Yetişkinlere yönelik PlayStation 4 oyunu ‘The Last of Us Part II’, intikamın felsefesini onu karşıt cephelerden yaşatarak sorgulatıyor. Oyun, sekizinci kuşak konsolların son başyapıtlardan biri
Yeni tip koronavirüs salgını, başka bir salgında bugün yaşadığımızdan çok daha korkunç sonuçlarla yüzleşebilme olasılığını zihinlerde kurumsallaştırdı.
Kim bilir belki gelecekte sinir sistemini ele geçiren bir bakteri veya mikrop ‘Resident Evil’daki gibi insanları gerçekten zombiye dönüştürecek.
Ya da yağmur ormanlarındaki karıncaları zombileştiren kordiseps mantarı mutasyon geçirecek ve ‘yeni tip kordiseps mantarı’ adıyla insanları da zombileştirecek.
Video oyunları tarihinin en büyük yapımlarından ‘The Last of Us’ta bir kordiseps salgını kurgulanmıştı. Naughty Dog eseri PlayStation’a özel 2013 yapımı oyunda mutasyona uğramış kortisepsin sporlarını soluyan, insanlar yamyam yaratıklara dönüşüyordu. Mantarın henüz ele geçiremediği insanlarsa küçük gruplar halinde yaşam savaşı veriyordu. İnsanın her halükarda insanlıktan çıktığı bu post apokaliptik ortamdaki kahramanlarımız salgının ilk günlerinde kızını kaybeden Joel ve 20 yıl sonra bulup kızının yerine koyacağı 13-14 yaşındaki Ellie’ydi.
İnsanlığın tek umuduydu
İkilinin zamana yayılan Kuzey Amerika yolculuğu, kompleks karakterler, öykü ve Oscarlı besteci Gustavo Santaolalla imzalı müziğiyle, video oyunları dünyasında daha önce yaşanmadık duyguları tetiklemişti. Oyun bittiğinde -bu satırların yazarı da dahil- yürekler dağlanmış, gözler sulanmıştı.
Ellie’nin kortisepse karşı bağışıklığı vardı; mantar sporlarını soluması onu etkilemiyordu. Karantina bölgesi otoritesine başkaldıran Fireflies isimli militan örgüt, Ellie’nin incelenmesiyle kortisepse karşı aşı geliştirilebileceğini düşünüyordu. Ama bunun ağır bir bedeli de vardı; Ellie’nin ölümü.
Ellie’nin beyninde kortisepsin yerleştiği bölge alınacağı için küçük kız ameliyat masasından kalkamayacaktı. Ameliyata gireceği sırada doktoru öldürerek Ellie’yi kurtaran Joel, bu yüzden insanlığın önündeki tek tedavi şansını ortadan kaldırmıştı.
Böyle paradokslarla da bezeli olan ‘The Last of Us’, oyun dünyasında dinamikleri değiştirdi. Ona bugüne kadar yapılmış en iyi oyun diyenler de oldu.
Gelelim ‘The Last of Us Part II’ye... İddia ediyorum; daha önce hiçbir oyun bu kadar özlemle beklenmedi. Hazırlandığı 2016 sonunda duyurulan oyunun çıkışının biri -Kovid-19 salgını yüzünden- iki kez ertelenmesi, oyunun 4’ü pas geçip PlayStation 5 için çıkarılacağı şüphelerini doğurdu.
Nihayetinde 19 Haziran’da ona kavuştuk.
Dikkat dikkat; aşağıdaki satırlar yüksek dozda
spoiler içerir...
İlk oyundan 6 yıl sonra geçen ‘The Last of Us Part II’de Ellie artık 19 yaşında bir genç kadın. Joel ve Ellie’nin maceralarının devamı olacağını düşündüğümüz oyunun yarısını Abby isimli yepyeni bir karakterle oynuyoruz. Abby, Joel’in ilk oyunda Ellie’yi kurtarırken öldürdüğü doktorun kızı. Joel’in ikinci oyundaki varlığı -flashback’ler hariç- Abby’nin elindeki golf sopasını brutal şekilde kullanmasıyla son buluyor.
Yapımcı ne yapmak istedi?
Oyun tarihinin en sevilen karakterlerinden Joel böyle bir sonu hak etmiyordu. Üstüne üstlük Abby’nin çetesindeki bir adam Joel’in cesedinin üzerine tükürüyordu. Bu saygısız adamın oyunun yapımcısı Neil Druckmann’dan modellendiği söyleniyor. Druckmann adeta, “Ben yarattım, istediğimi yaparım” mesajı vermişti.
