Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD Başkanı Obama geçen hafta Askeri Akademi’de bir konuşma yaptı. Dış politika kadar, küresel güvenlik sorunlarında ülkesine biçtiği rolü ve yöntemleri yeniden tanımladı.
Bazı uzmanlar konuşmayı sıradan buldular. ABD’nin küresel rolü ile önerilen yöntemlerin uyumsuzluğundan söz ettiler. Tehditlere cevap vermekten uzak olduğunu ileri sürdüler.

Çivi, çekiç meselesi
“Doktrin”, ABD’nin küresel rolünün sürdüğünü ancak savaşın tek yöntem olmadığını, ABD ordusunun savaş ve çatışma olan her yerde olmayacağını belirtiyor. Doğrudan müdahil olunacak halleri ise sınırlıyor.
Savaşların ağır maliyeti, asker kayıplarının yarattığı kamuoyu baskısı biliniyor. Afganistan savaşının yıllık gideri 100 milyar doların üstünde. Irak’la birlikte asker kayıpları ise 8 bine yakın.
Obama, dünyada artan ABD karşıtlığını da dikkate alarak ülkesinin çatışmalardan uzak duracağını, düşük bir profil göstereceğini ilan etti.

Asimetrik savaş ve teknoloji miti
Ana fikir, çatışmalara doğrudan müdahil olmak yerine, teknolojiye güvenmek, müttefikleri desteklemek ve güçlü ittifaklar kurmak üzerine şekilleniyor. Başka bir ifadeyle, kestaneleri ateşten doğrudan almak yerine, geri planda kalarak maşayla toplama eğilimi hâkim.
Obama Irak’tan çekildi. Afganistan’dan da hızla çekiliyor. Ne var ki bütün bunlar, “güvenlik sorunlarının” bittiği ya da kabul edilebilir bir seviyeye indiği için eve dönüş anlamına gelmiyor.
Suriye’den Libya’ya, Afganistan’dan Ukrayna’ya, Mali’den Orta Afrika’ya ABD ve müttefiklerini kaygılandıran ciddi ve asimetrik karakterde güvenlik sorunları var. Siyasi, ekonomik ve sosyal ortam asimetrik tehditler için elverişli bir iklim sağlıyor.
Yeni dönemde operasyonların istihbarata dayalı yürütülmesinin iki amacı var. ABD’nin kayıplarını en aza indirmek ve en az maliyetle başarı sağlamak.
Kayıpları azaltmanın bir diğer yolu teknolojiden geçiyor. En popüler yöntem ise “İnsansız Hava Aracı” kullanmak. Bu tekniğin sıradanlaşması, sivil kayıpların yanı sıra bir dizi hukuki tartışmayı da başlattı. Ayrıca uluslararası alanda her aklına gelenin bu teknolojiye dayalı operasyon yapması yeni ve kaotik bir dünyanın kapısını aralayacaktır.
Çatışma sahasında asker bulundurmama eğilimine rağmen, iç savaş, sivil savaş, terörizm gibi asimetrik çatışmalar da askerleri sahadan tamamen çekemezsiniz. Obama, bu açığı kapatmanın yolunun müttefikler ve dost silahlı muhalifleri desteklemek olduğunu gizlemiyor. Bu iş için de 5 milyar dolar ayrıldığını ilan etti.
Oysa ABD, 2006’dan beri 40’dan fazla ülkeye terörle mücadele kapasitesini artırmak, eğitim
ve teçhizat için 2.2 milyar dolar harcadı. Sonuçların pek parlak olduğu söylenemez.

Askeri yardım darbelere giden yol mu?
Yardımların ilginç yan çıktısı da olabilir. Terörizm, sivil savaş gibi sorunlar zaten devlet sistemlerinin çöktüğü yerlerde yaygındır. Askeri yardım ve kapasite inşası orduları güçlendirirken, zayıf hükümetler karşısında da etkili hale getirebilir. Askeri darbelerin kapısını aralayabilir. Tıpkı Soğuk Savaş günlerindeki gibi.
Yerel güçleri destekleme arzusu, küresel köyde köy koruculuğu sistemini kurma fikrine dayanıyor, tıpkı 19. yüzyıldaki gibi.