Ankara’da geçen hafta sonu meydana gelen tren kazasında 9 yurttaşımız hayatını kaybetti.
Bu acı olay sonrasında raylı sistemlerdeki sinyalizasyon konusu, en çok konuşulan gündem maddelerinden biri oldu.
Sinyalizasyon konusunda İzmir’de de önemli bir eksik var.
Kentin iki raylı sistem hattından biri olan Metro’da yıllık yolcu sayısı büyük bir artış göstererek 100 milyona ulaştı.
Ama, İZBAN’ın bir önceki yıl 87,5 milyon kişi olan yolcu sayısını geçen yıl sadece 88 milyona ulaştırabildiği görülüyor.
İZBAN’da istenen hedeflere ulaşılamamasının altında başta sinyalizasyon sisteminin yıllardır yenilenememesi yatıyor.
Şu anda 219 vagonla işletme yapan İZBAN’ın, daha fazla vagon konusunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği net olarak görülüyor.
Bütün bunlara rağmen İZBAN hattında şu an 10-12 dakikada bir tren seferi yapılabiliyor. Bunun nedeni ise trenlerin hat üzerinde güvenli bir şekilde seyretmesini düzenleyen sinyalizasyon sisteminin yetersizliği.
Bir de banliyö ve bölge trenlerinin Torbalı ve Menemen’de kalıp İZBAN sistemine aktarma yapma konusu var.
Bu trenlerin de aynı hatta kent içine kadar girmesi sistemi yavaşlatıyor.
Sadece yolcu trenleri de değil, ne yazık ki yük trenleri de kent içine kadar giriyor. O trenler de kente gece girse, sistem gündüz saatlerinde bir kat daha hızlanacak.
İZBAN trenlerinin bulunduğu hat üzerindeki mevcut sinyalizasyon sistemi, şu anda 6-7 dakikada bir tren seferine izin veriyor.
Ancak, İZBAN’ın yanı sıra TCDD’ye ait bölge trenleri ile ulusal ve yük trenleri de aynı hat üzerinde çalışıyor.
İZBAN her gün 196 sefer yapıyor, aynı hat üzerinde TCDD’ye ait trenler de 69 kez geçiş yapıyor. Bu da İZBAN’da sefer sıklığının 10-12 dakikada bire düşmesine neden oluyor.
İşte bu yüzden de Çiğli’den, Karşıyaka’dan, Buca’dan ya da Halkapınar’dan İZBAN’a binmek isteyen yolcular, en yoğun saatlerde bile 10 dakikanın üzerinde beklemek zorunda.
Gerekli ve yeterli sinyalizasyon olsa, şehirlerarası trenler şehir içine girmese, gerekli olan zamanlarda istasyonlara 3 dakikada bir bile vagon gelmesi mümkün.
Ama sinyalizasyon sistemi yenilenemediği ve şehirlerarası yolcu ve yük trenleri kent içine girdiği için hatlara daha fazla sefer konamıyor. Öyle olunca da İzmirli, istasyonlarda uzun süre beklemek zorunda kalıyor.
Vagonlar çok daha kalabalık oluyor. Özellikle de sabah ve akşam saatlerinde çok büyük yoğunluk söz konusu. Hatta bazen gelen vagona binebilmek bile mümkün olmuyor.
İzmir’de yıl içinde toplu taşımaya biniş sayısı 2,3 milyar. Raylı sistemin toplu taşıma pastası içindeki payı yaklaşık yüzde 40.
Son 15 yılda İzmir’in toplu ulaşımda özellikle de raylı sistemde geldiği nokta dikkat çekiyor. Ankete katılan 120 bin kişinin yüzde 85,6’sı, yani 100 binin üzerinde İzmirli, raylı sistem yatırımlarının daha da geliştirilmesini istiyor. Halk, raylı sistemi çok verimli bir şekilde kullanıyor ve buradaki tüm gelişmeleri destekliyor.
Sinyalizasyon sistemini yenileyerek İzmirliye daha konforlu bir ulaşım imkânı sağlamak mümkün.
Üstelik bu daha güvenli bir ulaşım için de yaşamsal bir zorunluluk.