Yıllardır Harry Potter olarak izlediğimiz Daniel Radcliffe, eski tarz korku filmi “Siyahlı Kadın”da bu etiketi üstünden atıyor
1900’lerin başlarında geçen öyküde avukat Arthur Kipps, çok sevdiği karısını oğlunun doğumu sırasında kaybetmiş, mutsuz bir adamdır. Londra’daki patronu ondan bir kasabaya gidip ölmüş zengin bir kadının kağıt işleriyle ilgilenmesini ister. Kasabaya vardığında burada çocukların tuhaf şekillerde öldüğünü öğrenir. Kasabalılar onun kasabayı terk etmesini ister. Özellikle de zengin kadının malikanesine gitmemesi için uyarılır. Onları dinlemeyen Arthur, malikanede çalışırken tuhaf sesler duyup ‘siyahlı bir kadın’ görmeye başlar. Kasabadakilerin batıl inançlarını paylaşmayan Sam Daily, Arthur’a misafirperver şekilde davranmaktadır.
Çığır açmıyor ama işini yapıyor
“Siyahlı Kadın” korku sinemasını ele geçiren kan ve dehşet filmlerinden uzak bir anlayışın ürünü. 1983 tarihli bir romandan uyarlanan film, klasik hayaletli ev izleğini takip ediyor. Yönetmeni James Watkins gıcırtılar, aniden görünen yüzler gibi eski usul yöntemlere başvuruyor. İzleyicinin takip etmekten memnun olacağı bir de karakter yaratıyor. Yıllardır Harry Potter olarak izlediğimiz Daniel Radcliffe, hüzünlü avukat Arthur rolünde üzerine yapışan etiketten kurtulma konusunda sağlam bir ilk adım atıyor. Çocukluk hallerini bildiğimiz Radcliffe’i 4 yaşında bir oğlu olan yetişkin adam rolüne yerleştirmek risk olsa da Radcliffe, Potter’ı unutturmayı başarıyor.
“Siyahlı Kadın” yenilikler yaratan, çığır açıcı bir film değil. Ama hedeflediği eski usûl korku filmi konseptinin üstesinden geliyor. n
“Siyahlı Kadın / The Woman in Black”
Yön.: James Watkins
Oyn.: Daniel Radcliffe (Arthur Kipps), Ciar·n Hinds (Sam Daily), Janet McTeer (Elizabeth Daily), Sophie Stuckey (Stella Kipps)
Sen.: Jane Goldman
Gör.: Tim Maurice-Jones
Müz.: Marco Beltrami
“Elveda İlk Aşk”
Fransa’dan aşk filmi
Fransa-Almanya ortak yapımı “Elveda İlk Aşk / Un amour de Jeunesse”, 15 yaşındaki Camille’in ilk aşkı Sullivan’ın onun terk etmesi sonucunda yıkılmasını ve ikili yıllar sonra tekrar karşılaştıklarında yaşananları konu alıyor. Mia Hansen Love’ın yönettiği filmde başrolde Lola Creton, Sebastian Urzendowsky ve Magne Havard var.
“John Carter: İki Dünya Arasında”
Mars’ta savaş
John Carter: İki Dünya Arasında / John Carter”, Edgar Rice Burroughs’un “Barsoom” adlı ucuz roman serisinin kahramanının beyazperde uyarlaması. Filmin yönetmenliğini ise Pixar’ın “Finding Nemo” ve
“WALL-E” gibi başarılı animasyonlarında imzası
bulunan Andrew Stanton üstleniyor.
Amerikan İç Savaşı’nda savaşmış John Carter (Taylor Kitsch) birden kendisini Mars’ta bulur. Buradaki tuhaf canlılar arasında bir çatışma olduğunu öğrenen Carter, kısa süre sonra savaşın ortasında kalır. Üstelik gezegenin kaderini değişmek Mars’ta süper güçlerle donanmış Carter’a bağlıdır. Filmle ilgili ilk eleştirilerin, “John Carter”ın başarılı bir ticari gişe filmi olabileceğine işaret ettiğini belirtelim.
Jules Verne’e selam
2008 yapımı “Journey to the Center of the Earth”ün devam filmi “Gizemli Adaya Yolculuk / Journey 2: TheMysterious Island”, Jules Verne’in “Esrarlı Ada / The Mysterious Island”ının serbest bir uyarlaması. Filmin oyuncu kadrosunda Josh Hutcherson, Vanessa Hudgens, aksiyon yıldızı Dwayne Johnson ve tecrübeli aktör Michael Caine var.
Brad Peyton’un yönettiği filmde, ergenlik çağındaki Sean Anderson (Hutcherson), haritalarda görünmeyen bir yerde yardım sinyali alıyor. Sinyalin büyükbabasından geldiğinden şüphelenen Sean ve üvey babası Hank (Johnson) ‘gizemli ada’yı keşfedecekleri bir yolculuğa çıkıyorlar.
Film ABD gişesinde iyi bir hasılat elde etse de eleştirmenler tarafından sıradan olduğuna dair yorumlar aldı.
“Max Maceraları: Kralın Doğuşu ”
Aslan Max beyazperdede
Türkçe seslendirme kadrosunda Yekta Kopan, Engin Altan Düzyatan, Özge Özpirinçci ve Sezen Aksu’nun bulunduğu animasyon “Max Maceraları: Kralın Doğuşu / MaxBegins”, Aslan Max’ın krallığını istila eden kötülerle mücadelesini anlatıyor.
“Seninki Kaç Para”
Para peşinde
Harbi Define”nin yönetmeni Hakkı Görgülü’nün ikinci filmi “Seninki Kaç Para”da başrolleri Vatan Şaşmaz, Fulden Akyürek ve mafya babası rolünde izlediğimiz Azer Bülbül paylaşıyor.
Filmde, İstanbul’da geçinebilmek için para kazanması gereken ve bu konuda her yolu deneyen Cemil’in (Şaşmaz) hikayesi anlatılıyor.
“Teksas Ölüm Tarlası”
Teksas’ta korku ve cinayet
Geçen yıl Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan “Teksas Ölüm Tarlası / Texas Killing Fields”, ABD yapımı serinkanlı bir polisiye.
Teksas’ta bir kadın ölü bulunur. Bir diğer kadın ise kayıptır. Biri New York’tan gelmiş Brian Heigh (Jeffrey Dean Morgan) diğeri Teksas yerlisi Mike Souder (Sam Worthington) olmak üzere iki dedektif olayları araştırırlar. İkisinin de tanıdığı ve sevdiği Ann Sliger (Chloe Grace Moretz) de tehlikededir. Araştırma ikisinin de karakterindeki zayıflıkları ortaya çıkaracaktır.
Ünlü yönetmen Michael Mann’in kızı Ami Canaan Mann, 2001 yapımı “Morning”in ardından çektiği ikinci uzun metrajlı filminde polisiye ve dram arasında gidip gelen bir filme imza atıyor. Gerilim, melankoli ve karanlığın hakim olduğu filmin atmosferi özellikle boğucu. Muhteşem polisiye “Memories of Murder”a (2003) yakın bir yapıda ilerleyen film olgun, ağırbaşlı polisiyeleri sevenleri memnun edebilir.