Beslenme ve Yeme Bozukluğu Nedir? Nasıl Baş Edilir?
Yeme bozukluğu, aşırı yemek yeme, yeterli beslenmeme veya vücut ağırlığı ile ilgili aşırı endişe duyma durumlarını kapsayan bir rahatsızlıktır. Çocuklarda sıkça görülen yeme bozukluğu problemleri genellikle 3. aydan sonra gelişen ve ergenlik ile birlikte ortadan kalkması beklenen bir durumdur. Özellikle bebeklik dönemlerinde meydana gelen yeme bozukluğu, tedavi edilmezse gelişim geriliği gibi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Hangi Tür Beslenme ve Yeme Bozuklukları Görülebilir?
Beslenme ve yeme bozuklukları altı farklı şekilde görülebilir.
Pika: Gıda niteliği taşımayan ve yenilebilir olmayan maddelerin tüketilmesi şeklinde görülebilen bir yeme bozukluğudur. Pika rahatsızlığı yaşayan çocuklar, en az bir ay süreyle besin değeri olmayan maddeleri tüketirler. Pika rahatsızlığı yaşan bir çocuk toprak, kum, kağıt vb. besin değeri olmayan maddeler yiyebilir. Pika, çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği için müdahale edilmesi gerekir.
Geri Çıkarma: Bireylerin beslenmek için tükettiği besinleri geri çıkartmasıdır. Geri çıkarma halk arasında geviş getirme olarak da bilinmektedir. Geri çıkarmanın uzun sürmesi halinde sağlık
Çocuklarda Uyku Problemleri ile Nasıl Baş Edilir?
Uyku, zihinsel ve fiziksel sağlımızın her gün yenilenmesi için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan bir süreçtir. En temel ihtiyaçlarımızdan biri olan uyku, beyindeki öğrenme aktivitelerinin gelişimi için son derece önemlidir.
Hayatımızın sağlıklı devam etmesi için her dönem ihtiyaç duyduğumuz uyku, özellikle bebeklik ve çocukluk dönemi söz konusu olunca daha fazla önem kazanır. Yeni doğan bebekler, günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirirler. Bebekler, günde 14-16 saat uyurlar.
Bebeklerde gece uykusu kavramı tam olarak oluşmamıştır. Bebeklerde gece uykusu kavramının oluşmamasının nedeni, hem gündüz hem gece uyumalarıdır. Bebeklerde gece uykusu, 1 yaş civarında normal seyrine döner. Bebekler gündüz uykusu ihtiyacı ise 3 yaşından sonra ortadan kalkar. Yeni doğan bebeklerde uyku ihtiyacı, ilerleyen yaşlarla birlikte azalma gösterir.
En sık Görülen Uyku Problemleri Nelerdir?
Bebeklerde genellikle, uykuya geçişle ilgili oluşan sorunlar, gece sık uyanma ve uykuya dalma gibi uyku problemleri ile karşılaşmaktayız. Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemlerinde ise daha çok kabuslar, gece terörü ve
Duyu bütünlemesi, çevremizden veya vücudumuzdan gelen duyusal bilgilerin etkileşimi ve bunların sonucunda ortaya çıkan motor ve duyusal davranışların analizini ve sentezini kapsayan nörolojik bir süreçtir.
Çevreden gelen uyaranları algılamamızı sağlayan ve bu uyaranlara cevap vermemize neden olan yedi adet duyumuz bulunur. Bunlar bilgilerin geldiği duyular; Tat, Dokunma(Taktil), İşitme, Koku, Görme; diğer ikisi ise denge, hareket(vestibüler), kas ve eklem duyusu (propriosepsiyon) olarak ifade edebiliriz.
Duyu Bütünleme Anne Karnında Başlar
Duyu bütünleme anne karnında başlayan bir süreçtir. Anne karnındaki bebeğin amniyo sıvısı içerisindeki hareketleri ve dışarıdan gelen seslere tepki vermesiyle birlikte duyu bütünleme süreci başlar.
Erken dönemde dokunma hassasiyeti olan, hiperaktiv dediğimiz çocuklar ya da harekete, sese ve ışığa duyarlı olan çocuklar, duyusal bütünleme problemleri yaşayan çocuklardır. Duyu bütünleme sorunu yaşayan çocukların, duyular ile algılanan sinyalleri, sinir sistemleri tarafından tam olarak yorumlanamaz.
Duyu bütünleme terapisi ile sosyalleşme sorunları, öğrenme problemleri, okulda
Özel öğrenme güçlüklerinden günümüzde en sık karşımıza çıkan disleksidir. Dislekside bebeklikten itibaren gözlemlenebilir belirtiler mevcuttur. Geç konuşma bu belirtilerden en sık rastlananıdır, fakat "her geç konuşan çocuk disleksidir” gibi genellenmiş yargılar tamamen yanlış ve sakıncalıdır. Gözlemlenen belirtilerin miktarındaki artış veya daha bariz ortaya çıkışı çocuğun okul öncesi döneme başlamasıyla artmaktadır.
Disleksi Belirtileri:
Disleksi belirtileri çocuğun okul ilişkisine göre üç ana başlık altında incelenebilir:
Okul Öncesi:
Bu dönemle birlikte yeni beceriler edinmeye başlama evresine giren çocukta;
Floortime Nedir?
Gelişimsel, Bireysel Farklılıkların Gözetildiği ve İlişki Temelli olarak anılan Floortime modeli, özellikle çocukların güçlü ve zayıf yönlerini tespit etmeyi ve odaklanmayı, anlamayı ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Özellikle, otizm spektrum bozukluk ve diğer gelişimsel bozukluklarda belirgin gelişim profillerine sahip olan çocuklar için özellikle etkili olduğu öne sürülen model Dr. Stanley Greenspan tarafından geliştirilmiş ve ilk olarak “Zeka ve Adaptasyon” isimli 1979 yılında yazmış olduğu kitabında belirtmiştir.
Gelişimsel, Bireysel Farklılıkları Gözeten ve İlişki Temelli bu model; yeni, kapsayıcı ve bireyleştirilebilen olması özelliği ile gelişim geriliği olan çocukların ölçme ve değerlendirilmesinde önemli faydalar sağlamaktadır. Sağlıklı gelişime dair önemli aşamaların incelenmesi ve takibinin sağlanabildiği Floortime yaklaşımı, ilişki temelli model içerisinde bir strateji olarak yer almaktadır. Floortime özellikle gelişimsel kabiliyetlere yönelik teşvikte bulunarak duygusal açıdan anlamlı bir öğrenme süreci sunmaktadır.
İlişki temelli modelde tedavi amacı; belirti ve belirgin davranışlara odaklanmak yerine sağlıklı gelişim için gerekli olan özelliklerin