Her ısırıkta daha mutlu ve sağlıklı olmanıza yardımcı olabilecek, ruh halinizi iyileştirdiği kanıtlanmış pek çok yiyecek var. Uzman diyetisyen Ezgi Pekgöz’den bu besinleri ve yararlarını dinledikBir tabak patates kızartması veya şekerli atıştırmalık kötü bir ruh halini geçici olarak hafifletebilir ama uzun vadeli mutluluğu sağlıklı yiyeceklerde aramak gerekiyor.
Yemek deneyimini psikolojik yönleriyle irdeleyen ‘comfort food’ terimi ilk kez ABD’de bir gazetede yayımlanan makalede çıkıyor karşımıza. Buna göre mutsuz ya da duygusal olarak stres altında olduğumuz zamanlarda daha yüksek kalorili ve iyi anıları hatırlatan yiyecekler seçmeye meyilliyiz. Sonraki çalışmalar ise ‘comfort food’ seçiminin erkekten kadına ve yaş aralıklarına göre farklılıklar gösterdiğini; erkeklerin çorba ve biftek gibi sıcak yemekler tercih ederken, kadınların çikolata ve dondurma gibi hem daha tatlı hem de sonrasında temizlik gerektirmeyecek atıştırmalıklara yöneldiklerini gösteriyor.
Triptofan içeren besinler
Beyinde mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin
Prof. Dr. Alper Sönmez’e diyabetli hastaların taşıdığı riskleri ve salgın sürecini nasıl yönetmeleri gerektiğini sordukTürkiye, Avrupa’da diyabetin en sık görüldüğü ülke. Şu an dünyayı saran Kovid-19 salgınıyla mücadele ederken ülkemizdeki diyabet sorunu kritik önem taşıyor.
Hayatımızdaki tüm normallerin değiştiği pandemi sürecinde, diyabet özellikle ülkemiz için kritik bir gündem. Diyabet hastalarının Kovid-19’a yakalanma ihtimallerinin daha fazla olmasının yanı sıra diyabetliler bu hastalığı olmayan kişilere göre Kovid-19 enfeksiyonunu daha zor atlatabiliyor. Daha uzun süre hastanede yatma/yoğun bakımda kalma ya da Kovid-19’a bağlı ölüm söz konusu olduğunda da daha riskli durumdalar. Diyabetli hastaların önemli bir kısmının pandemi yüzünden hekimlerine ulaşamadıklarını anlatan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Sönmez, “Bu yönde bizlerin de yaptığı araştırmalar pandeminin hareketsiz yaşama, kilo
Öğrencilere eğitim desteği veren Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Demet Orhan Başer’den çalışmalarını dinledimTürkiye’de ve dünyanın farklı noktalarında çalışan kadın hekimlerin, ülkemizdeki çocukların eğitimine destek olma ve burs sağlama amacıyla kurduğu bir vakıf KAHEV. Vakfın tohumları, 14 bin kadın hekimin yer aldığı “Doktor Anneler” isimli dışarıya kapalı bir Facebook grubunda atılmış. Bir öğrenciye burs vermek için yapılan paylaşımın altında 25 kadın hekimin bir araya gelip ayrı bir grup kurmasıyla başlayan hareket, altıncı ayda bursiyer sayısı 400’ü aşınca beş kurucu hekimin 2018’de vakfı kurmalarıyla sonuçlanmış. Vakıf, halen ilkokul, lise, üniversite düzeyinde 1300 öğrencinin eğitimine destek sağlıyor; okulların boyanması, tadilatıyla kütüphaneden robotik laboratuvarlara kadar katkılar sunuyor. KAHEV Yönetim Kurulu Başkanı, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Demet Orhan Başer geçen hafta doktor ve bursiyerlerle Siirt’in Kurtalan ilçesi Akçagedik
Çocuk fenomenlerin videoları çocuğunuzun sağlığını bozuyor olabilir. Yeni bir araştırma, popüler YouTube kanallarının çocukları sıklıkla sağlıksız gıda ve abur cubur reklamı yağmuruna tuttuğunu ortaya koydu.Amerikan Pediyatristler Akademisi’nin resmî yayın organı Pediatrics dergisinde, hafta başında yayımlanan bir araştırma, çocuk sosyal medya fenomenlerinin milyonlarca kez izlenen videolarındaki sağlıksız besin “reklamı” tehdidine dikkatleri çekti.
Çocuk sosyal medya fenomenleri ve sağlıksız gıda yerleştirmeleri üzerine olan çalışmada araştırmacılar, çocuk influencer’ların YouTube kanallarını inceleyerek videolarında markalı/markasız hangi yiyecek-içeceklerin gösterildiğini ve bunların besin kalitesini ele aldı.
Toplamda 418 videoyu inceleyen uzmanlar, 179’unda bir yiyecek-içeceğin görüldüğünü videolarda en sık yer verilenlerin sağlıksız besinler olduğunu ortaya koydu.
