Trump ilke olarak Suriye’den çekilme kararlılığını sürdürüyor. Görünen o ki tüm tartışmaların değişmeyen tek parametresi Trump’ın bu fikri. Bunun dışında kalan tüm “parlak” görüş, uygulama önerileri ya da teklif edilen koşullar değişme ve esneme potansiyeline sahip görünüyor.
Bu yüzden Trump’ın kararı, farklı mahfilleri hareketlendirmiş durumda. Ziyaretler, beyanatlar, bitmez tükenmez tartışmalar, haritalar, planlar, zaman çizelgeleri havada uçuşuyor. Hadisenin karakteri, tarafların çokluğu ve Irak’ta olduğu gibi tarihsel tecrübeler, bu sürecin, tartışmaların daha aylar, yıllar alabileceğini söylüyor.
Karar üzerinde kafa yoran aktörlerden biri de PKK terör örgütü. Örgüt, Trump’ın açıklamasının ardından stratejik önemde bir kararın eşiğine geldiğinin farkında. Suriye’de askeri ve politik koşulların değişmesi, Trump’ın konuya verdiğinin anlamın zayıflaması, “partner” ilişkisinin gözden geçirilmesini zorunlu hale getrdi. Haliyle, ilişkinin mevcut şekliyle sürdürülmesi mümkün görünmüyor.
Elbette bunda Türkiye’nin ısrarları ve esnemeyen tutumu da önemli bir rol oynamış görünüyor. Bugün ABD, ister istemez, PKK/PYD konusunda daha dikkatli, esnek ve en az hasarla çıkış yolu arayışında. Başka bir ifadeyle, ABD bir ara yol bulmaya çalışıyor.
Bu çerçevede de PKK’nın askeri yapısını sınırdan uzaklaştırmaya, Suriye merkezli siyasi yapısını gevşetmeye ve doğal etno-demografik sınırlarına çekmeye çalışıyor. Bu bağlamda da hem Türkiye’yi hem de PKK’yı ikna etme çabalarını sürdürüyor.
Görünen o ki ABD’nin bu teklifi karşısında PKK bir ikilemle karşı karşıya bulunuyor. Ya ABD’nin önerisine evet diyecek. Böylece kısa vadeli, abartılı hayallerinden geri adım atacak ve beklentilerini törpüleyecek. Uzun vadeli siyasi kazanımları için, sabırlı ve temkinli davranacak. Ya da diğer alternatifleri değerlendirecek. PKK için diğer alternatif, Rusya, İran ve Esad blokuna yaklaşarak yeni bir konum almak.
Açık kaynaklar, ABD’nin teklifinin PKK/PYD’ye ulaştığını gösteriyor. Öte yandan, Kandil’in Suriye konusunda stratejik bir seçim yapabilmesi için Rus, İran, Esad blokunun teklifini de görmesi gerekiyor. Her ne kadar kapalı kapılar ardında Esad ile görüşmeler devam etse de bunun nasıl bir sonuç doğuracağını önümüzdeki günlerde sahadaki gelişmelerden anlayabileceğiz.
Eğer Kandil “aldatılmışlık” psikolojisi, “ideolojik yanılma” ile ABD’yi terk eder ve tercihini Esad’dan yana yapacak olursa, bir yandan ABD’yi kaybederken, bir yandan da Suriye’deki askeri ve siyasi tablonun değişimini tetikleyecektir. Bu değişim elbette Türkiye’nin tercihlerini ve ilişkilerini de etkileyecektir.
Bu çerçevede Türkiye’nin de önünde de iki seçenek var gibi görünüyor. Her iki ihtimalin gerçekleşme olasılığını, yönetilebilirliğini ve maliyetini gözeterek süreci yönetmek.