İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararının etkileri daha uzun yıllar tartışılacak. Karar sadece İngiltere için değil, küresel boyutta bir dizi sorun üretecek gibi görünüyor.
En önemlisi ise Avrupa’yı kuşatan coğrafyalarda yaşanan belirsizliklere verilecek cevapların etkisinin azalmasıdır. Arap Baharı’nın ürettiği sorunların Avrupa’nın kapılarını zorladığı bir dönemde, Birliğin kaosa sürüklenmesi işleri daha da zorlaştırdı. Özellikle de Libya ve Suriye’de güvenlik ve insani sorunların derinleştiği bir dönemde.
Her geçen gün terörizmin, insani ve ahlaki sorunların maliyeti artıyor. Göçmenler Avrupa kapılarını zorlarken, terör tehdidi artmış durumda.
Avrupa Biriliği’nin önümüzdeki dönemde iç sorunlarına odaklanacağı açık. Bu durum önemli bir üyesini kaybeden Birliğin kaygılarını daha da artıracaktır.
Öte yandan, Rusya ile ilişkilerde tarafların birbirini algılamaları da değişecektir. Rusya ile AB arasındaki rekabet, Kafkaslar’dan Karadeniz’e, Doğu Avrupa’dan Baltık Bölgesi’ne kadar geniş bir coğrafya da gerilim yaratmaya devam ediyor. Gerilim, sadece güvenlik alanında değil, ekonomiden enerji politikalarına, ideolojiden rekabet yöntemlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Ekonomik durgunluktan muzdarip Birlik, İngiltere’nin ayrılma kararının ardından daha fazla maliyet ödeyeceğinin farkında. Siyasi belirsizlikler bu sorunu daha da derinleştirebilir.
İngiltere’nin ayrılma kararı her alanda çarpan etkisi yapacaktır. Bu çerçevede orta vadede iyimser tahminlerde bulunmak mümkün görünmüyor.
İngiltere’nin kararı AB’nin jeopolitik algılanışını, kendi okumalarını kökten değiştirecektir. Birliğin güç ve nüfuzu azalırken, İngiltere siyasi ve güvenlik konularında tek başına ve/veya ABD ile birlikte AB’ye rakip haline bile gelebilir.
Karar, zaten sorunlu olan, AB’nin savunma ve güvenlik politikalarını daha da zayıflatacaktır. Bu bağlamda AB’nin operasyon kabiliyeti olan bir ordu inşa etme şansı azalacaktır. Asker sayısından istihbarata, planlamadan operasyon kapasitesine kadar birçok alanda İngiltere’nin eksikliği hissedilecektir. Bu çerçevede NATO, Soğuk Savaş sonrası hiç olmadığı kadar önem kazanarak, ön plana çıkmayı sürdürecektir.
Yeni AB’nin enerjisinin çoğunu düzen kurmaya, iç dengeleri sağlamaya harcaması Rusya’yı mutlu edecektir. İngiltere’nin Birlik’ten çıkışıyla Avrupa cephesi ABD karşısında daha edilgen olurken, ABD’nin nasıl bir yol izleyeceğini ise seçimlerden sonra göreceğiz.
Yeni AB, Rusya ile İngiltere arasında kalan ve zayıflayan jeopolitiğini yeniden değerlendirmek zorunda kalırken, İngiltere’nin de bir süre içe dönmesi mümkündür. Sonuçta, belirsizliklerin tüm taraflara ciddi bir maliyeti olacaktır.