Ünlü yönetmen Ron Howard’ın imzasını taşıyan “Pavarotti”, opera dünyasının en tanınmış ismine odaklanan bir belgeselOpera sahnesinin gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarından İtalyan tenor Luciano Pavarotti’nin hayatını konu alan “Pavarotti”, aralarında “The Da Vinci Code”dan “Beautiful Mind”a “Frost/Nixon”dan “Rush”a ana akım sinemanın iddialı yapımlarında imzası bulunan Ron Howard’ın yönettiği bir belgesel.
Film, 2007 yılında hayatını kaybeden Pavarotti’nin dünya çapında bilinen bir isme dönüşmeden önceki hayatını ve kariyerinin yükselişini merak edenlere hitap ediyor. Müzik dünyasından isimlerin tanıklıklarına da yer veren film, Pavarotti ailesinin desteğiyle çekildiği için belgeler, arşiv ve fotoğraflardan da yararlanıyor. Belgesel, 1990 yılında İtalya Dünya Kupası’nın açılışıyla milyarlara seslenen operanın bu büyük ismini hatırlamak ve geçmişini öğrenmek için bir fırsat sunuyor.
“PavarottI”Yön.: Ron Howard Yer alanlar: Andrea
Bu yıl Cannes’dan Altın Palmiye’yle dönen Bong Joon Ho imzalı Güney Kore yapımı “Parazit / Gisaengchung”, sınıf ve gelir eşitsizliğini işleyen büyüleyici bir ana akım sinema örneği“Parazit / GIsaengchung”
Yön.: Bong Joon Ho Oyn.: Kang-ho Song (Kim Ki-taek), Yeo-jeong Jo (Park Yeon-kyo), So-dam Park (Kim Ki-jung), Woo-sik Choi (Kim Ki-woo)
Sen.: Han Jin Won, Bong Joon Ho
Gör.: Kyung-pyo Hong Müz.: Jaeil Jung
Kara komedileriyle tanınan Quentin Dupieux’nun imzasını taşıyan “Deri Ceket / Le Daim”, ceketine saplantı geliştiren bir adamı konu alan bir film ve kendisini ciddiye alan filmlerin anti tezi gibi“Deri Ceket / Le Daım”
Yön.: Quentin Dupieux
Oyn.: Jean Dujardin (Georges), Adèle Haenel (Denise), Albert Delpy (Monsieur B.)
Sen.: Quentin Dupieux
Gör.: Quentin Dupieux
Müz.: Janko Nilovic
2014 yapımı “Malefiz”in devam filmi, özel efektlerin hikayenin önüne geçtiği bir masalHollywood’un masalları ters düz etme eğiliminin en dikkat çekici örneklerinden biri 2014 yapımı “Malefiz / Maleficent”tı. “Uyuyan Güzel” masalına alışıldığın tersine büyü yapan peri Malefiz’in gözünden bakan film, yaratıcılığı, “hiçbir şey göründüğü gibi değil” fikri ve Malefiz rolünde Angelina Jolie’nin varlığıyla sevilen bir masal yorumuna dönüştü.
Belli bir başarıya ulaşmış her Hollywood filmi için beklendiği üzere devam filminin açıklanması gecikmedi. İkinci film “Malefiz: Kötülüğün Gücü / Maleficent: Mistress of Evil”, ilk filmdeki olayların dört yıl sonrasında açılıyor. Malefiz’in kızı gibi büyüttüğü Aurora, perilerin yaşadığı Moors Krallığı’nın kraliçesidir. İnsanların yaşadığı Ulstread Krallığı’nden Prens Philip, Aurora’ya evlilik teklif eder. Bu, düşman iki dünyaya barış getirecek
“Acı ve Zafer”in başarısı Antonio Banderas’ın performansı ve Almodóvar’ın yakın dönemdeki en iyi film olmasıyla sınırlı değil. Yönetmen ve izleyicisi arasındaki bağın gücü de yadsınamaz.
İspanyol sinemasının yıldız yönetmeni Pedro Almodóvar, yeni filmi “Acı ve Zafer / Dolor y gloria”yla izleyicilerine içini döküyor. Filmde söz konusu ana karakter, otobiyografik özellikleri fark etmek için Almodovar hakkında birkaç bir şey bilmenizin bile yeterli olduğu Salvador Mallo.
