Hollywood’un gözde animasyon stüdyosu Pixar, İskoçya’da geçen masalsı filmi “Cesur”la bir kez daha övgü topladı
Aralarında “Oyuncak Hikayesi / Toy Story” serisi, “Up” ve “WALL-E”nin de olduğu filmlerin yaratıcısı, animasyonun dev ismi Pixar, yeni çalışması “Cesur”da İskoçya’ya uzanıyor. Üstelik de ilk kez bir kadın ana karakteri merkeze alıyorlar.
Filmin ana karakteri Merida, DunBroch kralı Fergus’ın kızı. Kalıplara uymak istemeyen Merida, klanlar arasında barışı garantileyecek politik bir evliliğe yanaşmıyor. Bu da annesi Elinor’la arasını açıyor. Ormana kaçan ve burada tanıştığı biri sayesinde büyüye başvuran Merida, aileyi birbirine katıyor. Özellikle de annesiyle ilişkisi büyük darbe alıyor.
Filmin gösterime girdiği yerlerde çıkan eleştiriler, Pixar’ın çoğu zaman tutan ‘sihri’nin bir kez daha tuttuğuna işaret ediyor. 3D animasyon tekniğiyle övgü toplayan “Cesur”un hikayesiyle ilgili söylenenler de ümit verici. Yazılarda Grimm Kardeşler’in masallarını andıran öğelere vurgu yapılırken “Cesur”la Japon animasyon üstadı Hayao Miyazaki’nin işleriyle paralellikler kuruluyor. Pixar, masalları sevmeyen yetişkinlerin dışında her yaş grubuna hitap eden bir film ortaya çıkarmışa benziyor. n
“Cesur / Brave”
Yön.: Mark Andrews, Brenda Chapman, Steve Purcell
Ses.: Kelly Macdonald (Merida), Billy Connolly (Fergus), Emma Thompson (Elinor), Robbie Coltrane (Lord Dingwall)
Sen.: Mark Andrews, Steve Purcell, Brenda Chapman, Irene Mecchi Müz.: Patrick Doyle
“Geriye Kalan”
Evlilikten karanlık manzaralar
Çiğdem Vitrinel’in yönettiği ve senaryosunu Şebnem Vitrinel’le kaleme aldığı “Geriye Kalan”, geçen yıl Antalya Film Festivali’nden ödüllerle döndü; En İyi Yönetmen ve En İyi Kadın Oyuncu (Devin Özgür Çınar) ödüllerine layık görüldü.
Sevda’nın (Şebnem Hassanisoughi) kocası Cezmi’yle (Erkan Bektaş) yaşadığı düzenli hayat, başka bir kadın yüzünden altüst olur. Cezmi, hastaneden iş arkadaşı Zuhal’le birlikte olmaya başladığını öğrenen Sevda, düzenini koruyabilmek için elinden geleni ardına koymayacaktır.
Film, kadının içinde sıkıştığı düzeni eleştirmek için yola çıkıyor ama özellikle finaliyle toplumsal eleştiri sınırlarını aşıyor ve şeytanlaşan kadın figürüne başvuruyor. Buna rağmen başarılı oyunculuklarla dikkat çeken, ümit vaat eden bir ilk film.
“Mutluluğa Boya Beni”
Resimdeki adaletsizlik
Bu yıl İstanbul Film Festivali’nde izleyiciyle buluşan Fransa yapımı animasyon “Mutluluğa Boya Beni /
Le Tableau”, yönetmeni Jean François Laguionie’nin olgunluk döneminde çektiği ilgiyi fazlasıyla hak eden bir film. Bir ressamın tamamlamadığı tabloda, tam tamamlanmış çizimlerin, yarım tamamlanmış ve eskiz olarak bırakılmışları hor görmesi üzerinden ilerleyen film, yaratıcı bir hikaye ve teknik işçiliğin güzelliğiyle dört dörtlük bir animasyon.
“Bahse Var mısın?”
Vegas’ta dehşet ve kumar!
