Yılın en sevilenlerinden

Altın Aslan’la başladığı yolculuğunu 12 dalda Oscar adaylığıyla pekiştiren “Suyun Sesi / The Shape of Water”da yönetmen Guillermo Del Toro, yaratıcılığını ve fantastik dünyasını farklı olandan yana alınan bir tavırla taçlandırıyor.

Hollywood’un aranan isimlerinden birine dönüşen Meksikalı yönetmen Guillermo Del Toro, fantastik bir dünyayı ve bu alandaki yaratıcılığını farklı olandan ve kabul görmeyenden yana tavır alarak kullanan bir yönetmen. Başyapıtı “Pan’ın Labirenti”nde öne çıkan bu yaklaşımı ödül sezonunun gözdelerinden yeni filmi “Suyun Sesi / The Shape of Water”a da hâkim. Dünya prömiyerini geçen yıl Venedik Film Festivali’nde yapan ve festivalin büyük ödülü Altın Aslan’ı kazanan film, 12 dalda Oscar adayı ve bu ödüllere de damga vurması bekleniyor.

1960’ların Soğuk Savaş atmosferinde Baltimore’da geçen filmin ana karakteri duyma engelli Elisa. Hükümetin Soğuk Savaş için silahlar geliştirdiği bir laboratuvarda temizlik görevlisi olarak çalışan Elisa, buraya deney amaçlı getirilen insansı bir su canlısıyla bağ kurar. Bu gizemli canlının gördüğü işkencelere dayanamayan Elisa, ona yardımcı olmaya karar verir.

İngiliz karakter oyuncusu Sally Hawkins’in Elisa rolünde çok etkileyici bir performans sergilediği film, bir kez daha Del Toro’nun fantastik dünyalarda yaratıcılığının sınırlarının genişliğini gözler önüne seriyor. “Pan’ın Labirenti”nin duygusal gücünün gerisinde kalsa da, Del Toro’nun kişisel öykülerdeki gücünü bir kez daha gösteren bu karanlık aşk masalı yılın en iyileri arasında yerini alıyor.

“Suyun Sesi
The Shape of Water”

Yön.: Guillermo del Toro Oyn.: Sally Hawkins (Elisa Esposito), Michael Shannon (Richard Strickland), Richard Jenkins (Giles), Octavia Spencer (Zelda Fuller), Michael Stuhlbarg (Dr. Robert Hoffstetler), Doug Jones (su yaratığı) Sen.: Guillermo del Toro, Vanessa Taylor
Gör.: Dan Laustsen Müz.: Alexandre Desplat

Türündeki bir ilk

“Black Panther”, sıklıkla izleyici karşısına çıkan süper kahraman filmleri arasında siyahi bir süper kahramanı merkeze alması ve siyahi bir ekibin ağırlığıyla alanında bir ilk. Marvel’ın sinema uyarlamalarının 18. filmin yönetmenliğini “Fruitvale Station” ve “Creed”in yönetmeni Ryan Coogler üstleniyor. Filmde Chadwick Boseman’ın canlandırdığı Black Panther namı-diğer T’Challa, Wakanda’nın kralı olan babası öldükten sonra bir Afrika ulusunun yaşadığı dünyaya dönüyor ve hakkı olan tahtı geri almaya çalışıyor.

Marvel takipçilerinin ilk kez “Captain America: Civil War”da (2016) tanıştığı T’Challa’ya odaklanan film, sadece kültürel nedeniyle değil, kurduğu evrenden yönetimine ve oyunculuklarına Marvel evreninin en iyi uyarlamalarından biri olarak selamlandı.

Haftanın diğerleri

* En İyi Kadın Oyuncu (Margot Robbie), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Allison Janney ) ve En İyi Kurgu dallarında Oscar adayı “I, Tonya / Ben, Tonya”, 1990’lardaki gerçek bir olaydan yola çıkıyor. Artistik patinajcı Tonya Harding’in rakibi Nancy Kerrigan’a saldırısını konu alan filmin yönetmen koltuğunda Craig Gillespie oturuyor. Film, Toronto Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından yılın övgü toplayan yapımlarından birine dönüştü.

* Türkiye sinemasının usta yönetmenlerinden Ümit Ünal’ın imzasını taşıyan “Sofra Sırları” başrollerinde Demet Evgar ve Fatih Al’ın yer aldığı bir kara komedi. Bir kasabada yaşayan bir ev kadının gerçeklik ve fantezi arasında gidip gelen ve suça uzanan öyküsünü konu alan film, Adana Film Festivali’nde de yarışmıştı.

* Haftanın dikkat çeken yerli filmlerinden biri Bora Egemen’in imzasını taşıyan ve kaptan baba (Kıvanç Tatlıtuğ) ve oğlu (Alihan Türkdemir) arasındaki duygusal ilişkiye odaklanan “Hadi Be Oğlum”. Mehmet Ali Zaim’in yönettiği “Kapıdaki Sır” ise bir lanetin etkisindeki bir kadını işleyen bir korku gerilim filmi. Haftanın diğer bir yerli filmi Oğuz Yalçın’ın yönettiği başrollerini Ivana Sert ve Orhan Uslu’nun paylaştığı komedi türündeki “Antep Fıstığı”.

* İngiltere Almanya ortak yapımı animasyon “Happy Family / Mutlu Canavar Ailesi”, çocuklara hitap ediyor.