Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yaz mevsimi tadilat ve onarımlar için ideal aydır, yıllardır onarım bekleyen Hatuniye Camisi’nde bir değişiklik var mı? Yorgun duvarlarına minaresine iş iskelesi kuruldu mu? diye baktım göremedim. Oradan bakımsız Dönertaş Sebili’nin işlemeli mermerlerine ve dönmeyen taşına dokunup Osmanzade Yokuşu’nda sağda ilk çıkmaz sokağa girip, etrafı paslı demirlerle çevrilmiş ünlü bir edebiyatçımızın yaşadığı eve baktım.
Sonradan otele çevrilen geçirdiği yangın nedeniyle enkaza dönüşen yapıya girip çıkanlar olduğunu gördüm. Aynı kaderi paylaşan karşısında bulunan ahşap payandalı eski Türk evlerinin durumunda da bir değişiklik göremedim. Sahipleri tarafından sağlam bir şekilde kamu kurumlarına bağışlanan ilgisizlik nedeniyle zarar görmüş diğer yapılarda onarım için restoratörleri ve ustaları bekliyordu.
Oradan köşesinde dibek taşı bulunan Merdivenli Medrese’ye gittim, kapıyı çaldım açan olmadı. Sonradan Suriyeli bir çocuk gelip kapıyı açtı. On yıl önce definecilerin tahrip ettiği İsmail Dede’nin türbesinde açılan çukurdan çıkarılan hafriyat yerinde duruyordu. İkinci bir örneği olmayan tarihi yapıda onarım yapılsaydı haberim olurdu. Geçen yıllarda Altınordu Spor Kulübü binasının restorasyonunu Konak Belediyesi yapmıştı, binanın yeniden elden geçirilmesi gerekiyor.
Altınordu Spor Kulübü denince hatırlatmakta fayda var, kulübün bulunduğu yerde bir zamanlar Üsküdarlı Medresesi vardı, medrese daha sonra yıkılıp yerine şimdiki bina yapılmıştı. Pazaryeri Camii, türbesi ve sıvaları dökülen minaresi yıllardır onarım sinyali veriyor. Faik Paşa Servili Mescit Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi çeşmeleri de onarım için sıra bekliyor.
Salih Dedeye Polis Şehitliği’ne bazı kaynakların burada bir tapınak olduğunu işaret ettiği Servili Tepe’ye doğru yürüdüm. Polis Şehitliği’nin avlusuna atılan ay yıldızlı çeşmelere içim acıdı. İlgililerden rica ediyorum, bu çeşmeler acilen kapalı ve güvenlikli bir depoda koruma altına alınmalı. Kaderine terk edilmiş Servili Tepe Su Pompa İstasyonu’nun müze yapılması önerisi kabul görseydi yukarı mahallelerinin zenginliği ortaya çıkacak ve burası bir çekim merkezi olacaktı. Üşenmedim antik tiyatro yolunu takip ederek Kadifekale’ye çıktım.
Gecekondular arasına sıkışıp kalan 20 bin kişilik Roma tiyatrosunu gün yüzüne çıkarabilmek için binlerce metrekarelik alanın kamulaştırılıp bilimsel kazıların başlatılması İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı en güzel işlerden biriydi, arkeologları çalışırken gördüm ve kendilerini selamladım. Kadifekale’de yeni kurulan üretici pazarını merak ediyordum. Vakıf eseri cami nedeniyle mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’nden vakıflara geçen Kadifekale’nin geleceği nasıl olacaktı? Büyükşehir Belediyesi burada yapacağı her iş için Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden izin alacak mı, pazaryeri için kira verecek miydi? Bunları düşünerek aşağıya doğru inişe geçtim. Özetle koca bir bahar ve yaz geçti kentin tarihi dokusu yine ihmal edildi, tarih projeleri neden bir türlü hayata geçirilemiyor...