Stephen Frears, aralarında “The Queen / Kraliçe”, “High Fidelity / Sensiz Olmaz” ve “Dangerous Liaisons”un da olduğu sevilen filmlere imza atmış bir yönetmen. Yeni filmi “Bahse Var mısın? / Lay The Favorite”de Bruce Willis, Rebecca Hall, Catherine Zeta Jones ve Joshua Jackson’ın yer aldığı iddialı bir kadroyu bir araya getiriyor. Film, Beth Raymer’ın anı kitabından “High Fidelity”nin senaristi D.V. DeVincentis tarafından uyarlanmış.
Filmin baş karakteri Beth (Rebecca Hall), Las Vegas’a geldiğinde garsonluk yapmayı planlamaktadır. Şans eseri, profesyonel kumarbaz Dink’in (Willis) yanında iş bulur. Ancak Dink, spor bahislerinde her zaman kuralına göre oynamamaktadır.
Dengesiz bir kariyere sahip yönetmen Frears, yurtdışında çıkan eleştirilere bakılırsa bu filmle düşüşlerinden birini yaşıyor. Film, gösterildiği ülkelerde iyi yorumlarla karşılanmadı ve senaristinden oyuncusuna sahip olduğu iyi kadroya rağmen can sıkıcı olduğu yazıldı.
“Elena”
Cannes’dan ödüllü
2003 yapımı ilk filmi “The Return”le sanat sineması sevenlerin takip listelerine giren Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’in üçüncü filmi “Elena”nın ana karakteri Elena (Nadezhda Markina), yaşlı bir ev kadını. İkinci evliliğini yaptığı kocası, ölüm döşeğinde tüm servetini kızına bırakmaya karar verir. Elena, bunu öğrenince önceki evliliğinden olan işsiz oğlu için endişelenmeye başlar. Olayların akışını değiştirmek için bir plan hazırlar. Yönetmenin kariyerinde yeni bir başarı olarak değerlendirilen film, geçen yıl Cannes Film Festivali’nde Belli Bir Bakış bölümünde izleyiciyle buluştu ve jüri özel ödülü kazandı.
“Sır”
Çocuklar nerede?
“Martyrs” ve “Saint Ange” filmleriyle tanınan ve korku türünde filmler çeken Fransız yönetmen Pascal Laugier’in yeni filmi “Sır / The Tall Man”in başrolünde Jessica Biel bulunuyor. Çocukların kaybolduğu bir kasabada, halk ‘uzun adam’ adını verdikleri çocukları kaçıran bir varlığa inanmaktadır. Biel’in canlandırdığı hemşire Julia’nın oğlu da aniden ortadan kaybolur. Çocukları kaçıranın kim olduğu sorusu etrafında dolaşan filmin oyuncu performansları oldukça sorunlu. Benzerlerinden ayrılmak için sürpriz üzerine sürpriz yapan film, tartışmalı bir finalle bağlanıyor.
“Şimdi Gel de Gör Beni”
Greta Gerwig başrolde
Daryl Wein’in yönettiği komedi “Şimdi Gel de Gör Beni / Lola Versus”ın başrolünde bağımsız sinemanın parlayan yıldızlarından Greta Gerwig var. Gerwig’in canlandırdığı Lola, 30’una yaklaşmış bir kadın. Düğününe birkaç hafta kala uzun süreli sevgilisi tarafından terk edilen Lola, arkadaşlarının desteğiyle kendisini toparlamaya çalışıyor. Film, iyi eleştiriler almadı ve sit-com’ları andırdığı için eleştirildi.
“Ruh”
Geçmişteki sır
ABD yapımı korku filmi “Ruh / The Pact”, yönetmen Nicholas McCarthy’nin başarılı bulunan kısa filmini uzun metraja çevirmesiyle ortaya çıkmış. Annesini kaybeden Annie (Caity Lotz), cenaze hazırlıkları için büyüdüğü eve döner. Kuzeni ve kız kardeşi ortadan kaybolunca, ne olduğunu öğrenmeye çalışan Annie, annesinin geçmişine dair korkutucu şeyler keşfedecektir.