Her neyse, Joel 6 yıl önce yalnızca Abby’nin babasını öldürmemişti. Abby’nin babası, kordiseps salgınına Ellie’yi kullanarak çare bulabilecek tek kişiydi. Joel, tek bir kişinin, Ellie’nin hayatı için insanlığın elindeki tek tedavi şansını ortadan kaldırmıştı. Ve bunu yaparken de bir hastane dolusu insanı öbür dünyaya göndermişti. Yani Abby’nin Joel’i öldürmek için haklı nedenleri vardı.
Yarısını Ellie, yarısını da Abby kimliğiyle oynadığımız oyun, intikam kavramını karşı saflarda yer alarak sorgulamamızı sağlıyor. Oyun, 20-25 saat süren macera boyunca bu gitgeli yaşatıyor; oyuncuya “Sen de haklısın Abby”, “Sen de haklısın Ellie” dedirtse de intikamın yıkıcılığı
en kanlı, en vahşi haliyle
karşımıza çıkıyor.
Bu haliyle de intikam, soğuk yenen bir yemek olmaktan çıkıyor.
Zorlu boss FIGHT
Oyunda, terminolojide ‘boss fight’ diye anılan aşırı güçlü bir düşmanla mücadele de var. Seattle’da terk edilmiş bir hastanenin bodrumunda ilk kordiseps hastalarından biriyle (Rat King) yüzleşiyorsunuz. Oyunun sonlarına doğru olan bu mücadeleye girmeden cephanenizin sağlam olmasını öneririm.
Ellie’nin cinsel yönelimi ve şiddet dozu bazı kesimlerde kötü yorumlara neden olsa da oyunun Metascore puanı 94. Bir önceki cümlede bahsettiğim nedenlerden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yasaklandı. Benim de gecenin bir yarısında oynarken şiddetin dozundan rahatsız olup oyuna
ara verdiğim oldu.
Birçok oyun platformu ‘The Last of Us Part II’yi yılın en iyisi ilan etmiş durumda.
‘The Last of Us Part II’, 17 Temmuz’da çıkacak ‘Ghost of Tsushima’yla birlikte PlayStation 4’ün altın jübilesi olacak.
4 MİLYONDAN FAZLA SATTI
Sony Interactive Entertainment, ‘The Last of Us Part II’nin , 21 Haziran’da 4 milyon satış adedini geçtiğini açıkladı. Böylece oyun, birinci parti PlayStation 4 özel oyunları içinde en hızlı satan oyun olmayı başardı.
Yapımcı Naughty Dog’un Başkan Yardımcısı ve oyunun yönetmeni Neil Druckmann, “Milyonlarca oyuncunun geçtiğimiz hafta ‘The Last of Us Part II’yi oynamalarından ve deneyimlerini paylaşmalarından ötürü son derece minnettarız. ‘The Last of Us Part II’, Naughty Dog bünyesindeki yüzlerce yetenekli ve tutkulu geliştiricinin çabalarıyla geliştirildi. Aynı tutkuyu oyuncular tarafından da görmek bizim için büyük bir onur” dedi.
Deezer’in dönüşü muhteşem oldu
Türkiye’ye aslında 2013’te giren Fransa merkezli ‘müzik streaming’ hizmeti Deezer, bu yıl Avrupa Müzik, DMC gibi Türkiye’nin önde gelen müzik şirketlerinin listelerinin yanı sıra Sony Müzik, Universal Müzik Grubu, Pasaj Müzik, Seyhan Müzik, Poll Production ve GTR gibi şirketlerle de anlaşarak zengin bir Türkçe müzik arşivine sahip oldu. Deezer’ın Türkiye editörleri de Türkçe şarkılardan özel listeler hazırladı, hazırlıyor.
Deezer Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye CEO’su Tarek Mounir bu gelişmeyi, “Müziğin Türk kültüründe önemli bir yeri olduğunu biliyoruz bu yüzden Türkiye’deki yeteneklerin tanınmasına da destek olmak istiyoruz. Türkçe müzikseverlerin Deezer’ın sunduğu tüm ayrıcalıklardan faydalanmasını istedik ve uygulamamızı yerelleştirdik. Türkçe içeriği en iyi şekilde derlemeye çalıştık” diyerek ilan etti.
Deezer’ın geniş bir podcast arşivi de var. Kullancılar müzik, kişisel gelişim, yemek, tarih, iş haberleri ve talk show gibi konularda, 11 kategoride ve 15 farklı türde podcast arasından seçim yapabiliyor.
Deezer’ın öne çıkan hizmetlerinden biri de HiFi servisi. Bir süredir test ettiğim servis kalite kaybı olmadan CD, Flac düzeyinde ses sunuyor. Deezer HiFi’ın aylık abonelik ücreti 26.99 TL. 320 kbit/s MP3 kalitesinde ses sunan Premium hizmetse ayda 17.99 TL. Bedava olan Deezer Free’deyse
reklamlar var; offline mod yok.
Arayüzü basit ve kullanışlı olan Deezer’ın arşivinde 56 milyon yabancı ve yerli şarkı var.