Mercedes’ten pikap devrimi
Alman otomotiv devi Mercedes-Benz, Stockholm’un önemli sanat galerilerinden
Artipelag’da geçen salı düzenlediği galayla 2017 sonunda yollara çıkarmayı hedeflediği pikap serisi X-Class’ı dünyaya tanıttı.
Pikap sınıfı, otobüsten SUV’a lüks otomobilden kamyona geniş bir yelpazede ürünlerle her ihtiyaca cevap veren Mercedes için zincirin eksik halkasıydı.
1972-1976 arasında Arjantin’de klasik W115 modeli temel alınarak üretilen ‘La Pickup’ cılız girişimi dışında Mercedes, pikap sınıfına mesafeliydi. Ancak “uygun bütçeli” 21. yüzyıl insanının ihtiyaçları, Mercedes’i orta büyüklükte X-Class’ı yaratmaya itti.
Stockholm’de yeni konseptin iki farklı versiyonu görücüye çıktı.
“Powerful Adventurer” yani Güçlü Maceracı; sağlamlık, işlevsellik, dayanıklılık ve arazi kabiliyeti gibi klasik bir pikapı işaret ediyor.
“Stylish Explorer” kabaca Havalı Kaşif, konseptte bir adım daha ileri giderek aracı yolda, arazide nerede olursa olsun göz kamaştıran bir boyuta taşıyor.
Markaya özgü tasarım, konfor, sürüş dinamiği ve emniyet bakımından Mercedes’in tüm
karakteristiğini taşıyan X-Class, 5 kişi ve 1 ton yük kapasitesiyle kırsal-kentsel yaşam tarzının ihtiyaçlarını karşılıyor.
Türkiye’de yüzde 1.4
Mercedes-Benz Pickup adı altında piyasaya çıkacak aracın ana pazarları Arjantin, Brezilya, Güney Afrika, Avustralya ve Avrupa olacak. Bu arada bu tip araçlar için gayet uygun yol, arazi ve iş şartlarına sahip Türkiye’de pikapların pazarın sadece yüzde 1.4’üne sahip olması dikkat çekici.
Daimler AG Yönetim Kurulu Başkanı ve Mercedes-Benz Otomobil Başkanı Dr. Dieter Zetsche, galada yaptığı konuşmada “Mercedes-Benz’in kamyonetiyle portföyümüzdeki son boşluklardan birini dolduruyoruz. Hedefimiz, her müşterimize kendi kullanım amacına tam uygun aracı sunmak. Mercedes-Benz Pikap, büyüyen segmentte standartları yeniden tanımlayacak” dedi.
Hafif Ticari Araçlar Başkanı Volker Mornhinweg ise “Modern ve kentsel yaşam tarzının dünya genelindeki ilk gerçek premium pikapıyla orta büyüklükteki pikapların segmentine açılıyor ve değişiklik getiriyoruz. Emniyet, konfor, çeviklik ve etkileyici bir tasarım, yani yıldızlı bir hafif ticari aracın tüm özelliklerini sunmaktayız.
Böylece şimdiye kadar bir pikap tercih etmeyi düşünmeyen yeni müşterilere hitap ediyoruz” dedi.
Orta büyüklükteki pikap segmentinin temel kuralları var; kişiselleştirme, iş ve özel hayatta kullanılabilme, yaşam tarzı odaklı bir araca dönüştürebilme, dayanıklılık ve 4x4. Tüm bu şartları X-Class’ta karşılayan Mercedes, işin içine markaya özgü lüks ve çizgiyi de katınca ortaya bir arzu nesnesi çıkmış.
X-Class yalnızca Barcelona ve Cordoba’daki Nissan fabrikalarında üretilecek. Aracın Nissan’ın Navara modeline benzerliği “Navara Reloaded” (tekrar yüklenmiş Navara) yorumlarına neden olacak kadar göze çarpıyor. Ancak yine de X-Class’ın Mercedes’e özgü göz kamaştıran bir aurası var.
