2005 yılında düzenlediğimiz bir tanıtım gezisinde Konak eski Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ’a Altınordu Spor Kulübü’nün Osmanzade yokuşunda bulunan harabe olmuş binasını göstermiş, Kent Gözlemcileri olarak kendisinden tarihi kulüp binasını onarmasına istemiştik.
Geziye katılanlar arasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Kaymakamı Ali Muhsin Nakiboğlu da vardı. Başkan Muzaffer Tunçağ, sözünde durdu ve kötü durumda olan tarihi binayı ve antrenman sahasını onarıp kente yeniden kazandırdı.
Bugün sayfama Altınordu Spor Kulübü’nde yıllarca top koşturmuş, “Katip” lakaplı futbolcu Memduh Gezer’i konuk ediyorum.
Memduh Gezer, yıllar önce İzmir spor tarihine ışık tutacak fotoğraf ve belgelerini dosya içerisinde incelemem için bana getirmişti. Daha sonra bütün bu belgeleri birlikte Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi’nde kayıt altına aldırdık. Döneminin ünlü futbolcusu Memduh Gezer’in el yazısıyla kaleme aldığı anıları da bu dosyanın içerisindeydi.
“Futbola küçük yaşlarda Altınpark’ta başladım. O zamanlar kırmızı lacivert formaya aşıktım. Pazar günü Altınordu’nun maçı olduğu zaman sahaya gider, meşhur, baba dediğimiz Sait Altınordu ve Vahap Özaltay’ın oyunlarına hayran olup; ‘Ah ben bu sahalarda ne zaman oynayacağım’ derdim. 16 yaşımda oyunumla alakadar olan Mehmet ağabeyimim ilgilenmesiyle aşık olduğum kırmızı lacivert Altınordu Spor Kulübü’ne lisanslı oyuncu oldum.
Hiç unutmam, bir cumartesi günü Altınordu-Karşıyaka arasında yapılan bir maçta bir oyuncu gelmemişti, beni bulup hemen soyun dediler. Heyecandan ‘Ben oynayamam’ dedimse de dinletemedim. Soyunup maça çıktım, güzel bir oyun çıkardım, oyundan sonra herkes beni tebrik etti.
Sait Abi; bundan sonra antrenmanlara gel dedi, ben de bundan sonra devamlı antrenmanlara katıldım. O zamanlar Yün Mensucat fabrikasında çalışıyordum, akşamları soluğu Sait Ağabeyin yanında alıyor, geç saatlere kadar çalıştığım oluyordu.
1943 senesinde Altınordu 1. takımında solhaf oynadım. Çıkardığım güzel oyunlar neticesinde Sait ağabeyin çalıştırması ile sol açıkta yerimi garantiledim. 1943 senesinde takımımız İzmir şampiyonu oldu. Millî Eğitim maçlarına Altay takımı ile iştirak ettik. Ankara’da çok güzel bir oyun çıkardım ve takdir edildim. Ankara dönüşü İzmir’e Beşiktaş ve Vefa takımları geldiler takımımız burada başta kalecimiz rahmetli uçan kale dediğimiz Ali, Halim, Tank Nuri, Nurullah, Arabacı İbrahim, Niyazi, Adil, Hüseyin, Şahin, Sait, Memduh ile Beşiktaş’ı 2-0 yendik.
1943 senesinin 4. ayında vatani vazifeme davet edilerek asker oldum. Askerliğimi bahriyeli olarak Yavuz gemisinde yaptım. İzmir’den Turhan Vapuru ile İstanbul Kasımpaşa talim alayına gittim. Üç ay talim derslerinden sonra bizleri gemilere sevk ettiler. Beni ve arkadaşlarımı Yavuz gemisine verdiler. Askerliğim müddetince Donanma Gücü’nde sol açık oynadım. İlk maçımız İzmit’te Denizaltı takımı ile idi. Bizler gelmeden Denizaltı her maçında Donanma Gücü’nü yenermiş. Takıma bizler ve rahmetli Hilmi, Vefa takımından Ördek Mustafa gelince takımımız kuvvetlendi. İlk maçımıza Hilmi, Mustafa, Yusuf, Mustafa, Nazif, Sabri,Ali, Münir, Kamil, Fethi, Memduh şeklinde çıktık. Birinci devre Denizaltı bize bir gol attı, orası sanki bombalanıyor sandım. Golü yiyince canavar düdükleri bağırmaya başladı. Bizler böyle şeyler görmediğimiz için heyecanlandık. İkinci devre başlayınca sağdan ve soldan tehlikeli akınlar yapmaya başladık. Bu akınlar neticesinde benim attığım golle beraberliği, Kamil galibiyeti, arkasından üçüncü golü attım. Fotoğrafta solda birinci sırada görülen Altınordulu Memduh Gezer’in hatıraları bu kadar kısa değil, devamını da yazarım. İyi pazarlar...