İç politika yine yoğun ve gündemi işgal ediyor. Ancak dış politikada da ilginç gelişmeler yaşanıyor. Özellikle de Irak ve Suriye’de. Devletler ve devlet dışı aktörlerin birbirleriyle ilişkilerinin değişen tabiatı, tam oluşmayan kuralları, siyasilerin ve profesyonellerin mevcut tabloyu tam olarak açıklamasına mani oluyor. Bazen ortaya garip durumlar çıkabiliyor. Zaman zaman söylenenlerle gerçekler örtüşmeyebiliyor. Bu gün Suriye’de olduğu gibi.
Türkiye’nin itirazlarına rağmen ABD, müttefiki Suriye Demokratik Güçleri’ni (siz onu PKK/PYD olarak anlayın) Fırat’ın batısına geçirdi. Hava desteğini arkasına alan PKK/PYD, Menbic’e girdi ve DAEŞ’i temizlemek için harekâtı sürdürüyor. Operasyon sadece DAEŞ’in geleceğini, PKK/PYD’nin Suriye’deki pozisyonunu değil, Türk-ABD ilişkilerini, Türkiye’nin PKK ile mücadelesini anlama açısından da oldukça öğretici.
Geçen haftalarda ABD Savunma Bakanlığı ve Pentagon sözcüleri Menbic operasyonunun amacının DAEŞ’in lojistik ve personel ikmal yollarını kesmek olduğunu açıkladılar. Güzergâhın öteki ucunda Türkiye yer alıyor. Açıklamanın daha detaylısını ve ilgincini bu kez ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken CNN Türk’e verdiği mülakatta yaptı.
Blinken şunları söyledi: “Aslına bakarsanız, Menbic’de beraber çalışıyoruz (Türkiye’yi kastediyor) ve bu çok önemli bir operasyon. Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın bir süredir DAEŞ’in kontrolü altında bulunan bir kısmı var. DAEŞ bu bölümü yabancı savaşçıları Suriye’ye sokmak ve savaşçı tedarikini tazelemek için kullanmanın yanında, eğitimlerini tamamlayan söz konusu savaşçıları ve teröristleri Türkiye’de, Avrupa’da ve ABD’de saldırılar düzenlemek üzere Suriye’den çıkarmak için kullanıyor. Bizler, hem batıdan doğuya doğru hareket ederek batı yönünden, hem de kuzeye ve batıya doğru hareket ederek doğu ve güney yönünden bu sınırı kapatabilmek için birlikte bir operasyon ortaya koyduk. Söz konusu operasyon gerçek anlamda başarı elde ediyor ve ABD ile Türkiye arasındaki koordinasyon ve işbirliğinin bir sonucu.”
Sahadaki tablo ve açıklamadan iki sonuç çıkarmamız mümkün. Birincisi, Türkiye, Suriye sınırının 110 kilometrelik bölümünden “yabancı savaşçı” geçişini önleyememekte ve DAEŞ’in lojistiğini kesememektedir.
İkincisi, bunu sağlamak için Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı PKK/PYD’nin yardımına ihtiyacı vardır. Türkiye, ABD’nin kolaylaştırıcı rolü sayesinde, üçlü, DAEŞ’e karşı PKK/YPG ile birlikte operasyon yürütmektedir. PKK/PYD ile Türkiye aynı hedefe(DAEŞ) odaklanarak zımnen işbirliği içindedir. Bunlar ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın ifadelerinden çıkan sonuçlardır.
Açıklamaya bakılırsa, Türkiye, PKK ile ülke içinde ve Irak’ta mücadele ederken, Suriye’de PKK/PYD ile işbirliği yaparak, garabet bir ilişkiyi sürdürmektedir. Başta dediğimiz gibi, biz de yeni dönem uluslararası ilişkileri anlamakta zorlanıyoruz!..