlık ağaçları devirir, koca değirmen taşlarını, köprü ayaklarını, heykel ve lahitleri kırmaktan çekinmez; hazine uğruna höyük, tümülüs, önlerine ne çıkarsa çıksın tahrip ederler. Özellikle uygarlıklara ev sahipliği yapan yerleşim alanları onları heyecanlandırır. Geçmiş yıllarda çatallı dal ve horoz kanadı gibi ilkel aletlerle çalışırlardı, şimdi meskûn yerlerde modern detektörler, dinamit ve iş makineleriyle sanatlarını icra ediyorlar. İçlerinde altın bulma sevdasıyla küçük akarsuların yatağını dahi değiştirmeyi başaranlar olmuştur” diye yazmıştım. Bu kez dere yatağını değil, daha değişik bir yöntemle Gümüşhane Taşköprü Yaylası’nda Dipsiz Göl’ü kurutmayı başardılar...
Helenistik dönemden günümüze farklı kültürlere ev sahipliği yapan, yaklaşık 2400 yıldır yaşamın kesintisiz devam ettiği Kadifekale eteklerinde bulunan eski İzmir mezarlıkları korunamadı, mezarlıklarla birlikte kitabeleri de yok olup gitti.
İplikçi İsmail Dede, Caferi Tayyar Sadık Dede, Hanbey Dede, Selahattin Dede, Hayıt Dede ile kayıp olsa da yerlerini bildiğimiz türbe ve mezarların bir an önce onarılıp güvenliğinin sağlanması için ilgilileri göreve davet ediyorum. İzmir çok göç alan şehir, özellikle tarihsel bölgelerde yaşayan yurttaşlarımızın daha dikkatli olması gerekiyor. Mezarlar, kentin sessiz tarihidir. Lütfen koruyalım.