Hollywood’un “Transformers” gibi büyük bütçeli filmlerinin yönetmeni Michael Bay, gerçek bir suç öyküsüyle karşımızda
Michael Bay, “Transformers” serisi gibi büyük bütçeli, bol oyuncaklı, gişede başarılı olan ancak eleştirmenlerin yüz vermediği aksiyon filmleriyle ünlü... “Zor Kazanç”ta bu kez ortada robotlar, özel efektler yok; 1990’lardan gerçek bir suç öyküsü uyarlayan Bay’in bir ciddiyet sınavı verdiği söylenebilir.
Ed Harris müthiş
Her vatansever Amerikalı’nın kaslı, fiziksel olarak üçgen vücutlu görünmesi gerektiğini düşünen spor salonu eğitmeni Lugo, müşterilerinden Kershaw’u kaçırıp mal varlığına el koyma planı yapar. Amerikan rüyasına ulaşmak için böyle bir yol seçen Lugo, hapisten yeni çıkmış eski uyuşturucu bağımlısı yeni Hıristiyan Doyle ve müşterilerinden Doorball’la bir çete kurar. Kershaw’u kaçırırlar ama adam çetin ceviz çıkar.
Çetenin üyelerinin beyinsiz kaslılar olduğunu defalarca vurgulayan film, hem onlarla sürekli alay ediyor hem de onları filmin şiddet patlamalarını gerçekleştirerek izleyiciye ‘eğlence’ sunmaları için alabildiğine kullanıyor. Film, Amerikan rüyasının çöküşünü işleyen filmler arasında ne orijinallik ne sağlam bir duruş ne de tutarlılık sergileyerek öne çıkıyor. Sırf eğlencelik bir aksiyon olmak içinse çok alaycı. Michael Bay’in alışılageldik, kadınları üzerlerinde kameranın gezdirileceği cinsel objeler olarak konumlayan, akıllara durgunluk veren kadın düşmanlığı bu filmde de tüm gücüyle devrede. Tarantino filmlerinin alaycılığının
ve Coen Biraderler mizahının kötü taklitlerine yer veren film içinde soluk alınabilen tek bölüm, karizmasıyla çeteyi bir an için unutturan müthiş aktör Ed Harris’in kısa süreli varlığı...
“Zor Kazanç / Paın & Gaın”
Yön.: Michael Bay
Oyn.: Mark Wahlberg (Daniel Lugo), Dwayne Johnson (Paul Doyle), Anthony Mackie (Adrian Doorbal), Tony Shalhoub (Victor Kershaw),
Ed Harris (Ed DuBois)
Sen.: Christopher Markus, Stephen McFeely
Gör.: Ben Seresin
Müz.: Steve Jablonsky
Beyaz Saray Düştü
Kod adı: Beyaz Saray
Beyaz Saray’a saldırı ve onu koruyan askeri eğitimli
bir adamı konu alan “Kod Adı: Olympus / Olympus Has Fallen” 10 Mayıs’ta vizyona girmişti. Şimdi karşımıza çıkan “Beyaz Saray Düştü / White House Down” da tamamen aynı senaryo etrafında dönüyor.
Jamie Foxx’un canlandırdığı ABD başkanı Sawyer, Ortadoğu’yu Amerikan askerlerinden arındıracak ve bütün bu coğrafyaya barış getirecek bir politik adım atmıştır. Ancak bu adımın hemen ardından önce parlamento saldırıya uğrar, ardından da Beyaz Saray’a profesyoneller bir baskın düzenler. Başkan Sawyer’ı koruma görevi o sırada kızıyla Beyaz Saray’da turistik bir turda olan Cale’a (Channing Tatum) düşer.