Videolarda yer verilme sıklığına göre ortaya çıkan sıralama şöyle: Sağlıksız markalı ürünler (örneğin hamburger zincirleri), sağlıksız
Günümüzde adını sıkça duysak da çoğumuzun neleri kapsadığını ya da farklı yanlarını net bilmediği bir alan fonksiyonel tıp. Bu hafta, iç hastalıkları uzmanı Dr. Erkan Sarıyıldız’la fonksiyonel tıbbı ele aldıkÖncelikle tıbba bir alternatif mi yoksa destekleyici mi? Fonksiyonel tıbba dair yanlış algılardan biri “alternatif” olduğu yönünde. Oysa Dr. Erkan Sarıyıldız, fonksiyonel tıbbın alternatif değil, bütünleştirici olduğunun altını çiziyor. Konunun uzmanıyla beraber çalışıyor, yani jinekolojik bir hasta geldiğinde, hastanın tedavisi kesilmeden fonksiyonel tıp yaklaşımıyla tedavisi destekleniyor.
Hedef kökü iyileştirmek
Günümüzdeki hekimlik pratiğinin hastalık odaklı yaklaşımı dolayısıyla ortaya çıkmış bir alan; hastalığın bir sonuç olduğuna vurgu yapıyor. Şöyle ki, fonksiyonel tıp bir ağaç şemasıyla tasvir ediliyor. Hastalıklar o ağaçtaki dallar, yapraklar. Haliyle bir ana yapıya, köke ihtiyaç var. Kök sorunu ürettikçe yaprak, dallar oluşuyor. Dolayısıyla kökün iyileştirilmesi lazım. Sarıyıldız&rs
18 Ekim Dünya Menopoz Günü vesilesiyle, tüm dünyada kadınların ve dolayısıyla toplumların sağlığı için önemli bir dönem olan menopozu masaya yatırdıkBir kadının ömrünün ortalama üçte birini menopoz döneminde geçirdiğini düşünürsek, menopozun bireysel sağlık ve toplum sağlığı açısından önemini anlayabiliriz. Uluslararası Menopoz Topluluğu (IMS) ve Dünya Sağlık Örgütü de hem kadınları menopoz hakkında bilgilendirmek hem de toplumsal, kültürel ya da kişisel engelleri aşmak üzere diyaloğu desteklemek adına 18 Ekim’i Dünya Menopoz Günü olarak kabul etti.
Dünya Sağlık Örgütü, menopozu yumurtalıkların aktivitelerini kaybetmeleri sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesi olarak tanımlıyor. Kadınların aylık adet kanamalarının doğal yolla bitmesi ve yaklaşık 1 yıl boyunca adet görülmemesi “menopoz” diye adlandırılıyor. Bu süreçte kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen hormonu da eksiliyor. Menopoz tedavi gerektirmeyen, doğal bir
2020 Nobel Tıp Ödülü, Hepatit C virüsü çalışmalarına verildi. Bu önemli buluş ışığında, konunun uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal ile Hepatit C’yi ve enfeksiyon hastalıklarını konuştuk.
Hepatit C virüsünün keşfine önemli katkıda bulunan bilim insanları Harvey J. Alter, Michael Houghton ve Charles M. Rice, bu çalışmalarıyla 2020 Nobel Tıp Ödülü’ne değer bulundu. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal da bu keşfi, Hepatit C virüsünün keşfedilmiş, genomunun çözümlenmiş olması tedavi için çok büyük bir aşama olarak nitelendiriyor. “Viral genomun çözümlenmesinden sonra Hepatit C virüsünün varlığından haberdar olduk” diyen Köksal, bundan sonra yaşanabilecek gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: “Bu çok önemli bir buluş. Çünkü bir hastalığın etkenini tespit etmemiz demek, o hastalığın tedavisi için ilk adımların atılmış olması demektir. Bundan sonraki aşamada aşı çalışmaları önem kazanacaktır.
Berko İlaç’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Berat Beran ile Diyarbakır’dan İstanbul’a; eczacılıktan ilaç sanayisine, ulusal çaptan uluslararası arenaya uzanan yolculuğunu konuştuk ve başarı için, size uzanan eli görebilmenin sırrını öğrendikEczacı ve iş insanı Berat Beran “Henek” kitabıyla girdiği edebiyat dünyasında, şimdi Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan “Nenem, Babam ve Ben” kitabıyla yer alıyor. Beran’ınki Diyarbakır’dan İstanbul’a; eczacılıktan ilaç sanayisine, hatta uluslararası arenaya uzanan bir yolculuk öyküsü aslında. Girişimcilik üzerine ilerlemek isteyenler için özellikle anılar ve ders niteliğinde mesajlar barındıran kitabında da ilk bölümde nenesi ve babasını, ardından da kendi hikâyesini paylaşıyor ve “Benim onlardan farkım eğitimdi” diyor.
Eğitimle dünyası değişiyor
Diyarbakır’da fakir bir mahallede büyüyen, mülayim bir çocuk olduğunu anlatan Beran, “Yaradılıştan gelen karakterimi de eğitim tamamladı. Maarif Koleji benim dünyamı