İç tasarımı “Eve hoş geldiniz” diye tanımlıyorlar. Kullanılan materyaller, ergonomi ve multimedia yetenekleri, koltuğa kurulduğunuzda gerçekten eve gelmişsiniz hissi yaratıyor.
V6 Dizel motora sahip X-Class, dışarıdan “cyber-punk” görünüşünün aksine yolda ve arazide konfor ve ipeksi bir sürüş vaat ediyor.
Garp cephesinde yeni bir şey yok!
PlayStation 4, Xbox One ve PC platformları için daha birkaç gün önce piyasaya çıkan Battlefield 1, tarihi savaşlara ilgi duyanlar için gerçekçi bir tecrübe.
Birinci Dünya Savaşı’nın Çanakkale’den Arabistan çöllerine, Garp cephesinden, Alp Dağları’na birçok cephesinde geçen oyunun senaryo modunda maalesef Türk/Osmanlı askerini oynayamıyoruz.
Tek kişilik senaryo modunda altı farklı karaktere hayat veriyoruz.
Fransa’da geçen bölümü İngiliz bir tank sürücüsü olarak oynarken, Çanakkale’yi Anzak bir habercinin bedeninde geçmeye çalışıyoruz.
Bir kampanyadaysa Osmanlı’ya karşı Arapları örgütleyen Arabistanlı Lawrence için çalışan Zara Gufran isimli bir Bedevi’yi canlandırıyoruz.
Tabii bunları yaparken, Türk askerleriyle karşı karşıya gelmek kaçınılmaz ki bu yürek burkuyor. Bu burukluk maalesef bazı kesimlerde “Battlefield 1 Türkiye’de yasaklansın” kampanyalarına dönüşmüş.
Oyunda gerçek Birinci Dünya Savaşı silahlarıyla araçları kullanıp bunları “çoklu oyunculu” modunda geliştirebiliyoruz. “Battlefield 1” savaş oyunu da olsa savaş karşıtı mesajlar veriyor.
Türklere karşı savaşların konu olduğu bölümlerdeyse öyle milli duyguları coşturucak çapta Türk karşıtı öğeler yok.
“Battlefield 1” tartışmasız 2016’nın en iyi oyunlarından biri olmaya aday.
Baş döndüren sanal gerçeklik
Geçen çarşamba Soho House’da “NVIDIA-MSI Sanal Gerçeklik Deneyim Etkinliği”ne katıldım.
MSI’ın en son oyun bilgisayarlarında, NVIDIA’nın en güçlü ekran kartlarını buluşturan etkinlikte HTC Vive sanal gerçeklik setini bir kez daha tecrübe ettim.
Gunjack, Trials on Tatooine, Eleven: Table Tennis VR oynadığım oyunlardı.
Gunjack’te, yürüyen bant tarafından kullanacağım uzay gemisine taşınırken, yükseklik korkum tetiklendi, başım döndü; VR setini can havliyle başımdan çıkarmak zorunda kaldım.
Etkinlikte hoşuma giden bir deneyim de Kızılay’ın, Glitch’le geliştirdiği depremde hayatta kalma konulu sanal gerçeklik projesiydi. Kullanıcıları deprem anına hazırlama amacı taşıyan uygulama, zelzeleyi tecrübe etmenizi sağlıyor.
Kurgu, tipik bir apartman dairesinde ilk yardım anında gerekli olan eşyaları bir araya getirmeyi, afet sırasında tehlike arz edebilecek mobilyaları sabitlemeyi ve deprem anında “çök-kapan-tutun” tatbikatını içeriyor.
Bunların ardından da kullanıcı gaz vanalarını, elektrik sigortalarını kapatarak binadan çıkıyor.
Henüz gelişen VR sektöründe Kızılay’ın bu girişimi övgüye değer.
