Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÇAMUR at, izi kalsın; ya da laf olsun, torba dolsun mantığıyla ağızlardan çıkan bilcümle söylemlerden çok sıkıldım.
İşte “öff” dedirten son söylem...
Kültür ve Turizm Bakanı, AKP İzmir milletvekili adayı Ertuğrul Günay, “EXPO 2020’nin İzmir’de olmasını kararlaştırdık. Bu, İzmir’e devlet kuşu değil, devletlerarası zümrüdüanka kuşu kondu anlamına gelir” diye bir laf etti.
Tüylerim diken diken oldu.
EXPO’nun, ikide bir, hükümetin bir lütfu gibi sunulmasından İzmir’in ne kadar rahatsız olduğu açıkça ortadayken, yine de bildiklerini okumaya devam ediyorlar maalesef.
Onca tepkiye rağmen, bu uluslararası fuar organizasyonunu seçim malzemesi yapmakta hiç sakınca görmüyorlar.
Bir kere, İzmir’in 2020 EXPO adaylığı için sadece başvuru yapıldı. Hiç kimse, bu büyük organizasyonun İzmir’de kesin yapılacağına dair garanti vermez, veremez.
İkincisi, seçimlerde AKP’nin İzmir’de hüsrana uğraması halinde, geçmişte olduğu gibi yine bu kenti cezalandırmak adına EXPO’ya aynı önemi, özeni göstereceği ne malum?
EXPO yine İzmir’in elinden uçup giderse, zümrüdüanka kuşu, evrim geçirip kargaya mı dönüşecek?
Bakan Bey, devam ediyor:
“Yüzünü denize, sırtını halka dönmüş belediye başkanları, zümrüdüanka kuşunun farkında değil.”
Kocaoğlu’nu halka sırtını dönmüş biri olarak görmek, ancak siyaset arenasında karalama kampanyasında kullanılabilecek bir ifadedir.
Olaya iyimser penceresinden bakarak, Günay’ın o sözleri söylerken, vicdanının ‘cız’ ettiğini, ama siyasetçi kimliğiyle öyle demek zorunda kaldığını düşünüyorum.
Yine de bazı görüntüleri hatırlatmak istiyorum kendilerine...
Mesela, geçtiğimiz günlerde Aziz Kocaoğlu’nun, Bademlili çiçek üreticileriyle, Büyükşehir’e yeni alınacak çiçeklerin anlaşmasını imzaladığında çekilen fotoğrafını gözünüzün öne getirin lütfen.
Süt üreticilerinin Kocaoğlu’nu sevgiyle kucakladığı fotoğrafları da görmediniz herhalde!
Belediyeye baskın yapıldığında, binlerce insanın bir anda toplanıp Konak Meydanı’nda Başkan Kocaoğlu’na destek verişini hatırlayın.
Son olarak, “Bir İzmir Rüyası” etkinliğinde size ve Kocaoğlu’na alkışlar arasındaki desibel farkına dikkat ettiniz mi?
* * *
Aziz Kocaoğlu’nu, Basmane’de, Kemeraltı’nda, orada burada, yanında tek koruması dahi olmadığı halde dolaşırken görmek mümkündür. Çünkü vatandaştır onun koruması...
Pasaport’ta kafede bir yandan kahvesini yudumlarken, yanına doluşan vatandaşlarla sohbet ederken de görebilirsiniz.
Sanırım, Kocaoğlu’nun denize nazır odasında keyif çatmadığını, günde üç beş saatlik uykuyla tekrar işe geldiğini, harıl harıl çalıştığını, halkla iç içe olduğunu sizden başka herkes biliyor, görüyor Sayın Bakan...
Bakan Günay’ın, “İzmir halkının desteğini daha güçlü Ankara’ya götürüp, Ankara’nın desteğini İzmir’e kucak kucak taşımayı istiyoruz” sözleriyle aba altında sopa göstermesi de hiç hoş olmamış.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay’dan inciler, bu kadarla da bitmiyor.
İzmir Arkeoloji Müzesi’nde katıldığı toplantıda, “Bizim petrolümüz, arkeolojik zenginliğimizdir” dedi.
Araplar yeraltından petrol çıkarır, biz arkeolojik eserler, demeye getiriyor.
Çok doğru ama arada bir fark var.
Onlar petrolün kıymetini çok iyi biliyorlar.
Biz ise tarihi eserlerimizi hovardaca harcıyoruz, hatta Allianoi gibi sulara gömüyoruz.
Nasıl olsa bizde onlardan çok var!
Sayın Bakan’a akıl vermek gibi olmasın ama konuşmadan önce söyleyeceklerini bir kere daha düşünse, sanırım daha iyi olacak.