Hem çeşitli sağlık sorunlarından muzdarip hem de bunlara bağlı da yaratım krizleri yaşayan Mallo, geçmişiyle yüzleşme sürecine giriyor. Arasının yıllardır bozuk olduğu bir aktör, gençlik yıllarının büyük aşkı, kaybettiği annesi, cinsel kimliğini keşfedişi de dahil çocukluk anılarıyla meşgul olan Mallo, bu sorgulama süreciyle orta yaşını şekillendiriyor.
Bu yıl Cannes Film Festivali’nde yarışan ve Altın Palmiye Ödülü’nün favorileri arasında yer alan “Acı ve Zafer”, Mallo’yu canlandıran Antonio
Venedik’ten “Altın Aslan” kazanan, ABD’de ise sağ kanattan silahlı kahramanları anlama rehberi gibi okunabileceği söylenen “Joker”in yarattığı kafa karışıklığı yönetmen Todd Phillips’in politik olmama ısrarından kaynaklanıyor
Batman’in en güçlü düşmanı Joker, süper kahramanın tam tersi, yani gölgesi olduğu için de en sevilen çizgi roman kötülerinden olageldi. Batman; ciddi, zengin, düzen yanlısı, mantıklı, akıllı, siyahlara bürünmüş bir kahraman. Joker ise eğlenceli, alt sınıftan, kaos eğilimli, mantıksız, deli ve renkli. Bu yıl yarıştığı Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan Ödülü’yle dönen ve önemli bir festivalde yarışıp büyük ödül alan ilk çizgi roman uyarlaması olan “Joker”de bu cazibeli karakteri, Batman’e karşı değil, sosyal ve psikolojik şartlarla savaşırken izliyoruz, yani süper kahramansız; bir kötünün köken hikâyesinde…
“The Hangover” serisiyle tanınan yönetmen Todd Phillips’in ana ilham kaynağı
“Bir Liderin Çocukluğu”nun yönetmeni Brady Corbet, ikinci filmi “Vox Lux”da Natalie Portman’ın canlandırdığı pop yıldızının çıkış hikayesini şiddet kültürüyle birleştiriyor
Brady Corbet, aktörlükten yönetmenliğe geçişi iddialı bir yönetmen oldu: 2015 yılında Venedik Film Festivali’nde gösterilen “Bir Liderin Çocukluğu”, ona ödüller ve ünlü yönetmen Jonathan Demme’den “Günümüzün Orson Welles’i” övgüsünü kazandırdı. Corbet, bu ilk filminde geçen yıl hayatını kaybeden usta müzisyen Scott Walker’ın güçlü müzikleri eşliğinde 1. Dünya Savaşı sonrasında faşist bir liderin çocukluğunu, ne yaptığını çok iyi bildiği sahnelerden oluşan birkaç bölümle gösteriyordu. Corbet’in çıkış filmi, entelektüel bir yaratıcının gelişini müjdeliyordu.
Geçen yıl Venedik Film Festivali’nde ana yarışmada yer alan ikinci filmi “Vox Lux” da “Bir Liderin
Tür sinemasına güçlü karakter dramları ekleyebilen yönetmen James Gray, bilimkurgu filmi “Yıldızlara Doğru / Ad Astra”da zanaatçı yönünü de sanatçı tarafını da yansıtıyor“Yıldızlara Doğru / Ad Astra”Yön.: James GrayOyn.: Brad Pitt (Roy McBride), Liv Tyler (Eve McBride), Ruth Negga (Helen Lantos), Tommy Lee Jones (Clifford McBride)Sen.: James Gray, Ethan GrossGör.: Hoyte Van HoytemaMüz.: Max RichterTür sinemasına yakın duran ancak güçlü karakter dramlarının eşlik ettiği “The Immigrant” ve “Two Lovers” gibi filmlerde imzası bulunan yönetmen James Gray, sinemacılığın zanaat tarafını sanatçı hassasiyetiyle birleştiren özel bir yönetmen. Birkaç hafta önce Venedik Film Festivali’nin ana yarışmasında izleyiciyle buluşan yeni filmi “Ad Astra / Yıldızlara Doğru”da ilk kez bilimkurgu türünde bir yapıma imza atsa da, önceki filmlerindeki tarzını koruyor. Çekimleri ve atmosferinin gücüyle zanaat konusunda özenli film, bir baba oğul çatışması üzerinden