Beyaz yakalılara yeni bir yaşam için yol haritası

Büyük bir şirkette yönetici olan Akın Süzer, her gün peşi sıra toplantılar, eğitim ve seminerlerden bunalmış, hayatını sorgulamaya başlamıştı. Son birkaç yıldır bu böyleydi.
Standartların üzerinde bir geliri, iyi bir semtte evi, güzel bir otomobili var ama birikimi yoktu. Kazancı üst düzey beyaz yakalı yaşam standardını ancak karşılıyordu.
40’lı yaşların başındaydı; “Ne için yaşıyorum, nereye gidiyorum” soruları beynini kemiriyordu. Akın mutsuz bir insandı.

Mesai arkadaşı Mehmet Ulukul, ruh ikizi de olan Akın’dan bir 10 yaş büyüktü. Yıllar önce başladığı hayata ilişkin muhasebesini artık tamamlamak üzereydi. Yaz aylarında yıllarca gidip geldiği Bozcaada’nın neredeyse yerlisi olmuş; emekliliğinde orada yaşayacağı günlerin hayalini kuruyordu.

Bir gün kıvılcım çaktı. İki kafadar bu kez, “Nereye kadar ve niçin?” sorularını kendilerine değil birbirlerinin yüzüne bakıp sordular. Zaman o andı. Bozcaada’da yeni bir hayat kurmaya karar vermeleri zor olmadı. Beyaz yakaları çıkarıp, ofisteki prangalarını kırdılar. İstifalarını verip, 20 yıllık emeklerinin bedeli olan tazminatlarını aldılar.

Akın ve Mehmet, şimdi Bozcaada’nın gözdesi Ayazma’da kiraladıkları alanda işletmecilik yapıyor. Bir fastfood markasından aldıkları franchise’ı ve tırnaklarıyla inşa ettikleri barı işletiyor. 3 aylık sezonda yatırımlarının karşılığını alıp, diğer 9 ayda hayatlarını yaşamayı amaçlıyor.

Kim hayal etmiyor ki?

Amerikalı gazeteci/yazar Upton Sinclair’in 1930’lu yıllarda icat ettiği Beyaz Yakalı terimi, eğitimli ofis çalışanlarını işaret ediyor.

21. yüzyıl plazalarının dışarıdan gıpta edilen sakinleri metropolün ömür kısaltan kaotik düzeninden kurtulup, bir balıkçı kasabasında, bir bağ evinde yeni bir yaşamın hayalini kuruyor.

Akın, Mehmet ve Soner, buna cesaret eden üç isim. Ancak sakin, insanı yorup üzmeyen bir düzende yeni yaşam kurmak için iki önemli şart var; karar ve yol haritası:

- Nerede, nasıl yaşamak istediğinize karar verin.
- Orada yapabileceklerinizi planlayın.
- Altyapıyı hazırlayın.
- Ve çekip gidin.

Müdürlükten çiftçiliğe...

Yine büyük bir firmanın bölge müdürü olan Soner Gümüş, şimdi Çanakkale Ezine’ye bağlı Kemallı köyü yakınlarındaki 60 dönüm arazisinde çiftçilik yapıyor. Domates, karpuz, enginar yetiştiriyor; tavuklarının yumurtalarını topluyor, koyunlarıyla ilgileniyor.
4 kedisi ve köpeği Gitar’la yaşayan Soner, bir oda, bir salon, mutfak ve banyodan oluşan çiftlik evini kendisi inşa etmiş.

Hayatını şu an yaşadığı gibi değiştirmeye 6 yıl önce karar vermiş. İlk üç yıl planının altyapısını hazırlamış; yapabileceklerini tartmış. Üçüncü yılın sonunda kiraladığı 11 dönüm toprakta, tarımsal yeteneklerini geliştirmiş. Bugün 60 dönüm toprağıyla, çevresinin büyük çiftçilerinden biri. Onunla tanıştığımda ekim yaptığı bir arazisinde yardımcısıyla kurduğu damla sulama sistemini deniyordu. Yıldızların altında kendi yaptığı şarap eşliğinde mangalımızı hazırlarkense bu arazisini satıp, daha yüksek bir yerde yeni bir çiftlik kurmayı planladığını anlatıyordu.

Bir Hırsızın Sonu

Ben de bir gelecekte hayatımı doğayla iç içe olacak şekilde değiştirmenin hayalini kuruyorum. Dağ başında bir kulübede de yaşasam da, dometes, enginar yetiştirip geçinsem de olmazsa olmazlarım var; iyi bir ses/görüntü sistemi, güçlü internet, bilgisayar ve Playstation. Pastoral bir yaşamla teknolojinin sentezlendiği bir model...
Yazının ilk bölümünü tuşlarken verdiğim aralarda mesainin ardından bir an önce eve gidip Playstation 4’te birkaç gündür gömüldüğüm “Uncharted” serisinin finali “Bir Hırsızın Sonu”nu bitirmenin hayalini kuruyordum. Oyun PS4’ün yanı sıra tüm konsol dünyasında bir zirve. İnsanı, PS4 almaya itecek kadar muhteşem bir hikaye, görsellik ve kurgu. Yapımcısı Naughty Dog’un önceki oyunu The Last of Us, konsol dünyasının bir önceki zirvesiydi.

Sony’nin Türkiye’de ilk kez adını da Türkçeye çevirerek yayınladığı “Bir Hırsızın Sonu”na, Okan Yalabık, Ege Aydan, Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert gibi isimlerin sesleri ayrı bir lezzet katıyor. Hazine avcısı Nathan Drake’i canlandırdığımız oyunda Nathan, kardeşi Sam’in hayatını kurtarmak için hırsızlığa geri dönüyor. Nathan ve Sam, İngiliz korsan Henry Avery’nin hazinesini gizlediği düşünülen efsanevi korsan kenti Libertalia’yı bulmak için nefes kesen bir maceraya atılıyor.

Oyunda ciple bir takip sahnesi var ki -bırakın bir video oyununu- en heyecanlı aksiyon filminde bile böylesini görmedim. Unutmayın Nathan’le Sam’in hayatta kalması size bağlı.

Multiplayer özelliği yaklaşık 14-15 saatte tamamlanabilen oyunun zevk süresini aylarca uzatıyor.