Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Barzani geçenlerde Irak seçimlerine dair dikkat çekici bir açıklama yaptı. “Seçimlerin Irak siyasetinde bir değişim sağlamaması halinde Kürt yönetiminin artık Bağdat’ın sorunlarının bir parçası olmayacağını” söyledi.
Seçim ne getirir?
Açıklama üç nedenden önemli. Birincisi, Barzani Irak Kürtlerinin geleneksel siyasi hedefini bir daha ortaya koydu. Bağımsızlık. İkincisi, Irak iç dengelerindeki olası gelişmelerden fazlaca umutlu olmadığını ifade etti. Hatta bunu fırsata çevirebileceğini düşünmektedir. Son olarak küresel ve bölgesel gelişmelerin Irak Kürtlerinin lehine olduğu kanaatindedir.
Bağımsızlığa kol mesafesinde olmak
Barzani, “bağımsızlık” idealine her zamankinden yakın olduğunu düşünüyor. Sadece politik gelişmeler bağlamında değil, stratejik araç olarak “petrol” bağlamında da.
Petrol sadece dış değil iç politikada da önemli. “Bağımsızlık” söylemi ile kitleleri harekete geçirici bir etkiye sahiptir. Aynı zamanda farklılıkları izole edici etkili bir sakinleştiricidir. Özellikle de abartılmış bir “zenginlik” beklentisi yaratılmış ise.
Petrol dış politikada da işe yarar. Etkili bir müttefik tedarikçisidir. Çok sayıda “dost” sağlar. Ne var ki öfke ve düşmanlıklar da üretir. Arap Baharı, Kırım’la başlayan uluslararası hukuk tartışmaları, Suriye krizi, Türkiye ile ilişkiler, ABD’nin bölgeye azalan ilgisi bağımsızlık yolunda uygun bir ortamın oluştuğuna dair bir algı yaratabilir.
Beklenen an
Irak iç politikasında ise kronik siyasi istikrarsızlık, ayrılıkçılığı derinleştiren uygulamalar, şiddet ve terör Kürt Yönetimi için geçerli nedenler üretiyor. Bütün bunlara rağmen yine de bazı engeller söz konusu.
Birincisi, olası bağımsız bir Kürt devletinin denize açılma imkânının olmaması, kara devleti olması, ciddi bir jeopolitik açmazdır. Özellikle petrol satmak isteyen bir ülke için.
İkincisi, Kürtler arası siyasi bölünmeler Kürt devletinin siyasi geleceğini rehin alabilir. Rejimin karakterini derinden etkiler.
Kürt bölgesinde yerel parlamento seçimlerinin Ekim 2013’te yapılmış olmasına rağmen hala hükümet kurulamaması riski gösterme açısından önemlidir.
Üçüncüsü, ABD faktörüdür. Onu dikkate almayan bir girişim sorunludur.
Bugünkü Irak’ın siyasi mimarı ABD’dir. İçeride güç dengeleri, ABD’nin bölgeyi okuma biçimi ve onun çıkarları belirleyicidir. O, bölgeyi, Irak’ı ve Kürtleri diğer aktörlerden farklı okumaktadır.
Kerkük’ün kimin olacağı sorusu yine gündemdeki yerini koruyor. Konu, Kürt bağımsızlığının önünde çözüm bekleyen en büyük sorunlardan birisidir.
Geçiş sürecini iyi değerlendirmek
Irak’ta seçimler 30 Nisan’da tamamlandı. Sonuçlar ve hükümetin kurulması aylar alabilir. Hükümet kurulsa da etkinliği konusunda ciddi kaygılar var. Hükümetin olmadığı, siyasi ve ekonomik kararların alınamadığı, şiddet sarmalının arttığı bir döneme girildiğine dair şüphe yok. Üstelik Suriye iç savaşı ve İran’ın etkisi devam ederken. Böyle bir ortamda Barzani bağımsızlık anının geldiğini düşünebilir. Bu inancını Bağdat yönetimini göz ardı ederek gerçekleştireceği petrol satışı ile de tahkim edebilir. Hatta Avrupa’ya petrol ve doğalgaz satmayı bile hedefleyebilir. Tam da Rusya gazı için alternatif tedarikçi aranırken. Ancak bütün bu değerlendirmeler hatalı da olabilir. Ne de olsa hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.