Yetmiş küsur milyon insanın seçmeni sandığa gidip bunların arasından 550 kişiyi Meclis'e seçiyor.Demek ki milletvekillerini seçen halk değil parti başkanlarıdır. Genel seçimlerde seçilen milletvekili değil "parti başkanı vekili"dir. Sorumlulukları millete değil, parti başkanınadır. Milletin değil, parti başkanının isteklerine göre tutum alırlar çünkü kaderleri, ikballeri millete değil, parti başkanına bağlıdır.İstikbal millete değildir, lidere yakınlıktadır. Parti başkanları sultan, milletvekilleri onun tebaasıdır. Eğer milletvekillerinin çoğu silik, hiçbir konuda fikri olmayan, parti başkanın her dediğini şak şak alkışlayan tiplerse nedeni budur.Yetişmiş, kişilik sahibi, güçlü insanlar politikadan uzak durur çünkü böyleleri itaat ve sadakat üzerine kurulu ilişki içine girmek istemezler. Sistem şu şekilde çalışıyor. Yedi küsur kişi yedi bin küsur milletvekili aday adayı seçiyor. Geçen hafta Gaziantep, Kahramanmaraş ve Kilis'i dolaşırken, uzaktan, teorik olarak bildiğim bu olgunun sahada nasıl çalıştığını gördüm. Kilis'te ön seçim olsa kesin elenecek bir kişi bir partide liste başına kondu. Gaziantep'te aday listelerinde Gaziantepli olmayan adaylar var. Bazıları aday oldukları ile hayatlarında ilk defa geldiler. Bu fenomenin en klasik örneği AKP listesidir. AKP, 2001 seçimlerinde Antep listesinin başına daha sonra Ticaret Bakanı olan ve Antepli olmayan Tüzmen'i koydu. Anteplileri kızdıran Tüzmen bu seçimlerde Mersin'e plas edildi. Yerine Londra Merrill Lynch'ten transfer edilen Mehmet Şimşek kondu. O da Batmanlı.Milletvekili seçildiği ilin değil, parti başkanının temsilcisi olunca bunun zararını il görüyor. Ön seçim olsa elenirdi Bunun klasik bir örneğini gene Antep'te bulabiliriz. Antep hükümetin geri kalmış illere verdiği teşviklerden dolayı sahip olduğu mukayeseli fiyat avantajını kaybetmeye başladı. Antepli sanayiciler, haklı olarak, teşvikin bölgelere değil, sektörlere verilmesini savunuyorlar. Bölgeye teşvik siyasi mülahazalarla, sektöre verilen teşvik ekonomik mülahazalarladır. Antepliler Tüzmen'in, haklarını gerektiği kadar koruyamadığından şikâyet ediyorlar.Ama onları dinleyen kim?Aday listeleri tabldot yemek gibidir. Herkes gibi, Antepliler de önlerine konanı yemek zorundadırlar.Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Mehmet Aslan bu sisteme şiddetle karşı olan bir işadamıdır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) partiler ve seçim yasalarının değişmesi için öncülük yapmasını istiyor. TOBB'da, bence değme bir halkla ilişkiler şirketinin aklına gelmeyecek bir öneride bulundu: "Birer siyah şapka alalım. Bu sistem değişinceye kadar siyah şapkayla dolaşalım. Başkalarının da siyah şapka kampanyasına katılmasını sağlayalım." Geçenlerde Antep'te konuştuğumuzda Aslan seçimlerden sonra "Bütün imkânlarımızı kullanacağız" diye konuştu.Bence çok iyi yapar. Demokrasimizi ilkellikten kurtarmak milletvekillerini kulluktan çıkarmakla başlar.Benim siyah şapkam hazır. mmunir@milliyet.com.tr Önlerine konanı yiyecekler