Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

Tüm Yazıları

1907 yılında avukatlık mesleğine adımını atan İbrahim Etem Postacıoğlu’nun kaleme aldığı, gelirini kurucusu olduğu İzmir Barosu’na bıraktığı, 1958 yılında Meşher Matbaası’nda basılan ‘Mesleki Hatıralar 1907-1957’ kitabını ilgiyle okudum. Avukat İbrahim Etem Postacıoğlu, daha önce bu sayfalarda adından bahsettiğim, İzmir Vilayeti Mektupçuluğu ve milletvekili olarak hizmet yapmış M. Kamil Dursun’nun kardeşi.
Soyadı Kanunu’ndan sonra Postacıoğlu soyadını alan Avukat İbrahim Etem Bey, daha çok mesleki anılarına değindiği kitabında ilginç konulara yer vermiş. Baronun olmadığı yıllarda okuma yazma bilmeyen, ehliyetsiz, liyakatsiz hatta kendi ifadesiyle ahlaksız insanların dava vekili olabildiklerini yazmış. “Bu gibi ahlaksız kimseler mesleğin şerefini ihlal ediyorlar, bundan dolayıdır ki ahlak sahibi olanlar da bu mesleğe katılmaktan çekiniyorlardı. O zamanlar avukatlık kazançlı meslekti, bilhassa ecnebi avukatlar senede beş on bin altın lira kazanırlardı. Bunlar İzmir’in en zengin tüccarı olarak yaşar, ecnebi kulüplerine devam ederlerdi.” Avukat İbrahim Etem Postacıoğlu, kitabında, hukuk sistemi dışında, İzmir’in ekonomik, sosyal ve kültür yaşamına da yer vermiş.

Haberin Devamı

Kıymetini bilelim

“Basın Mutlakiyet devrinde sansüre tabi olduğundan hükümetin dış siyasetine dair bir şeyler yazılamazdı. Türk Milleti hükümetin dış siyasetinden bihaberdi. Yalnız yabancı lisanı bilen ve Avrupa gazetelerini okuyanlardan, bilhassa gayrimüslimlerden alınan malumat ile bir kısım halk haberdar olurdu. 1907’de memleketimizde karagöz, kukla, meddah, tuluat oyuncularından başka oyuncu yoktu. Ne sinema, ne de radyodan eser vardı. Ticaret her yerde ekseriyetle yabancıların ellerindeydi. İstanbul’da doğanlarla medreseye kaydedilenler askerlik hizmetinden muaf bulunuyorlardı. Bundan dolayı askerlik hizmeti Rumeli ve Anadolu evladının omuzlarına yükleniyordu.”

Ziraat Bankası’ndan başka hiçbir Türk bankası yoktu, mevcut yabancı bankalarda ise kavas dışında Türk memuru çalıştırılmazdı. Ne mühendisimiz, ne de mimarımız vardı. Harf İnkılabı hayal ve hatıra gelmediği gibi fesin atılarak yerine şapkanın kaim olacağı, kızlarımızın yüksek tahsil yapıp, doktor, avukat, mühendis, mimar, hâkim, memur olacakları asla hatıra gelmezdi... Avukat İbrahim Etem Postacıoğlu’nun kaleme aldığı ‘Mesleki Hatıralar’ kitabı ancak sahaflarda bulunabiliyor, elinize geçerse okumanızı öneririm. Cumhuriyetimizin kıymetini bilelim, 30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun.