Yoksa kuklalar unutuldu mu?
“Muppets”
Jim Henson tarafından yaratılan efsanevi “Muppet Show”un kahramanları bir kez daha beyazperdede. Kuklalar unutulmadıklarını göstermeye çalışıyor
Kendisi de bir Muppet olan Walter, kardeşi Gary ve Gary’nin nişanlısı Mary ile birlikte Los Angeles’a tatile gider. “Muppet Show”un sıkı bir hayranı olan Walter, petrol kralı Tex Richman’ın Muppet Tiyatrosu’nu yıkarak petrol arayacağını tesadüfen öğrenir. Bunu engellemek için uzun süredir ortalarda olmayan, hepsi farklı bir yere dağılmış Muppet’ları toplaması gerekmektedir. Walter, Kermit, Miss Piggy, Animal ve Gonzo’nun da aralarında olduğu Muppet’ları bir araya getirir. Hedef şovla 10 milyon dolar kazanmaktır. Ancak başvurdukları televizyon yapımcıları Muppet’ların unutulduğunu düşünmektedir.
İnsanlar-kuklalar uyum içinde
Ağırlıklı olarak televizyon için çalışan İngiliz yönetmen James Bobin’in imzasını taşıyan uyarlamada Muppet’lar ile insan karakterler uyum içerisinde. Segel ve Adams’ın komedideki yetenekleri, zaten çoğumuzun tanıdığı Muppet’ların hikayelerini destekliyor. Çocukluğumuzdan hatırda kalan Muppet ruhuna sadık kalan film, zaten izlemesi her zaman eğlenceli bu kuklalarla nostalji yaşamak için iyi bir fırsat. Bir bakıma filmdeki hikayenin gerçek olduğu da rahatlıkla söylenebilir. Yani unutulduğu, demode olduğu düşünülen kahramanlar, zamane izleyicisi için hâlâ değerli ve eğlenceli olduklarını bir daha kanıtlıyorlar.
Yön.: James Bobin
Oyn.: Jason Segel (Gary), Amy Adams (Mary), Chris Cooper (Tex Richman), Rashida Jones (Veronica Martin)
Sen.: Jason Segel,
Nicholas Stoller
Gör.: Don Burgess
Müz.: Christophe Beck
“Fetih 1453”
Kara Murat ruhu
Faruk Aksoy’un büyük prodüksiyonlu tarihi epiği “Fetih 1453”te tahta çıkan genç padişah II. Mehmed’in (Devrim Evin) Konstantiniyye’yi fetih öyküsünü izliyoruz. Konstantiniyye’yi fethetmek konusunda kararlı olan II. Mehmed, zoru başarmak için hazırlıklarını tamamlar. Diğer yandan filmin öne çıkan yan hikayelerinden biri de fetihte kullanılacak topun yapım sürecinde gelişir. II. Mehmed’in bunu başaracağına baştan beri inanan Ulubatlı Hasan (İbrahim Çelikkol), topu yapmaya gayret eden Urban ustanın (Erdoğan Aydemir) top konusunda kendi kadar bilgili kızı Era’ya (Dilek Serbest) âşıktır. Hazırlıkları tamamlayan Osmanlılar ve Bizans arasında haftalar sürecek bir mücadele başlar.
Filmin popüler tarihi epik türünün formüllerini bazen uygulayabilen bazense çiğ kaçan sahnelerini, arada günümüz konuşma diline dönen diyaloglarını, tam anlamıyla standartları tutturamayan özel efektlerini bir yana bırakalım. Bu kadar önemli tarihi bir olayda Osmanlı’nın karşısındaki Bizans’ın payına Kara Murat filmleri döneminden miras kalan hain kahkahaların ve kuşatma sırasında yapılan alemlerin düşmesi, filmin teknik sorunlarının ötesinde bir mesele. Oysa Ridley Scott 11 Eylül sonrası, Müslüman düşmanlığının batıda prim yaptığı dönemde çektiği epik filmi “Cennetin Krallığı / Kingdom of Heaven”da Selahaddin Eyyubi’de başından sonuna onurlu bir insan portresi çizmeyi seçmişti. “Fetih 1453”ün sadece siyah ve beyaz olarak çizilmeyen iki rakibi resmedecek olgunluktan mahrum olması filmin en büyük problemi.
Yön.: Faruk Aksoy
Oyn.: Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Erdoğan Aydemir
“Hayalet Sürücü”
Şansını bir daha deniyor
Marvel’ın karakterlerinden Hayalet Sürücü’nün ilk beyazperde uyarlaması 2007’de çekilmişti ve film kötü eleştiriler alarak başarısız çizgi roman uyarlamalarından biri olmuştu. Filmin şeytanla anlaşma yapan ana karakteri Johnny Blaze (Nicolas Cage), cehennemden gelen bir ruhla intikamcı Hayalet Sürücü’ye dönüşüyordu.
Bu hafta göreceğimiz devam filmi “Hayalet Sürücü 2: İntikam Ateşi / Ghost Rider: Spirit Of Vengeance”da, Johnny Blaze (Cage) inzivaya çekilmiştir. Bir tarikat için çalışan Moreau (Idris Elba) Blaze’i bulur. Ondan annesi Nadya (Violante Placido) ile birlikte peşindeki adamlardan kaçan Danny (Fergus Riordan) adlı bir çocuğu bulup kendilerine teslim etmelerini ister. Başarabilirse Hayalet Sürücü lanetinden kurtulacaktır.
Marvel karakteri aradığı taze kanı bu filmde de bulamamış. Her sahnesi tahmin edilebilir bir seyirde ilerliyor. Hikayenin bir ucunun Türkiye’ye uzandığını da bir not olarak belirtelim.
