Martin McDonagh, ABD’de hayali kasaba Missouri’de geçen filminde izleyicisine kara mizah, dram ve akıldan kolay çıkmayan bir karakter vadediyor.
İngiliz yönetmen Martin McDonagh, “In Bruges” ve “Yedi Psikopat”la senaryo ve diyalog yazımının en yetenekli yaratıcılarından biri olarak sinemaseverlerce sahiplenildi. Yedi dalda Oscar adayı “Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri / Three Billboards Outside Ebbing, Missouri”, McDonagh’ın senaryo ve karakter yaratımı konusunda başarısını bir kez daha kanıtladığı, ayrıca filmlerinin görselliğindeki etkileyiciliği de bir adım öteye taşıdığı bir yapım. Üstelik McDonagh, Amerika’da geçen öyküler anlatan Avrupalı yönetmenlerin kendi dünyalarını yansıtma konusundaki tuzaklara da düşmüyor.
Üç Billboard EbbIng ÇIkIŞI, MIssourI / Three BIllboards OutsIde EbbIng, MIssourI”
Yön.: Martin McDonagh
Oyn.: Frances McDormand (Mildred), Woody Harrelson (Willoughby), Kerry Condon (Pamela), Sam Rockwell (Dixon) Sen.: Martin McDonagh Gör.: Ben Davis Müz.: Carter Burwell
Bu filme dikkat!
İsrailli yönetmen Samuel Maoz, Venedik Film Festivali’nden büyük ödül Altın Aslan’la dönen “Lebanon”un ardından yeni filmi “Foxtrot”la bir kez daha İsrail’in militarizmle ilişkisine odaklanıyor. Geçen yıl yarıştığı Venedik Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü’yle dönen film, oğullarının ölüm haberini alan bir ailenin dramıyla açılsa da hikâye izleyiciye sürprizler sunuyor. Başrol Lior Ashkenazi’nin dört dörtlük performans sergilediği film, adını aldığı danstan hareketle militarizm ve şiddetin hayatın sıradan bir parçası olduğu toplumun dönüp dolaşıp aynı noktaya geldiğinin altını çiziyor. Maoz’un yönetmenlikte aldığı riskler “Foxtrot”u alışılmışın dışına taşıyor. Filmin üç bölümlük yapısının çok az filmde altından kalkılan bir hünerle işlendiği “Foxtrot”, yılın en iyilerinden.
Fatih Akın’ın En İyi Yabancı Dilde Film dalında Altın Küre ödüllü yeni filmi “Paramparça / Aus dem Nichts”, oğlu ve eşini bir terör saldırısında kaybeden Katja’nın (Diane Kruger) adaletin işlememesine şahit oluşu ve ardından kendi intikamının peşine düşmesi üzerine. Almanya’daki NSU cinayetlerinden yola çıkan Akın, toplumdaki önyargıların kurban konumundaki bireyi taşıdığı noktaları sorguluyor. Kruger’ın kendisine Cannes Film Festivali’nden En İyi Kadın Oyuncu Ödülü kazandıran performansının dikkat çektiği film, Akın’ın estetik açıdan sade ve klasik tercihlere yöneldiği, hikayenin öne çıktığı bir yapım.
Haftanın diğerleri
-Joe Wright’ın yeni filmi “En Karanlık Saat” kendisinden en çok Gary Oldman’ın Churchill performansıyla söz ettiriyor. Aktöre Oscar adaylığı kazandıran film altı dalda Oscar için yarışıyor.
-Melisa Üneri’nin yönettiği belgesel “Babasının Kızı”, Finlandiya’dan Türkiye’ye gelen Melisa Üneri’nin babasıyla ilişkisini konu alıyor.
-Tuncer Gürbüz’ün imzasını taşıyan korku türündeki “Cin Çeşmesi”, lanetlenen bir köy üzerine.
-Serra Yılmaz’ın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu “Cebimdeki Yabancı” yemekte bir araya gelen bir arkadaş grubunun oynadığı bir oyundan yola çıkıyor. Kadroda Belçim Bilgin ve Buğra Gülsoy’un aralarında olduğu isimler yer alıyor.