İskoçyalı ile İngiliz komşu oturuyormuş. Araları da pek iyi değil. İskoçyalı bir sabah bakmış tavuğu İngiliz'in bahçesine yumurtluyor. Aynı anda İngiliz evden çıkmış yumurtayı alıp cebine atmış. İskoçyalı da evden fırlamış İngilizi bahçede yakalamış.
     Â- O yumurtayı benim tavuÄŸum yumurtladı, demiÅŸ, lütfen verir misiniz?
      İngiliz oralı değil:
     Â- Evet ama, demiÅŸ, benim toprağıma yumurtladı.
      Yumurta senindi, benimdi, derken İskoçyalı:
     Â- Bu durumu Ä°skoç usulü çözelim, demiÅŸ, ikimiz de birbirimizin hayalarına birer tekme atalım, kim yerden daha geç kalkarsa yumurta ötekinin olsun.
      İngiliz kabul etmiş. İskoçyalı eve gidip en kalın postallarını giymiş. Gelmiş, İngilizin hayalarına var gücüyle bir tekme indirmiş. İngiliz yerden ancak 30 dakikada kalkabilmiş. Tekme sırası İngilize gelmiş. Tam vuracak, İskoçyalı:
     Â- Bir yumurta için deÄŸmez, demiÅŸ, al o aptal yumurta senin olsun.
      Kıssadan hisse: Kavgayı öfke değil, akıl kazanır...
      Akbank Unkapanı Şubesi'nden Kutsal Özer telefonda... Dün bankada yaşanan ilginç bir olayı anlatıyor:
      "Öğleden önce kendisini `Albay Erdoğan Çevik' diye tanıtan bir zat aradı. Aramızda şöyle bir konuşma geçti:
     Â- Hüseyin Yılmaz adına ÅŸubenizde bir havale olacaktı. Kendisi oraya gelmiÅŸ ama hüviyeti olmadığı için parayı vermiyormuÅŸsunuz.
      - Hayır Albayım, öyle bir şahıs gelmedi. Sizin yakınınız galiba?..
     Â- O ÅŸahsın oÄŸlu Hakkari'de ÅŸehit düştü. Ben komutanıyım. Naaşı Adana'ya getirdik. Adamın iki çocuÄŸu da Adana depreminde ölmüştü. Karısı geçenlerde kalp krizi geçirmiÅŸ. Åžimdi hastanede yatıyor. Bakın, bu adamın derhal Adana'ya gelmesi lazım. Ama siz hüviyeti yok diye havaleyi ödemiyormuÅŸsunuz...
      - Maalesef böyle bir havale yok Albayım. Hem öyle bir şahıs da gelmedi hiç.
     Â- Allah, Allah!..
     ÂAradan bir süre geçti, Albay yine aradı. Sözü edilen kiÅŸinin hÆ’lÆ’ gelmediÄŸini söyledik. Ä°yice ÅŸaşırdı. Nihayet, 15 dakika kadar sonra çıkıp geldi o ÅŸahıs... Adına havale olmadığını söyledik. Ãœzüldü. Bir kenara geçip oturdu. Biz arkadaÅŸlarla aramızda konuÅŸuyoruz: Üç çocuÄŸunun öldüğünü, karısının da kalp krizi geçirdiÄŸini duyunca, "Aramızda para toplayıp yardımcı olalım!" filan demeye baÅŸlamıştık ki; bitiÅŸiÄŸimizdeki Ticaret Bankası'yla da çalışan bir müşterimiz geldi. Tesadüfen o da kulak misafiri konuÅŸtuklarımıza... "Yahu ne yapıyorsunuz?. Ä°ki ay önce aynı numarayla Ticaret Bankası'ndaki meslektaÅŸlarınızı tokatladılar!" demesin mi.. Ticaret Bankası'nı arayıp bir arkadaÅŸ çağırdık. Bizim dolandırıcıyı görür görmez tanıdı. Dolandırıcı da onu... Ve tabanları yaÄŸlayıp toz oldu...
      Türk sivil ve askeri yetkililerinin Suriye'ye karşı aniden yüksek sesle savaş tamtamları çalması, yalnız Türk kamuoyunu değil dış dünyayı da hayli şaşırtmışa benziyor. Ancak dışardakiler konu üzerinde bize göre çok daha sakin düşünüyor. Washington muhabirimiz Yasemin Çongar'ın dünkü yazısı bu yönde ilginç dersler veriyordu. Amaç Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye gönderilmesini sağlamak ise bunun hayli zor olacağını Washington kaynaklarına dayanarak yazan Yasemin Çongar şöyle devam ediyordu:
     Â- Clinton yönetimi Åžam'ın Apo kozunu elinden kolay kolay çıkartmayacağı, hele askeri tehdit üzerine bunu yapmayacağı kanısında. Bu durumda Türkiye'nin kuvvet kullanma aÅŸamasına son derece hızlı gelmeyi göze alan diplomatik yönü güdük bir süreç ile krizi tırmandırması sonuçta yine Ankara'yı zora sokabilir. Türkiye boÅŸ tehditler savuran bir ülke durumuna düşme, kuvvet kullanıp sonuç alamama, bölgede uzun süreli askeri bataÄŸa saplanma ve bütün bunlar olurken baÅŸta Arap dünyası, Rusya, Fransa ve birçok ülke ile ciddi sıkıntı yaÅŸama riski ile karşı karşıya...
      Ünlü tiyatro kuralıdır. Sahnede eğer bir tabanca görülüyorsa o tabanca mutlaka patlamalı. Eğer kartları açarken savaş seçeneğini yani en yüksek kozunuzu da ortaya koymuşsanız artık pas geçemezsiniz. Yüksek tansiyonu oyunun sonuna kadar sürdürecek ve ortaya koyduğunuz iddiaya uygun bir sonuç üreteceksiniz. Bu yüksek dozlu çıkıştan eli boş dönmek hayal kırıklığı yaratır. Kaldı ki her türlü riski göze alıp savaşa başvurmanızın da olumlu sonuç vereceği garanti değil. Ankara, diplomasi kozunu ve kontrollu tırmandırma taktiğini ihmal ederek kendi kendini zora soktu gibi geliyor bize. Oyunu bundan sonra çok daha dikkatli oynamak gerekiyor. Umarız sonu iyi gelir...
Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr