Hafta başında İzmir’den bir grup gazeteci arkadaşımla birlikte Kılıç Deniz tesislerini ziyaret etme imkanım oldu.
Her defasında biraz daha büyüyen tesisleri gezmek bana büyük bir keyif verdi.
Dile kolay, 50 ton yıllık üretim kapasitesi ile başlayan Kılıç Deniz, bugün üretimini 1100 kat artırarak 55 bin tonların üzerine çıkarmış durumda.
Bölgesinde 2 bine yakın kişiye de istihdam sağlayan dev bir kuruluş.
Üretiminin yüzde 70’ini ihraç eden Grubun İtalya, Arnavutluk, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tunus, Moritanya ve Dominik’te de yatırımları bulunuyor.
Sektöründe ihracat şampiyonu olan Kılıç Deniz, geçen yılı 142 milyon dolarlık ihracat ve 797 milyon TL ciro ile kapatmış.
Bu yılı da bu rakamların üzerinde kapatacak olan Kılıç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç ile de 1 saati aşkın görüşme imkanımız oldu.
Geçtiğimiz günlerde iş dünyasının yakından takip ettiği bir gazetede ilginç bir haber yayımlandı. İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren sanayiciler, bölgelerinde, yatırım yapacak yer olmaması, olanların da metrekaresi 600 Euro’yu bulması nedeniyle, yeni yatırım yapama-dıklarını ifade etmişler.
Fabrikala-rının bodrum katlarını da üretimde kullanmak istediklerini belirtmişler. Bu konuda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvurarak mevzuat değişikliği bile istemişler.
İzmir’de, Kınık’tan Bağyurdu’na Tire’den Kemalpaşa’ya kadar, organize sanayi bölgeleri yöneticileri yıllardır İstanbul ve Marmara Bölgesi’nden yatırımcı çekmek için çalışıyor.
İzmir-İstanbul Otoyolu’nun tamamlanması ile iki bölgenin birbirine daha da yakınlaşacağı düşünüldüğünde, İzmir ve çevresinde yatırım yapmak bu firmalar için büyük bir avantaja dönüşecek.
Çandarlı Limanı ve Kemalpaşa’daki Lojistik Köy projelerinin de tamamlanması ile lojistik avantajını daha da katlayacak olan İzmir, İstanbullu yatırımcı için bulunmaz bir nimete dönüşecek.
Bu konuda görüşlerini aldığım OSB başkanları da “Diri diri yerin altına girmeyin, İzmir’e gelin. Burada daha iyi şartlarda üretim için her şey var” diyorlar.
Bağyurdu
İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) İzmir İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi’ni bu yıl 4. kez gerçekleştirecek.
Öncelikle işadamlarının üye olduğu bir derneği, çalışan sağlığı ve güvenliği konusundaki duyarlığı için bir kez daha kutluyorum.
4 yıldır zirveyi yakından takip ediyorum.
Zirvenin tanıtım toplantısında İZSİAD Başkanı Hasan Küçükkurt, Başkan Vekili Cengiz Yavaş ve Genel Sekreter Şenol Aslanoğlu’nun ne kadar heyecanlı olduklarına bir kez daha tanık oldum.
Her yıl yüzlerce çalışanın iş kazaları sonucu öldüğü bir ülkede, bu alanda bir seferberlik ilan edilmesi gerekliliği bir kez daha gündemimizde olmalı.
Bu konuda İZSİAD Genel Sekreteri Cengiz Yavaş da güzel bir öneri getirdi.
Uzun süredir milli eğitimde müfredat tartışması yaşanırken Yavaş, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili derslerinde müfredatta mutlaka yer alması gerektiğine işaret etti.
Yavaş’ın bu önerisi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından nasıl değerlendirilir bilemem ama bence çok yerinde bir fikir.
İş dünyası seçim maratonuna başladı.
Malum İzmir Ticaret Borsası (İTB) 1 Ekim, İzmir Ticaret Odası (İZTO) 5 Ekim, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) 18 Ekim tarihinde meslek komitesi seçimlerini gerçekleştirecek.
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi yönetimi henüz seçim takvimini açıklamadı ama önümüzdeki ay seçimlerini yapması bekleniyor.
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de yine en heyecanlı ve tartışmalı seçim İZTO’da yaşanıyor.
İZTO’nun 25 yıllık Başkanı Ekrem Demirtaş yeniden başkan olmak için çalışırken, bu kez karşısında Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları Derneği (KESİAD) Başkanı Zeki Yöndem rakip olarak çıktı.
İZTO’da yönetim kurulu tarafından alınan seçim tarihi bile ‘Baskın Seçim’ iddialarını gündeme getirirken, seçimlerin hafta içi ve şehir merkezine uzak olan Fuar İzmir’de yapılması da birçok üyenin tepkisine neden oldu.
Kulislerden edindiğimiz bilgilere göre İZTO’da meslek konitesi seçimlerinden sonra sürpriz i başkan adayları da ortaya çıkacak gibi gözüküyor.
EBSO’da Ender Yorgancılar yeniden adaylığını üyelerin alkışları ile açıklarken, Yorgancılar’ın EBSO’da oy ve gönülbirliği ile bir dönem daha başkanlık kolltuğuna oturması bekleniyor.
Ekonomi ve iş dünyasındaki gelişmeleri değerlendirdiğim köşemi bu hafta pek çok şirketin başının derdi olan kurumsallaşma ve şirketin 2. ve 3. nesil yöneticilere devrinde yaşanan sıkıntılara ayıracağım.
