Şirket batıran çocuklar

Ekonomi ve iş dünyasındaki gelişmeleri değerlendirdiğim köşemi bu hafta pek çok şirketin başının derdi olan kurumsallaşma ve şirketin 2. ve 3. nesil yöneticilere devrinde yaşanan sıkıntılara ayıracağım.

Bu konuda da bilgi birikimine ve tecrübesine güvendiğim birçok şirkete hizmet veren Pazarlama ve Marka Yönetim Danışmanı, Yaşar Üniversitesi Öğretim Elemanı Dr. Zeynep Lembet’in görüşlerini sizinle buradan paylaşacağım.

Lembet yaptıkları yanlışlarla şirketi batırma noktasına getiren genç kuşak yöneticileri anlattı:

***

“Yıllardır müşterisini giyiminden, soyağacının 3 kuşak ötesine kadar araştırıp dikkat ve özenle seçen son derece pahalı ve düzgün işletmelerin içerisinde “dükkânını sel basmış Alibeyköy esnafı” tarzı, kısa paçalı dar kesim pantolonlu, gömlek düğmeleri göbeğine kadar açık yepyeni bir kapital sahibi genç kuşak da var.

Bu genç nesil, babalarından devraldıkları işleri, tesisleri ve sermayeleri, “babalarının malı” gibi harcıyorlar.

***

“Kurumsallık ile şekilselliği” birbirinden ayıramayan bu “yeni” okumuş vizyon sahibi genç, aslında üretimin tüketimden daha önemli olduğu gerçeğini atlayarak, görsellik ve reklam gösterişi içerisinde “ben bu işletmeye yepyeni bir soluk kazandırdım” sanrısı içerisinde “peki neden satışlara yansımadı” gerçeği ile bir gün yüz yüze geliyor.

İşte tam da burada babasının tecrübesi, bilgeliği devreye girer.

Asıl önemli olanın, sermayenin sürekli ve sürdürülebilir üretim ve hizmet anlayışı olduğu gerçeği eğlence mekânlarına yepyeni bir can getiren bu “vizyon” sahibi gencimizin suratına tokat gibi iner.”

***

Bu sözler, vizyon sahibi gençlerin şirketleri nasıl batırma noktasına getirdiklerini açıklamaya yetiyordur sanırım.

Lembet, sohbetin sonunu ise şöyle bağladı:

“Gençlik şahane bir şey, yeni nesilden öğrenilecek muhteşem yetenekler ve bilgiler var. Ancak yeni neslin de “heves etmek” ile “sürdürülebilir strateji” arasındaki farkı “sosyal medya fenomenleri, bloggerlar veya katıldıkları happy hour partileri” haricinde bir yerlerden mutlaka öğrenmesi gerekiyor. Şirketlerin yeni nesli canı gönülden kucaklayarak süreçlerine dâhil etmesini ancak daha yaşlı kuşakların tecrübelerini de bir o kadar can kulağı ile özümsenerek dinlenmesi gerekiyor.”

***

Şirketler, ekonominin can damarı. O nedenle kurumsallaşması ve yeni nesillerin yönetiminde katma değerini daha da artırması içinde azami dikkat gerekiyor.

KOSBİ’nin sevinci

Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi, (KOSBİ) bugünlere birçok zorluğu aşarak geldi. 1970’li yıllarda Ankara Asfaltı etrafına yayılan fabrikaların 1990’lı yıllarda Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından OSB çatısı altına toplanması ile kuruldu. Sonradan OSB ilan edilmenin sıkıntılarını yaşadı. Belediye ile yaşanan sıkıntılar yüzünden fabrikalar mühürlendi, OSB tüzel kişiliği birkaç kez iptal edildi. EBSO Başkanı Ender Yorgancılar’ın öncülüğü, Ankara’nın da sürece destek olması ile çıkarılan Islah OSB yasası ile sorunlarını aştı. KOSBİ’de bugünlerde parselasyon çalışmalarının tamamlanması ile 263 sanayiciye törenle verilecek tapuların sevinci yaşanıyor. Dile kolay onca yaşanan sorunun ardından Kamil Porsuk yönetimindeki KOSBİ, 520 olan sanayi tesisi sayısını 900’e, 26 bin olan istihdam sayısını da 50 bine çıkaracak çalışmalara son noktayı koymaya hazırlanıyor.