“Marilyn ile Bir Hafta / My Week
Dönemin atmosferini iyi yansıtan “Marilyn ile Bir Hafta”nın iki oyuncusu birden Oscar adayı
Marilyn Monroe’nun hayatının kısa bir dönemini sinemacı Colin Clark, “My Week With Marilyn” adlı anı kitabında anlatmıştı. Bu kaynağa dayanan aynı adlı film, Monroe’yu canlandıran Michelle Williams’a En İyi Kadın Oyuncu dalında ve Kenneth Branagh’a En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında Oscar adaylığı kazandırdı.
Film, Monroe’nun yeni evlendiği yazar Arthur Miller ile birlikte “Prens ve Şovkızı / The Prince and the Showgirl”ün çekimi için İngiltere’ye geldiği dönemde geçiyor. Saygın aktör Laurence Olivier’nin yönetip, başrolünde olduğu “Prens ve Şovkızı”nın çekimleri sırasında uyum sorunu yaşayan ve Olivier’la yıldızı barışmayan Monroe, tecrübesiz yönetmen asistanı Colin’le arkadaş olur. Bu, Colin için bu büyüleyici bir deneyimdir.
Simon Curtis filminde dönem atmosferi yaratmada oldukça başarılı. Williams’ın Monroe’su ise sinemanın efsanevi yıldızındaki güvensizlikleri, kaprisleri, kırılganlığı ve saflığı yansıtabiliyor. Ancak filmin asıl şovu ise Olivier’yi kusursuz şekilde canlandıran Branagh’ın performansı... “Marilyn ile Bir Hafta”, düzgün çekilmiş bir film olmasına rağmen Monroe’dan büyülenmiş genç bir adamın yüzeysel gözlemlerini yansıtmanın ötesine geçemiyor.
With Marilyn”
Yön.: Simon Curtis
Oyn.: Michelle Williams (Marilyn Monroe), Eddie Redmayne (Colin Clark), Julia Ormond (Vivien Leigh), Kenneth Branagh (Sir Laurence Olivier), Dougray Scott (Arthur Miller)
Sen.: Adrian Hodges
Gör.: Ben Smithard
Müz.: Conrad Pope
“Köstebek”
Aranızdaki Rus casusu kim?
John Le Carre uyarlaması “Köstebek / Tinker Tailor Soldier Spy”ın casus dünyasına girerken, James Bond’dan bildiğiniz her şeyi unutun. Silahları, güzel kadınları, araba takiplerini, teknolojik araç gereçleri... “Köstebek”te sizi Soğuk Savaş’ın acımasızlığının yüzlerindeki çizgilerini derinleştirdiği yorgun casuslar, melankoli, yalnızlık, bürokrasi, sadece zeka ve dosyalarla çözülen gizemler bekliyor.
İngiliz istihbarat servisi MI6’in, diğer adıyla Sirk’in efsane yöneticisi Kontrol (John Hurt), bir skandalın ardından sağ kolu George Smiley (Gary Oldman) ile birlikte emekli edilmiştir. Bir süre sonra Smiley, İngiliz Savunma Bakanlığı tarafından tekrar göreve çağrılır. Gelen istihbarata göre Sirk’in tepesindeki dört isimden biri Sovyet ajanıdır. Bu dört isim, ABD’ye bağlılığıyla tanınan ve Kontrol’ün görevini devralan Percy Alleline (Toby Jones), Viyana’da kötü bir durumdayken bulunup Sirk’e getirilen, Macaristan’ın soylu ailelerinden birine mensup Toby Esterhase (David Dencik), işçi kökenli Roy Bland (Ciaran Hinds) ve Sirk’in parlak isimlerinden Bill Haydon’dır (Colin Firth). Smiley, ‘köstebek’i bulmak zorundadır.
Zamanında Türk televizyonlarında “Köstebek” adıyla yayımlanan 6 saatlik BBC dizisinin anca anlatabildiği olay örgüsünü iki saatlik filmde anlatmak kolay iş değil. “Gir Kanıma / Let the Right One In” ile dünyaca ün kazanan İsveçli yönetmen Tomas Alfredson kısaltmaları doğru yerlerden yapıyor. John Le Carre’nin casus dünyası parıltılı bir yer değil. Karanlık, soğuk ve hüzünlü.
Gelelim, BBC dizisinde Alec Guinness tarafından canlandırılan Smiley olarak izlediğimiz Gary Oldman’a. Aktör tek kelime ile harika.