Bu konuda da bilgi birikimine ve tecrübesine güvendiğim birçok şirkete hizmet veren Pazarlama ve Marka Yönetim Danışmanı, Yaşar Üniversitesi Öğretim Elemanı Dr. Zeynep Lembet’in görüşlerini sizinle buradan paylaşacağım.
Lembet yaptıkları yanlışlarla şirketi batırma noktasına getiren genç kuşak yöneticileri anlattı:
***
“Yıllardır müşterisini giyiminden, soyağacının 3 kuşak ötesine kadar araştırıp dikkat ve özenle seçen son derece pahalı ve düzgün işletmelerin içerisinde “dükkânını sel basmış Alibeyköy esnafı” tarzı, kısa paçalı dar kesim pantolonlu, gömlek düğmeleri göbeğine kadar açık yepyeni bir kapital sahibi genç kuşak da var.
Bu genç nesil, babalarından devraldıkları işleri, tesisleri ve sermayeleri, “babalarının malı” gibi harcıyorlar.
***
“
İzmir iş dünyası çok zor şartlarda kendi işini kurarak, bugün yüzlerce kişiye istihdam sağlayan, ülkesine milyonlarca dolar kazandıran başarı öyküleriyle dolu. Azmi ve çalışkanlığı ile kurduğu şirketleri dünyada söz sahibi yapan iş insanları, gelecek kuşaklara da rol model oluyor. Kemal Baysak, Selçuk Yaşar, Tonguç Ösen, Hüseyin Özyavuz, İsmet Yorgancılar, Cemal Tercan, Cemal Dirin, Nedim Uysal, Mehmet Tiryaki, Tamer Taşkın, Selami Özpoyraz, bu isimlerden sadece birkaçı. Bu isimlerin yanında bugüne kadar ön plana çıkmamış iş insanları da yer alıyor. Bunlardan biri de Avni Peksaygılı.
***
Oto tamir atölyesinde çırak olarak iş yaşamına başlayan Peksaygılı, bugün ikinci kuşağın yönettiği firmasında oluşturduğu yeni iş modelleriyle sektörüne öncülük ediyor.
Sohbet etme imkânı bulduğum Peksaygılı’nın öyküsünü dinlerken, azmin, çalışkanlığın ve öngörü sahibi olmanın kişiyi başarıya nasıl ulaştırdığına bir kez daha tanık oldum.
Avni Peksaygılı, öyküsünü şöyle anlatıyor:
***
“İlkokulu bitirdikten sonra ailemin beni okutmakta zorlanacağını düşündüğüm için 1955 yılında oto tamirci çırağı olarak Çankaya’da bir tamirhanede işe başladım. Çıraklık ve kalfalık döneminden sonra usta oldum. 1967
Güneş, rüzgar, jeotermal... İzmir’in enerji zenginlikleri.
Son dönemde yenilenebilir enerjiye olan ilginin ve yatırımların artması ile kentimiz bu alanda da gözde olmaya başladı.
Zaman zaman çevre problemlerine neden olsalar da etrafımızı saran rüzgar türbinlerinin sayısı her geçen gün artıyor. Bu gelişmeler beraberinde yeni yeni oluşumları da getiriyor.
Bu oluşumlardan biri de, bir yıl önce Hüseyin Vatansever öncülüğünde kurulan (ENSİA) Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği.
***
ENSİA, son bir yılda dernek özellikle yenilenebilir enerji alanında bölgemizin adının duyurulması noktasında önemli çalışmalar yaptı.
Dernek Başkanı Vatansever, Siemens öncülüğünde alınan Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesinin ardından da bu yatırımlar için en iyi adres olarak İzmir’i gösterdi. Umarım son dönemde böyle büyük yatırımlara hasret kalan İzmir, bu yatırımların bir kısmını kazanabilir. İzmir’de yenilenebilir enerjide aktif çalışan bir kurum da İZSİAD.
Dernek bünyesinde kurulan Enerji Komisyonu’nun başkanlığını da Özkan Mucuk yapıyor.
Türkiye Cumhu-riyeti’nin simgelerinden biri olan İzmir Enternasyonal Fuarı, her yıl tartışmalara sahne oluyor. Bu yıl da protokol krizinin yaşandığı Fuar, eski şaşaalı günlerinin çok uzağında yeniden kapılarını açtı. İEF’yi ayakta tutmak için büyük bir çaba harcayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, sponsorların da katkısıyla bu yıl da ünlü sanatçıların ücretsiz konserleri ve birbirinden farklı etkinliklerle ilgiyi canlı tutmaya çalışıyor. Ancak gelişen ekonomik ve teknolojik koşullar, İEF’nin 1970 ve 80’li yıllardaki gibi olmasına izin vermiyor. Belediyenin İEF’yi yaşatmak adına yaptığı çalışmaları olumlu buluyorum. İEF, bir değer olarak yaşatılmalıdır. Böyle bir değeri tartışmalarla ucuzlatmanın da bir faydası olduğunu düşünmüyorum. İEF’de bu yılın sürprizi ise Rusya oldu. Rusya, Fuar’a Enerji Bakanı Aleksandri Novak başta olmak üzere 300 kişiyle katılarak çıkarma yaptı. Fuar, özellikle son dönemde yeni yeni düzelen Türkiye-Rusya ilişkilerine de önemli katkı sağladı. Rusya, 1934 yılından beri İEF’ye katılıyor. 1957 yılında uzaya fırlatılan uzay gemisinin örneği İEF’de sergilenmişti. Rusya, bu yıl da yeni bir uçak modelini Fuar’da sergiliyor. İEF kapsamında bir de Ege Bölgesi Sanayi