Kılıç’ın cazibesi

Hafta başında İzmir’den bir grup gazeteci arkadaşımla birlikte Kılıç Deniz tesislerini ziyaret etme imkanım oldu.
Her defasında biraz daha büyüyen tesisleri gezmek bana büyük bir keyif verdi.
Dile kolay, 50 ton yıllık üretim kapasitesi ile başlayan Kılıç Deniz, bugün üretimini 1100 kat artırarak 55 bin tonların üzerine çıkarmış durumda.
Bölgesinde 2 bine yakın kişiye de istihdam sağlayan dev bir kuruluş.
Üretiminin yüzde 70’ini ihraç eden Grubun İtalya, Arnavutluk, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tunus, Moritanya ve Dominik’te de yatırımları bulunuyor.
Sektöründe ihracat şampiyonu olan Kılıç Deniz, geçen yılı 142 milyon dolarlık ihracat ve 797 milyon TL ciro ile kapatmış.
Bu yılı da bu rakamların üzerinde kapatacak olan Kılıç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç ile de 1 saati aşkın görüşme imkanımız oldu.
Kılıç, gelinen noktayı daha yolun başı olarak görüyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede bu sektörün kat be kat büyüyebileceğine işaret eden Kılıç, bunun yolunun da deniz ürünlerinin stratejik ürün olarak belirlenmesinden geçtiğini ısrarla vurguluyor.
Devletin sadece küçük dokunuşlar yapması halinde bugün dünyada söz sahibi olan Norveç ve İspanya’yı rahatlıkla geçebileceğimizi ifade ediyor.
Norveç’in stratejik ürünü olarak her yerde su ürünlerini tanıttığını ve buradan inanılmaz bir gelir elde ettiğini anlatan Kılıç.
“Ülkemiz, Norveç’ten çok daha büyük bir potansiyele sahip. Eğer sektörün önü açılır ve su ürünlerimiz stratejik ürün olarak belirlenirse, 10 yıla kalmadan Norveç’i geçeriz. Ülkemizin cari açığını da kapatırız” diyor.

Bugün Türkiye’de bakanlıklar tarafından belirlenen noktalarda üretim yaptıklarını ancak artık bu noktaların yetersiz kaldığını, yeni üretim yerlerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Kılıç, başta Mersin olmak üzere birçok yerde üretim yapmak istediklerini ancak çeşitli dirençlerle karşılaştıklarını belirtiyor.
Kılıç, “Dünyanın hiçbir yerinde başka hiçbir sektörde 250 metrekare alandan 2 milyon dolar gelir elde edemezsiniz. Şu an Kılıç Holding olarak bize en az 15 ülkeden yatırım teklifi olmasına rağmen, biz milli sermayenin ülkemizde kalmasını istiyoruz ve ülkemizdeki yatırım olanaklarına öncelik veriyoruz. Yetkililerin de bizlere yeni yatırım alanları açacağına inanıyoruz” diye konuşuyor.

Orhan Kılıç’ın başarılı girişimcilik örneğini tesisleri gezdikten sonra takdir etmemek mümkün değil.
Yem fabrikaları, kuluçkahaneler, üretim ve paketleme tesisleri ile tam bir entegre yapı olan Kılıç Deniz, ülkesine daha çok katma değer ve istihdam yaratmak istiyor.
Bunun yolu da devletin sektöre desteğinden geçiyor.
Et ithalatından sonra ileride balık ithalatına başlamamak için, yatırım yapmak isteyen yatırımcıları küstürmeden, yurtdışına kaçırmadan harekete geçmemiz gerekiyor.