Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Alacakaranlık” serisinin son romanı iki bölüm halinde beyazperdeye gelecek. İlk filmde Bella Swan hamile...

En ünlü vampir baba oluyor


Stephenie Meyer’in aynı adlı romanlarından uyarlanan “Alacakaranlık / Twilight” serisinin dördüncü filmi “Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1” adını taşıyor. Bu gençlik serisinde, son roman iki bölüme ayrılmış. Bu filmde, üçüncü filmde hayattan tek isteğinin Edward olduğunu vurgulayarak feministlerin yüreğini sızlatan Bella ve vampir Edward muratlarına erip evleniyorlar. Balayına Rio yakınlarında bir yere gidiyorlar. Kısa süre içerisinde Bella’nın hamile olduğu anlaşılıyor. Çocuğun babası Edward vampir olduğu için Bella zor bir hamilelik geçiriyor. Edward’ı dinlemeyip ısrarla çocuğu doğuracağım diye tutturuyor. Serinin aşk üçgeninin üçüncü kişisi kurt adam Jacob ise Bella’yı ve doğurmaya çalıştığı çocuğu diğer kurt adamlardan korumaya çalışıyor.
Bu kadar az olayı iki saate yayan filmin boş boş zaman harcama ve iç kıyıcı romantizm açısından tek rakibi Brezilya dizileri. Serinin son kitabının sanki çok olay varmış da tek filme sığmayacakmış gibi ikiye bölünmüş olması da ancak ‘Filmler popüler, gişeyi sonuna kadar sömürelim’ anlayışıyla açıklanabilir. Filmin serinin en sıkı takipçilerinin bile sabrının sınırlarını zorlaması muhtemel. Seriyi takip etmeyenler için ise anlam ifade etmesi mümkün değil.

“Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 / The Twilight Saga: Breaking Dawn Part 1”
Yön.: Bill Condon Oyn.: Kristen Stewart (Bella Swan), Robert Pattinson (Edward Cullen), Taylor Lautner (Jacob Black), Billy Burke (Charlie Swan), Ashley Greene
(Alice Cullen) Sen.: Melissa Rosenberg Gör.: Guillermo
Navarro Müz.: Carter Burwell

“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”

Aile kurumunu eleştiriyor

2006 yapımı “Polis” adlı ilk filmiyle absürt hikaye anlatımını tercih ettiğini gösteren yönetmen Onur Ünlü’nün yeni filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”, eylül ayında düzenlenen Altın Koza Film Festivali’nin Derviş Zaim başkanlığındaki jürisinden En İyi Film, En İyi Senaryo ve filmin bütün oyuncularına verilen Jüri Özel Toplu Performans ödüllerini kazandı.
Ünlü bu filmde Eskişehir’de yaşayan anayasa profesörü Celal Tan’a (Selçuk Yöntem) ve ailesine odaklanıyor. Celal Tan kızı yaşındaki karısını (Türkü Turan) bir kıskançlık krizi sırasında öldürür. Kızı (Ezgi Mola), oğlu (Tansu Biçer) ve annesinin (Güler Ökten) bu cinayete tanıklık ettiğini bilmemektedir. Aile olayı görmezden gelmeyi seçer. Celal Tan da suçu az ömrü kalmış meslektaşının (Köksal Engür) üstlenmesini ister.
Orta sınıf bir aileyi eleştirmek için absürtlüğe başvuran film, oyunculuklarda ise özellikle öldürülen kızın ağabeyini canlandıran Bülent Emin Yarar başta olmak üzere abartılı performansları tercih ediyor. Konuşan trafik ışıkları dahil olmak üzere sürüp giden tuhaflıklar zinciri filmin odağına aldığı aile kurumunun eleştirisini zayıflatıyor. Film, girişindeki Shakespeare’in “İnsan, insandır” alıntısının işaret ettiği gibi genel bir insanlık durumuna değil, toplumun bir sınıfına odaklanıyor.
Ama yine de Onur Ünlü’nün anlatımını sevenler için bunun, yönetmenin en derli toplu filmi olduğu söylenebilir.

“Oyunun Sonu”

2008 krizine dönüş

Margin Call / Oyunun Sonu” 2008 ekonomik krizine, çökmek üzere bir yatırım şirketinin 24 saatine odaklanarak bakıyor. Kovulan bir çalışan meslektaşına şirketin çökmek üzere olduğunu kanıtlayan belgeler bırakır. Bu haber kısa sürede üst düzeyindekilere ulaşır. Müşterileri batırmak pahasına da olsa, bu krizi de bir para kazanma yoluna çevirmek mümkündür.
J.C. Chandor ilk filminde çoğu yönetmene kariyerinin ilerleyen yıllarında bile nasip olmayacak isimleri bir araya getiriyor. Şirketin CEO’su rolündeki Jeremy Irons’a Kevin Spacey, Paul Bettany, Demi Moore ve Stanley Tucci gibi önemli isimler eşlik ediyor.
Bu yılki Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan film, 2008 deneyimlerinden dolayı anlatılan hikayeye yabancı olmayan ABD’li eleştirmenlerin kalbini kazandı. Ancak film, kapitalist düzene ve finans sistemine dair yeni veya şok edici şeyler söylemiyor.