“Köstebek” dört dörtlük bir casusluk filmi. Film,
En İyi Erkek Oyuncu (Oldman), En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Müzik dallarında Oscar adayı.
“Sürücü”
İleride kült film olabilir
Pusher” üçlemesinin yönetmeni Nicolas Winding Refn, yeni filmi “Sürücü / Drive” ile önce geçen yılki Cannes Film Festivali’nde dikkat çekti. Referansları arasında Martin Scorsese’nin De Niro’lu başyapıtı “Taksi Şoförü / Taxi Driver”ı da olan film, Robert De Niro başkanlığındaki Cannes jürisinden Refn’e En İyi Yönetmen ödülü kazandırdı. Film ses kurgusu dalında Oscar ödülüne aday oldu.
İsmi belli olmayan sürücü (Ryan Gosling), Hollywood filmlerinde dublör, soygunlarda sürücü olarak çalışır. Araba sürmedeki başarısıyla hayatını kazanan sürücü, küçük bir çocuğu olan komşusu Irene (Carey Mulligan) ile duygusal bir ilişkiye girer. Irene’nin kocası hapisten çıkınca gelişen olaylar sürücüyü şiddete yönlendirecektir.
Son dönemde yıldızı parlayan aktörlerin başında gelen Gosling, sürücüyü müthiş bir karizma ile canlandırıyor. İlk yarısında bir dram olarak ilerleyen hikaye, sürücünün karanlık yönünün ortaya çıkması ile ağır bir şiddet sarmalına dolanıyor. 1980’leri anımsatan bir atmosfere sahip filmin sakin sessiz ilerlediği ilk yarısının çok daha başarılı olduğu söylenebilir. Ana karakterine uygun olarak soğuk, stilize bir film olan “Sürücü”nün ileride kültleşeceğini tahmin etmek zor değil.
“Duyguların Rengi”
Ayrımcılığa toz pembe bakış
En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu (Viola Davis), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Jessica Chastain ve Octavia Spencer) olmak üzere dört Oscar adayı çıkaran “Duyguların Rengi / The Help”, 1960 Mississippi’sinde geçiyor.
Genç Skeeter (Emma Stone), arkadaşları gibi evlenip çocuk yapmak yerine kariyer yapmayı planlamaktadır. Derken, zengin beyazların evlerinde işleri üstlenen siyahi yardımcıların gördükleri kötü muameleyle ilgili bir kitap yazmaya karar verir. Ancak işlerini kaybetmekten korkan yardımcıları ikna etmesi kolay değildir.
Kathryn Stockett’in aynı adlı romanından Tate Taylor tarafından uyarlanan film, ayrımcılığa konunun hak ettiği ağırlıkla yaklaşmıyor. Film neredeyse ayrımcılığın sorumlusu olarak kötü ‘bir’ kadına işaret ediyor. Konuyu birkaç şımarık beyaz kadınla sınırlayarak, toplumun geneline işlemiş ayrımcılığı hafifletiyor.
“Düşmanı Korurken”
Güney Afrika’da aksiyon
Düşmanı Korurken / Safe House”, başrollerini Denzel Washington ve Ryan Reynolds’ın paylaştığı bir aksiyon / gerilim filmi. Daniel Espinosa’nın yönettiği film, alışılageldik Hollywood aksiyonu izleğinin dışına çıkmıyor. Kirli CIA etrafında dönen filmin onu özel kılan hiçbir tarafı yok.
“Yıldız Savaşları Bölüm 1”
Yıldız Savaşları yeni boyutta
“Star Wars / Yıldız Savaşları” filmlerinin yaratıcısı George Lucas, yeni üçlemenin 1999 yapımı ilk filmi “Star Wars Bölüm 1: Gizli Tehlike / Star Wars Episode I:The Phantom Menace”a yeni bir boyut kazandırdı. Lucas filmini meraklıları için 3D olarak gösterime sokuyor.
“Jack ve Jill”
Hayatı altüst eden ikiz
Jack ve Jill adlı ikizleri Adam Sandler’ın canlandırdığı “Jack ve Jill / Jack and Jill”, Dennis Dugan’ın (“Grown Ups”, “You Don’t Mess with the Zohan”) yönettiği bir komedi.
Sandler’ın yanı sıra Katie Holmes ve Eugenio Derbez’in rol aldığı filmde, Jack’in düzenli hayatı her yıl Şükran Günü’nde alt üst olur. Çünkü kız kardeşi Jill yılın bu döneminde onu ziyaret etmektedir. O ziyaret uzayınca Jack onu göndermenin bir yolunu bulmaya çalışır. Film eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu.