Mikdat Kadıoğlu

Mikdat Kadıoğlu

kadioglu@itu.edu.tr

Tüm Yazıları

Eğer büyükşehir belediye başkanı ya da danışmanı olsaydım kuraklık sorununun çözümü için ne yapardım? Önce mevcut suyu korumak için suyumuzu kimlerin kullandığını belirleyerek işe başlardım

Size bir beyin jimnastiği konusu: Velev ki belediye başkanı olsaydınız, kuraklık için neler yapardınız?
Bu soruma sosyal medyadan gelen cevapların bazıları şöyle: “Antik kentlerde olduğu gibi çatı oluklarından akan yağmur suyunu toplayıp sarnıçlara aktarırdım...
Az su tüketene ucuz su, çok su tüketene pahalı su satardım... Bahçe sulamayı yasaklardım... Ağaçlandırmayla nem oranını artırırdım... Evlere nüfuslarına göre su kotası uygulardım... Orman için istimlak yapardım... Su havza koruma mesafesini artırırdım...”

Orta ve uzun vadeli çalışmalar için bir plan hazırlanmalı
Aslında bu önerilerin bazıları için geç kaldık. Şu an acil yapılması gereken bir şeyler olmalı. Bunun için bazıları “Sizi danışmanım yapardım” ya da “Sizden bir rapor hazırlamanızı ister, yapılacakları belirledikten sonra uygulamaya koyardım” diye cevap verdi. Sorumu yanıtlayanlardan biri de “Kuraklık çözümü için iklim politikalarını bilen Mikdat Hoca’ya danışırdım” diyen AK Parti Maltepe Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Edibe Sözen oldu...
Her geçen gün beklenen yağışları hem alamıyor hem de elimizdeki suyu hızla tüketiyoruz. Kısa süreli yağışlar kuru toprak tarafından yutulduğu için akışa geçerek baraj ve akarsulara ulaşamıyor. Bazı dağları örten sığ kar örtüsü de rekor kıran sıcak havalar yüzünden eriyemeden buharlaşıyor. Birinci cemre de düşünce artık iyice ısınma trendine girdik... Böyle bir durumda bir büyükşehir belediye başkanı ya da başkan danışmanı olsaydım ne yapardım?
Öncelikle “Allah beni korumuş da böyle bir durumda değilim” diye şükretmeliyim! Ama mecbur kalsaydım, mevcut suyu korumak için suyumuzu kimlerin kullandığını belirleyerek işe başlardım. Öyle “Suyun yüzde 70’ini tarım kullanıyor” gibi genel bilgilere kulak asmam, sorumlu olduğum ildeki tüm su tüketimini, zayiat ve kaçakları ayrıntılı bir şekilde ortaya koyardım. Ondan sonra da uzmanlarla birlikte
su tüketiminde önemli payı olan sektör temsilcilerini, ilgili vatandaş ve STK’ları toplar, kamu yararının gerektirdiği acil önlemleri saptamaya çalışırdım. Yani kuraklığın ilerlemesi durumunda “halkın can suyu”nu garantilemek için sırasıyla suyunu keseceğim sektör ve kullanımları belirler,
su kayıplarını azaltacak ve su hasadını artıracak önlemleri hemen uygulamaya koyardım.
Şu an içine düştüğüm durumdan da ders alarak orta
ve uzun vadeli çalışmaların yol haritası olacak bir su mastır planı hazırlardım. Önce şehrin mevcut su havzalarının potansiyelini ve bu havzaların küresel iklim değişikliğinden nasıl etkilenebileceğini tespit ettirmeye çalışırdım. Şehrin mevcut ve gelecekteki su potansiyeline göre şehirleşme, sanayileşme ve tarım ürünü seçimindeki politikalarını gözden geçirirdim. Katma değeri düşük ama aşırı su tüketen örneğin tekstil gibi sanayi tesislerine ve salatalık gibi tarım ürünlerine yönelmeye pek hevesli olmazdım.

Su katma değeri yüksek yerlerde kullanılmalı
Ayrıca başka şehirlerden su getireceğim diye büyük yatırımlara asla girişmezdim. Onun yerine su şebekemdeki kaçakları gidermek için yatırım yapardım. Çünkü kuraklık artık noktasal değil, bölgesel hatta ülke genelinde yaşanabilen bir problem. Yani ileride şehirler arasında paylaşımı büyük problemler oluşturabilecek olan “taşıma suyla” şehri döndürmeyi düşünmezdim. Bir yandan suyumun katma değeri yüksek yerlerde kullanılmasına dikkat eder, diğer yandan da yağmur hasadını artırmak için eski ve yeni tüm yöntemleri kullanır, korumaya önem verirdim.
En geç 1 Ekim 2015’te yürürlüğe girmek üzere bir su bütçesi hazırlatırdım. Bunun için belediyeye en az iki meteoroloji mühendisi alır; onlarla tüm akarsu, göl, yeraltı suyu, toprak, yağmur
ve kar durumu vb. parametreleri takip eder; meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklığı bir bütün olarak izlerdim. Gerektiğinde de internet sayfamda bulunan kuraklık mücadele planımdaki önlemleri yürürlüğe koyardım...