Kredi Yurtlar Kurumu'na oda için başvurup da yedeğe yazılan öğrencilerin "binler"le ifade edildiğini dün belirtmiş; yurdu olmayan üniversitelerin bu sorunu kendi bünyelerinde çözmesi için bir öneride bulunmuştuk. Üniversiteler küçük bir büro oluşturabilir, evini veya bir odasını öğrencilere kiralamak isteyen ev sahipleri bu büroya başvurur, böylece öğrenciler o emlakçı senin, bu emlakçı benim dolaşmaktan kurtularak daha kolay ve güvenli yönden barınma ihtiyaçlarını giderebilirlerdi.
      Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Profesör Ayhan Alkış arayarak bu yönde kendilerinin de girişimleri olduğunu anlattı. Sayın Alkış evlerini veya odalarını öğrencilere kiralamak isteyen konut sahiplerinin;
     Â0212 260 07 35 no'lu telefondan Mehmet Yaylagül'e baÅŸvurabileceklerini söyledi.
      Sayın Rektör'ün duyarlığına teşekkür ediyor, diğer üniversitelerin de benzer bir çabayı benimsemelerini diliyoruz.
     ÂSüleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk'un genel baÅŸkanlıkları döneminde DYP mitinglerinde ses düzenlemelerini yapan, partinin teknik danışmanı Orhan Güler anılarını yazmış... "Zor Günler" adını taşıyan kitaptan Süleyman Demirel'in siyasal çalışma yöntemi üzerine ilginç gözlemlerinden birini aktaralım Güler'in:
     Â"Gidilen yerlerde gece yemeklerine katılırdık. Salonda 1000 - 2000 kiÅŸi olurdu. Gitme zamanı gelince Demirel salon kapısına herkesten önce geçer, tüm davetlileri tek tek öperdi. Birini dahi öpmeden bırakmazdı. Genel merkezde bazen Anadolu'nun çeÅŸitli yerlerinden gelen ve elini öpmek için sıraya girenlerin uzun kuyruklar oluÅŸturduÄŸunu görürdüm. Demirel'i her öpen 50 oy getirirdi... Demirel'in el öptürmesi de bir sevgi iÅŸaretidir. Elini öpenin öpme ÅŸekli Demirel'e baÄŸlılık derecesini gösterir. Elini öpen kim ise 10 üzerinden puanlanır..."
      Netice itibarıyla... Öpen de kazanıyor, öptüren de... Binaenaleyh... Eli öpülecek adam şu Baba!..
      Devlet Bakanı Güneş Taner bundan 5 gün önce, 29 Ağustos tarihli Hürriyet'te aynen diyor ki:
     Â- PeÅŸin vergiyi ertele, diyorlar. Ne hakla bunu söylüyorlar. VatandaÅŸ enflasyonla yüzde 80 vergi ödüyor. Memur ve işçiden peÅŸin vergiyi çatır çatır kesiyoruz. Öteki kazançları neden vergilendirmeyeceÄŸiz. Vergiyi ertelemezsen ülke batar, diyorlar. Asıl vergiyi uygulamazsam batar.
      Güneş Taner devam ediyor:
     Â- Bağırıyorlar. Tabii bağıracaklar. Çünkü ceplerine dokunuyorum.
     ÂAynı tarihli gazetede aynı sütunda Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam diyor ki:
     Â- Hükümet ÅŸimdi ısrar ediyor. Ama ben söylüyorum. Bu kanunu deÄŸiÅŸtirecekler. Çünkü bu krizin sebebi UzakdoÄŸu ve Rusya deÄŸil. Onların payı belki yüzde 20 - 30... Ama asıl sebep vergi kanunlarının yarattığı hava...
      Burhan Karaçam yaratılan kriz havasının "vergileri geri aldırma"ya yönelik olduğunu açık açık söylüyor.
      Aynı Burhan Karaçam dün vergide geri adım atılarak bankacılara 900 trilyonluk kıyak sağlanmasından sonra demekte ki:
     Â- Önerilerimiz doÄŸrultusunda hazırlanan önlemleri çok olumlu karşıladık.
      Burhan Karaçam'ın fendi Güneş Taner'i yenmiştir.
      İş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu da ilginç bir ipucu veriyor:
     Â- Artık peÅŸin verginin kaldırılması ile ilgili talepte bulunmayacağız...
      Neden? Peşin vergi ile alınacak para bankacılara son vergi indirimleriyle önceden hediye edilmiştir de ondan.
     ÂBurhan Karaçam bu arada yeni hedeflerini de açıklıyor:
     Â- Borsayla ilgili vergiler önümüzdeki yıl geçerli olacak. Hükümetimizin bu konuda da çözümleyici olacağını sanıyorum...
      Tercümesi: Borsa ile ilgili vergileri de geri aldıracağız.
      ***
      Başbakan Mesut Yılmaz bundan 1,5 ay önce memur, işçi ve emekli toplam 6 milyon dar gelirliye yüzde 20'nin üzerinde zam söz konusu olduğunda ne demişti:
     Â- Ä°sterlerse beni BaÅŸbakanlıktan düşürsünler... Memura yüzde 20'nin 1 puan bile üstünde zam vermem...
      Mesut Yılmaz'ın 6 milyonluk emekçi kitlesine lutfettiği miktar topu topu 115 trilyon lira idi. 76 bankacıya sağladığı kıyak ise 900 trilyon lira...
      Sonuç Türkiye'yi kimin yönettiğini bilenler için sürpriz değil.
      Onlar erdi muradına...
      Memurlarımıza, sözleşmelilerimize, emeklilerimize bir kez daha geçmiş ola...
      Çünkü bankacılara sunulan 900 trilyon lira da onlardan kesilecek.
      İnternette ilk sayfa açan taht sahibi kişi İngiltere Kraliçesi 2'inci Elizabeth olmuş; (WWW.royal.gov.uk) geçen yıl açıldıktan sonra iki ayda 12,5 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş.
      Hemen peşinden İspanya Sarayı bir Web safyası açmış. (www.casareal.es) adlı bu sayfa da kısa sürede internettüellerin uğrak yeri olmuş.
      Derken onları Ürdün Kraliçesi Nur izlemiş; (www.noor.gov.jo) adlı sayfayı açmış.
      Irak Lideri Saddam Hüseyin'in de onlardan esinlenerek kendine sayfa açtığını yazıyor Le Point dergisi... Ancak ulaşmak çok zormuş... (196.27.0.22//irak) Gerçekten de zor bir adrese benziyor.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr