Karaburun Balıkçı Barınağı, üçüncü havaalanın yapılacağı yerin hemen yanı başında... Boğaz’dan çıktıktan sonra 21 mil mesafede... Limanda birkaç gün kalabilir, çok uygun fiyata taze balık yiyebilirsiniz. Limana, karadan da kolaylıkla ulaşılabiliyor
Karaburun Balıkçı Barınağı’na, bundan 15 yıl kadar önce gitmiştim. Gazetemizin karikatüristi ve ressam sevgili dostum Haslet Soyöz sayesinde tekrar keşfettim. TEM’den Kemerburgaz ayrımından giriliyor ve üçüncü köprü için yapılan yeni çevreyolundan kısa sürede ulaşılıyor.
Deniz yoluyla da Boğaz’ın kuzey çıkışından sonra 21 mil tutuyor. Tarabya’dan Boğaz çıkışı da 7 mil... Malum bu mevsimde Karadeniz sert olur. Önceden alınacak hava durumuna göre güzel bir gezi rotası olabilir. Korunaklı limanda birkaç gün kalmak için yer bulmak mümkün. İstanbul’un içinde sevimli bir Karadeniz köyü...
Kayıkçı Lokantası’nda yediğimiz her şey çok taze ve çok lezizdi
Limanda mendireğin üstünde balık lokantaları bulunuyor. Sevgili dostum Haslet Soyöz’ün daveti üzerine limandaki Kayıkçı Lokantası’na gittik. Harika bir aile lokantası... Reis Tahir Esaspehlivan hem balıkçılık yapıyor, hem de ailesi ile lokantayı işletiyor. Mutfakta Tahir Kaptan’ın eşi Yetkin Esaspehlivan var. Mezeler harika, balıklar günlük ve ızgara ya da tava; nasıl pişmesi gerekiyorsa öyle pişiyor. Bir hamsili pilav, arkasından da bu sezonun ilk kalkan balığını yedik ki, sormayın gitsin.
Servise de oğulları Can Esaspehlivan bakıyor. Her şey taze ve leziz. Fiyatlar ise İstanbul şartlarına göre çok makul. Gemi maketleri sanatçısı İzzet Çelikoba da aramıza katıldı. Akordeonunu otomobilinin bagajında taşıyormuş. Sayesinde bir de müzik ziyafeti çektik. İstanbul’da böylesine bozulmamış bir balıkçı köyü bulmak büyük bir şans oldu.
Esas vurgulamak istediğim konu şu. Haslet Soyöz, sanatçıdır, iyi bir ressamdır. Böylesine doğal kalmış balıkçı köyü ve limanı, bizim Haslet’e de ilham kaynağı olmuş. Haslet’in, 14 Mayıs’ta Rahmi Koç Müzesi’nde açacağı 3. Resim Sergisi’nin konusu Karaburun olacak. Ben, atölyesini ziyaret edip yaptığı resimlerin bir bölümünü gördüm. Bir resmini de bu sayfada kullanmak için fotoğrafını çekmesini rica ettim. Haslet Soyöz, yine Rahmi Koç Müzesi’nde
2003 yılında Cennetin Gemileri, 2007 yılında da Hava, Kara, Deniz Taşıtları resim sergisi açmıştı.
Arnavutköy’deki Karaburun Balıkçı Barınağı, her havaya kapalı liman ağzı ile emniyetli bir liman. Hem liman girişinde, hem de ana mendirek üstünde iki lokanta bulunuyor. Geniş limanın içinde alargada kalmak da mümkün.
Karaburun Balıkçı Barınağı bozulmamış doğallığı ile resim ve karikatür sanatçısı Haslet Soyöz’e de ilham kaynağı olmuş... Soyöz 14 Mayıs’ta Rahmi Koç Müzesi’nde Karaburun konulu resim sergisi açacak.
Maket değil balıkçı
Dr. Altan Kotan, patent altına aldığı bu tekneye Koltana adını vermiş. Teknenin boyu 130 cm, eni 50 cm, ağırlığı 12 kilo.
İzmirli ergonomi uzmanı Dr. Altan Koltan, sırtı yöntemiyle balık avı için uzaktan kumanda ile çalışan, dalgalı denizde alabora olmayan bir tekne geliştirdi
Geçtiğimiz ay İzmir’de düzenlenen Boat Show’da Dr. Altan Koltan ile tanıştım. Tıp doktoru ve Koltana adlı Ergonomi Arge Merkezi’nin kurucusu... Bir havuzda maket gemi yüzdürüyordu. Yaklaştım. Baktım ki maket değil gerçek bir balıkçı teknesi...
Sırtı ya da kaşık dediğimiz bir avlanma yöntemi vardır. 3-5 mil gibi hafif bir süratle seyir yaparken, teknenin arkasından, ucuna yalancı balık bağlı bir misina atarız. Onu gerçek balık zanneden diğer balıklar da bu zokaya atlarlar ve böylece sırtı yöntemiyle balık avlanmış olunur. Tabii bunun için şanslı olmak gerektiğini de hatırlatalım.
Dr. Altan Kotan, patent altına aldığı bu tekneye Koltana adını vermiş.Teknenin gövde tasarımını da Gemi İnşaa Yüksek Mühendisi Burak Acar yapmış. Geniş en, alçak profil, derin salma ve ağırlık merkezinin aşağıda olması nedeniyle Koltana, dalgalı denizlerde alabora olmuyor. Teknenin üzerine monte edilen olta eğildiğinde, balığın oltaya vurduğu anlaşılıyor. Kıyı, açık deniz, göl ve nehirlerde kullanılabiliyor. Koltana’nın üzerinde, gerçek teknelerde kullanılan seyir fenerleri de bulunuyor ve gece de avlanma yapmak mümkün olabiliyor. Özel olarak üretilen 12 voltluk elektrik motoruyla seyir yapıyor ve sahip olduğu yüksek tork sayesinde 10 kiloluk yükü çekebiliyor. Bu 10 kiloluk balık avlanabilir anlamına gelmiyor. Balık ilk oltaya vurduğunda direnç göstereceğinden, üç-dört kiloya kadar balık avlamak mümkün... Tekne ile olta arasına bir şamandıra konduğunda balığın direnci daha rahat kırılıyor ve balığı daha kolay çekmek mümkün olabiliyor. Elektrik motoru sessiz çalıştığı için balıkları ürkütmüyor. Sırtı seyri için yarım yolda iki saat, tam yolda bir saat çalışıyor. Sonra tekrar akünün şarj edilmesi gerekiyor. Fiberglas gövdeye sahip olan Koltana’da aksesuarlar da paslanmaz kromdan üretilmiş. Tekne 300 metreden kumanda edilebiliyor ama zaten 130 santimetre boyundaki bir tekneyi
150-200 metreden sonra gözle seçmek zorlaşır. Ancak yine de tekne, 300 metrelik kumanda mesafesinden çıkarsa, teknenin elektronik sistemi kumandadan gelen sinyali kaybettiğinde, motora giden hız komutu kesiliyor ve tekne başına buyruk seyir yapmıyor. Aküdeki enerji bitmeye yakın, teknenin hızı bariz bir şekilde düşüyor ve tekneyi kendinize doğru getirmeniz için sinyal veriyor. Ayrıca motora yük bindiğinde akünün voltaj seviyesi uzaktan kumanda aletinde okunabiliyor.
Teknenin fiyatı KDV hariç 1.850 lira. Daha detaylı bilgi için koltana.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
KAPTANIN MUTFAĞINDAN
Hamsili pilav
Karaburun’daki Kayıkçı Lokantası’nda Yetkin Hanım’ın yaptığı hamsili pilavın tarifini aldım.
Malzemeler: l 1 kilo fileto hamsi
* 2 su bardağı pirinç l 2 kuru soğan
* 1 demet taze soğan l Yarım demet taze nane l Kuşüzümü l Dolmalık fıstık
* Tuz, toz şeker, karabiber, yenibahar
* Yarım fincan zeytinyağı...
Hazırlanışı: Fileto edilmiş hamsiler mısır unuyla harmanlanır. Pirinç, biraz tuz ve limon suyu ilave edilmiş sıcak suda yarım saat kadar bekletilir ve süzülür. Kuru soğanlar ince ince doğranır, zeytinyağında kavrulur. Kuş üzümü ve fıstıklar eklenip çok az daha çevrilir. Pirinç, sıcak su, tuz, şeker ve karabiber konur ve su çekinceye kadar pişirilir.
İnce kıyılmış taze soğan, taze nane ve yenibahar eklenir ve iyice karıştırılır. Pilav, 15 dakika kadar dinlenmeye alınır. Isıya dayanıklı yuvarlak fırın kabı yağlanır. İçi hamsi filetolarıyla kaplanır. Üzerine pilav yayılır. Üzeri yine hamsi filetoyla kapanır. Önceden ısıtılmış 170-180 derecelik fırında hamsiler kızarıncaya kadar pişirilir. Tabağa ters çevrilerek servis edilir.