Tehdidi dış mihraklardan Amerika’nın içine arayan ve Amerikan vatanseverliğinin silahsızlandırma anlamına da gelebileceğini senaryosuna yediren filmin, bizzat başkanın kendisini silahlandırması ironik. Ancak filmin tek sorunu kolaycı metni değil. Yönetmen Roland Emmerich, bütün aksiyon ve vatansever Amerikan filmi klişelerini bir arada kullanarak adım adım tahmin edebileceğiniz bir filme imza atıyor. Prodüksiyon değeri kardeş filmi “Kod Adı: Olympus”tan yüksek olsa da senaryo klişelik konusunda aşağı kalır bir klişelikte değil.
Bir Kadının Gözyaşı
Claude Miller’ın veda filmi
Fransız sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Claude Miller, uzun bir hastalık sürecinin ardından son filmi “Bir Kadının Gözyaşı/ Therese Desqueyroux” tamamlayıp aramızdan ayrıldı. Geçen yıl Cannes Film Festivali’nin kapanış filmi olan “Therese Desqueyroux”, François Mauriac’ın aynı adlı romanının sinema uyarlaması.
1920’lerde Bordeaux’da geçen hikayede Audrey Tautou’nun canlandırdığı Therese, komşusu Bernard Desqueyroux (Gilles Lellouche) ile evlenir. Kocasına belli bir ilgisi vardır ama evliliğin en önemli nedenlerinden birinin iki ailenin arazilerinin birleşmesi olduğunu da saklamaz. Therese, taşradaki burjuva hayatın monotonluğundan kısa sürede sıkılır ve kocasını yavaş yavaş zehirlemeye başlar.
Tautou’nun oyunculukta duygu skalasının sınırlı olması ya da oyunculuk yönetimi filmin ana karakterinin hakkını veremiyor. Yine de “Bir Kadının Gözyaşı”, vizyondaki çoğu filmden katbekat üstün.
Tatlı Cadı Lili
Hindistan’a yolculuk
Çocuk filmi “Tatlı Cadı Lili: Mandolan’a Yolculuk / Lilly The Witch 2: The Journey To The Mandolan”da Lili, Hindistan’a yolculuk yaparak bir gizemi çözmeye çalışıyor. Harald Sicheritz’in yönettiği filmde Lili’yi Alina Freund canlandırıyor.
Kahraman Uzaylılar
Astronotlara tehlikeli görev
Çocuklara hitap eden animasyon “Kahraman Uzaylılar / Escape from Planet Earth”ün ana karakteri Baab adlı gezegenin en başarılı astronotu Scorch Supernova. Kardeşi Gary ile birlikte yabancı bir gezegenden yardım çağrısına gönderilirler; ne de olsa kurtarma operasyonlarında uzmandırlar. “Ice Age: Continental Drift” ve “Despicable Me”nin animasyon ekiplerinde yer alan Cal Brunker’ın yönettiği, 3D seçeneğiyle de vizyona giren filmin orijinal seslendirme kadrosunda Brendan Fraser, Rob Corddry ve Jessica Alba’nın da aralarında olduğu isimler var.
Vadimdeki Gözyaşları
Kanada’dan Filistin’e
Kanada yapımı dram “Vadimdeki Gözyaşları / La vallee des Larmes”, editör olan Marie’nin Lübnan’da yaşayan Filistinli Ali’den mektup alması ve sonra Ali’nin peşine düşmesiyle ilgili bir hikayeyi konu alıyor. Maryanne Zehil’in yönettiği filmin oyuncu kadrosunda ise Nathalie Coupal, Joseph Antaki, Nathalie Mallette
ile Sophie Cadieux’in bulunuyor.
Genç Çıraklar
Eski nesil Google’da
2005 yapımı “Davetsiz Çapkınlar / Wedding Crashers”ın başrol oyuncuları Owen Wilson
ve Vince Vaughn, şimdi de “Genç Çıraklar /
The Internship”te bir aradalar. Shawn Levy’nin yönettiği filmde Wilson ve Vaughn, işlerini dijital çağın gelmesiyle kaybeden iki satış elemanı rolünde. İşsiz kalınca Google’da staj yapmaya başlarlar. Ancak kalıcı bir iş bulmak için bir sürü taze üniversite mezunu teknoloji delisiyle rekabete girmeleri gerekecektir.