Tam bir Hollywood filmi
Siyahi matematikçi kadınların mücadelelerine odaklanan “Gizli Sayılar / Hidden Figures”, yarın akşam sahiplerini bulacak Akademi Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo ve Octavia Spencer ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday.
“St. Vincent”la tanınan Theodore Melfi’nin yönettiği film, 1960’ların sivil haklar mücadelesi döneminde NASA’da matematikçi olarak çalışan üç kadını; Katherine, Mary ve Dorothy’yi merkeze alıyor. Siyah ve beyazların tuvaletleri başta olmak üzere kamusal alanların ikiye ayrıldığı bir yerde, beyaz kadın ve erkek meslektaşlarının gündelik aşağılamalarına maruz kalan ve hak ettikleri mesleki ilerlemeden mahrum bırakılan bu üç kadın, çok çalışarak yavaş yavaş haklarını elde ediyorlar.
Film, kağıt üzerinde önemli ve iç ısıtan bir öykü sunuyor. Elbette, bu mücadelenin ümit veren ve peşinen sempatiyi hak eden bir yönü var. Ancak film, bu hikayeyi aktarırken klişe ve formüllere sırtını yaslıyor. Hemen hemen her sahnenin gidişatını yeterince Hollywood filmi izlemiş her izleyici tahmin edebilir. Yapım değerleri ve oyunculuk performanslarında ise belli bir seviye yakalanıyor.
Rahat izlenen bir yapım
Filmin bölünmemekle ilgili bir hikaye anlatırken geçtiği Soğuk Savaş dönemi itibarıyla Ruslara karşı bir Amerikan birliği ve kahramanlığı söylemini benimsemesi ise kendi içinde bir çelişki... “Gizli Sayılar” rahat izlenen bir film ve şu anın Amerika’sında da kendisine yer bulan bir mevzuyu gündeme alıyor. Ancak siyah hakları mücadelesine dair kayda değer bir film izlemek isteyenler Akademi Ödülleri’nde En İyi Belgesel adayı Raoul Peck’in yönettiği “I’m Not Your Negro”yu izleme listesine alabilir.
“Gizli Sayılar / Hidden Figures”
Yön.: Theodore Melfi Oyn.: Taraji P. Henson (Katherine G. Johnson), Octavia Spencer (Dorothy Vaughan), Janelle Monae (Mary Jackson), Kevin Costner (Al Harrison), Kirsten Dunst (Vivian Mitchell) Sen.: Allison Schroeder, Theodore Melfi (Margot Lee Shetterly’nin kitabından uyarlama) Gör.: Mandy Walker Müz.: Benjamin Wallfisch, Pharrell Williams, Hans Zimmer
Ustanın şairi
Amerikan bağımsız sinemasının usta ismi Jim Jarmusch, geçen yıl Cannes Film Festivali’nde yarışan filmi “Paterson”da Jarmusch tarzını sevenlere yeni bir kahraman armağan ediyor. Adam Driver tarafından canlandırılan Paterson, New Jersey’de otobüs şoförlüğü yapan bir şair. Film, eşi Laura’yla (Golshifteh Farahani) mutlu bir hayatı olan Paterson’ın yaşamının bir haftasını takip ediyor. Jarmusch’un meraklısı olduğu edebiyat, gündelik hayatın içindeki büyülü anlar ve ilginç karşılaşmalar “Paterson”da da öne çıkarken, bu mütevazı yapım bağımsız sinemanın 1990’lar döneminden izler taşıyor. “Paterson”, yönetmenin sinemasının sevenlerine eski bir dost gibi tanıdık gelecek.
Haftanın diğerleri
- Bilgisayar oyunu uyarlaması serilerin en ünlüsü “Resident Evil”ın altıncı ve son filmi “Resident Evil: Son Bölüm / Resident Evil: The Final Chapter” adını taşıyor. Serinin önceki filmlerinde olduğu gibi Milla Jovovich başrolünü üstleniyor. Yönetmen ise serinin birçok filminde imzası bulunan Paul W.S. Anderson. Filmde, kıyametten hayatta kalan son insanlar Umbrella Şirketi tarafından hedef alınırken kahramanımız Alice onlara karşı koyuyor.
- Mert Dikmen’in yönettiği gerilim filmi “Cereyan”, bu hafta vizyonun tek yerli yapımı. Murat Yatman, Pınar Bibin ve Salih Bademci’nin rol aldıkları film, bir psikoloji öğrencisinin internet üzerinden verdiği terapi sonrası yaşananları konu alıyor.
- Aleksey Tsitsilin’in yönettiği Rusya yapımı animasyon “Karlar Kraliçesi 3: Ateş ve Buz / Snezhnaya koroleva 3. Ogon i led”, çocuklara hitap eden bir yapım.
