Bugün Türkiye, dünya, siyaset, ekonomi, hepsi çok uzakta. Benim dünyam Yasemin’in başucu. Bir hastane odasında hırıl hırıl uyuyor. O uyurken elimde hayatın kumandası var şimdi. ‘Pause’ tuşuna bastım, kuşbakışı bakıyorum...
Önemli bir şey değil aslında. Birçok çocuğun ortak derdi olan geniz eti ameliyatına girdi Yasemin. Ama konu sağlık olunca hiçbir şey kâğıt üzerindeki gibi durmuyor. Hastaneye sabahın kör karanlığında gidiş, minicik bir hasta önlüğünü 3.5 yaşındaki kızıma giydirirken onun çığlıklarını bastırış, ameliyathaneye giden yolun bir türlü bitmemesi, hele bir de göz göze geldiğimizde pembe oyuncağına sımsıkı sarılarak ağlayışı...
Bir evladın insanda yarattığı duygular, ruhu çok yükselten ama bir o kadar da kırılgan hale getiren duygular. Basit bir operasyonun bile uyandırdığı endişe, daha ciddi bir dert karşısında egemen olacak çaresizlik hissini düşündürtüyor. Halbuki eskiden anne-babama ne çok atıp tutan bir kızdım ben. Uf amma da üstüme düşüyorlardı, aman ne çok da merak ediyorlardı. Rahat olmalıydı insan vs vs... Hey gidi günler
hey! O asi kıza, nemli gözlerle
el sallayan ihtiyatlı bu kadın
ben miyim?
Not: Hayat Kafdağı’nın arkasında ya da belki de tam burada Yasemin’imin yanı başındayken dün yazdığım
iki yazıyı gönderiyorum...
Sony’nin Türkiye hikâyesi
Geçtiğimiz hafta Sony Channel Türkiye’de yayın hayatına başladı. Esasen Sony gibi bir markanın hem de böyle zor bir süreçte Türkiye’ye gelmesinin ardında tam bir başarı hikâyesi var. Şirket geçtiğimiz yıl Sevin Ergun’un 4 Planet kanalıyla ortaklığa imza atmış ancak o imzalar tam da Türkiye’nin art arda yaşadığı terör saldırıları ve 15 Temmuz darbe girişimine denk gelmişti. Hatta Atatürk Havalimanı’na saldırı olduğunda kanalın yöneticileri gökyüzündeydi ve uçakları geri dönmek zorunda kalmıştı.
Tüm bu zorluklara rağmen Sevin Ergun Türkiye’nin potansiyeli ve geleceği konusunda ikna kabiliyetini konuşturdu ve çarklar dönmeye devam etti. Artık birçok gişe hasılatı kıran film, dünyaca ünlü diziler ve yapımlar Türkçe dublajlı olarak Sony Channel’da yayınlanacak. Onu Mutfak, Türk ve Çocuk kanalları da takip edecek. Ben, marka değeri bu kadar yüksek bir şirketin tam da şu sıralar yayına başlamasının, Türkiye ile ilgili Batı’da oluşturulmak istenen algının kırılması ve yabancı yatırımcılara cesaret vermesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dilerim diğer platformlarda olduğu gibi, Digitürk’te de bir an önce Sony Channel yerini alır...
Booking.com’dan iyisini yap o zaman
Booking.com hayat kurtaran bir sitedir. Dünyanın neresine gitmek isterseniz her türlü konaklama seçeneğini önünüze bir ‘tık’ta getirir. Fiyatlar, kalacağınız fotoğraflar, opsiyonlu rezervasyon seçenekleri... Onlarca seyahatimde kullandım, beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı.
Şimdi TÜRSAB kendi işlerine engel oluyor diye, Türkçesi: Türkiye içindeki rezervasyonları yaparken onlar üzerinden değil, booking.com üzerinden yapıyoruz diye mahkemeye şikâyetçi oldu ve bu sitenin yurt içindeki rezervasyon akışı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik olarak durduruldu. İstanbul’daki ofisi kapatmaları, Hollanda menşeli olmaları... Bir dolu gerekçe sayıyorlar. Benim gözümde hiçbirinin kıymeti yok. Bu karar bizleri cezalandırmaktan başka bir şey değil! Booking.com iyi hizmet veriyor mu? Onu kullanmak için kimsenin başına silah dayanmadığına ve rakamlar alanında en iyilerden olduğunu gösterdiğine göre ‘evet.’ TÜRSAB daha cazip seçenekler sunabilirse zaten tercih edilen olacaktır ama sunamıyorsa sunanı engelleme yoluna gitmesinler... Benzer bir şeyi Amerikan havayolu şirketleri THY’ye yapınca eleştirmiyor muyuz?