Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Berko İlaç’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Berat Beran ile Diyarbakır’dan İstanbul’a; eczacılıktan ilaç sanayisine, ulusal çaptan uluslararası arenaya uzanan yolculuğunu konuştuk ve başarı için, size uzanan eli görebilmenin sırrını öğrendik


Eczacı ve iş insanı Berat Beran “Henek” kitabıyla girdiği edebiyat dünyasında, şimdi Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan “Nenem, Babam ve Ben” kitabıyla yer alıyor. Beran’ınki Diyarbakır’dan İstanbul’a; eczacılıktan ilaç sanayisine, hatta uluslararası arenaya uzanan bir yolculuk öyküsü aslında. Girişimcilik üzerine ilerlemek isteyenler için özellikle anılar ve ders niteliğinde mesajlar barındıran kitabında da ilk bölümde nenesi ve babasını, ardından da kendi hikâyesini paylaşıyor ve “Benim onlardan farkım eğitimdi” diyor.

Eğitimle dünyası değişiyor


Diyarbakır’da fakir bir mahallede büyüyen, mülayim bir çocuk olduğunu anlatan Beran, “Yaradılıştan gelen karakterimi de eğitim tamamladı. Maarif Koleji benim dünyamı değiştirdi. Çatalı-bıçağı, tabağı, masada yemek yemeyi orada öğrendim” diye devam ediyor. Hem kolej hem üniversite eğitiminin zorlu geçtiğini, Diyarbakır Ulu Cami önündeki bir eczanede mesleğini yürütmeye başladığını belirten Berat Beran’ın azmi dikkat çekici: “Ben çok zor şartlarda eczane açtım. Eczaneye girdikten üç gün sonra, ‘Ben bu yerin adamı değilim’ dedim kendime. Bunu dediğim gün evimde sofra bezi yoktu, gazete kâğıdı üzerinde yemek yiyordum… Bir şeyler üreteyim dedim. Herkesin aldığı bir haşere ilacı vardı; ismi yok, belli bir şişesi yok… O ürünü ilaç şişesine koydum, etiket koydum, bir isim verdim. İşte markalaşmak… Diyarbakır’da onu satmaya başladım. Mardin’e, Batman’a, Siirt’e, Van’a gitmeye başladım. Küçük bir laboratuvar tuttum ve bu işi yapacağıma inandım…” Beran’ın böyle başlayan imalat hikâyesi farklı ürünler ve farklı bir şehirle devam ediyor. Zorluk anları, düşüşler yaşasa da kitap boyunca umudunu yitirmeyen bir karakter olduğunu gösteriyor. Bana da “Ben yapıştım hayata” diyor.

Haberin Devamı
Başarı uzanan eli görmekte


Hayatında dönüm noktaları da var, örneğin serum fizyolojiği damlalıklı şişelerde üretme fikri hayatını değiştiriyor. “Onu bulmasaydım her şey bitmişti, ama sonra her şey çorap söküğü gibi geldi” diyor. Meşhur gıda takviye ürünü için oğlunda eksiklik teşhis edilmesi ve ürünü yurt dışından getirmenin zorluğu üzerine harekete geçiyor.

Haberin Devamı

Önce kapsülünü, ardından çocuklar için şurubunu piyasaya sürüyor ve ürünler çok tutuyor. “O dönem benim için kurtarıcı oldu. Berko’yu Berko haline getirdi diyebilirim” diye anlatıyor.

“Önemli olan o eli görebilmek”

“Yaşadığınız müddetçe her zaman size bir el uzanır. Önemli olan o eli görebilmek! Onu görebilirseniz o size çok şey verecektir” diyen Berat Beran, bir anısıyla bunu şöyle açıklıyor: “Tam İzmir’e yerleşiyordum. O arada bir gün İstanbul’a geldim. Vapur önündeki çocuklardan gazete aldım. Çıkışta çocuk okunmuş gazeteyi isteyince verdim ve o anda öbür vapura gidip bir başkasına sattı. Sonra Karaköy’e gittim, bir han arıyordum. Sokaktaki boyacıya adres sordum, para istedi önce. Şaşırdım yine, verdim parayı, dedi ki: ‘Kafanı kaldır’. Hanın önündeydim. Vapur dönüşünde düşündüm ‘Benim ne işim var İzmir’de? Eczane açıp akşam eve gideceğim, ben imalat yapmak istiyorum. Adam burada adres satıyor, demek ki ben de ilaç satabilirim. O boyacı bir eldi bana. Bakış açımı değiştirdi. İzmir’den vazgeçip İstanbul’a yerleştim.”

“Köfteci açsaydım da dünyaca bilinirdi”

Banka kredisiyle aldığı laboratuvarda çalışmaya başlamasıyla devam eden hikâyesi boyunca azmini sürdüren iş insanı, “Ben bir köfteci dükkânı açsaydım, bugün dünyaca meşhur bir marka, ‘McBerat’ gibi mesela, olurdum” diyerek; yaratıcılığına güvenini gösteriyor.

Korona aşısıyla da kanser ilacıyla da ilgili çalışmalar yaptıklarını, konsorsiyumlara katıldıklarını açıklayan Beran, yeni projeleri için de heyecanlı: “Gıda takviye ürünleriyle, akut tedavi ürünleriyle başladım. İlaç sanayisine o ürünlerle girmek çok zordur. Dünyada bir ilk olarak çok farklı bir ambalaj şekliyle piyasaya girebildim. Şu anda 20’nin üzerinde ülkeyle alışveriş ediyoruz. Çıkacak yeni antibiyotikler var ve onlarla yurtdışında çok daha başarılı olacağıma inanıyorum.”