New York’ta İkiz Kuleler’in vurulduğunun ertesi günü Fransız gazetesi manşet atmıştı:
"We are all American"
Yani; Hepimiz Amerikalıyız...
Geçen hafta sonu Amerika’daki barış gösterilerinde şu pankartlar göze çarptı:
"We are all French"
Yani... Hepimiz Fransızız...
Sevgili Ayça Apak Tonge Londra yürüyüşünden pankart örnekleri göndermiş... En sevimlisi:
"Make tea not war/ Çay yap savaş değil"
Pazar günü San Francisco’nun Market caddesindeki yürüyüşe katılan Deniz Ezgi’nin izlenimlerinden birkaç satırı teşekkürlerimizle ekleyelim:
- İlk gözüme çarpan slogan "We’re queer as folk, but not as queer as war against Iraq" oldu.. Yani: "Biz inbeyiz ama Irak’la savaşacak kadar inbe değil"... Exxon benzin pompası kılığında biri "I support the war / Ben savaşı destekliyorum" diyen bir pankart taşıyordu... Bebeklerin üzerine "Make babies not war/ Bebek yap savaş değil" yazılmıştı..."
Dünyanın aydın ve barışçı insanları Amerika’ya, haksızlığa, haydutluğa karşı ayaklandı. Ya insanlık kazanacak, ya haydutluk, gaspçılık, haksızlık, hukuksuzluk...
Savaş isteyenler ve savaştan yarar umanlar şahin değil "akbaba"dır.
Fransa, Irak’a karşı bir savaşı Güvenlik Konseyi’nde veto edeceğini açıkladı. Rusya daha önce açıklamıştı. ABD’nin Güvenlik Konseyi’nden savaş kararı çıkartabilmesi mümkün değil. Peki Washington savaşı nasıl meşrulaştıracak?
Kimi Amerikalı yazarlar değiniyor buna...
- Amerika’yı 11 Eylül benzeri bir saldırı kurtarır, diyorlar...
Amerika’da suların teröristlerce zehirlendiği iddiası... Irak çevresindeki ABD birliklerinin uğrayacağı düzmece bir saldırı... ABD savaşa hazır olduğu anda ilgili servisler böyle komplolar üretecektir. Hazırlıklı olalım.
ABD doları yılın en düşük seviyesindeymiş, sadece doları mı?
İngiliz doktor diyor ki :
- Tıp bizde çok ilerledi, bir adamın beynini alırız başkasının kafatasına yerleştiririz, onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.
Alman doktor diyor ki :
- O da bir şey mi? Biz bir adamın beynini çıkarırız, başkasının beynini koyarız ve onu dört haftada savaşacak hale getiririz.
Amerikalı doktor diyor ki:
- Beyler çok geridesiniz. Biz Teksas’tan bir beyinsizi alıp Beyaz Saray’a yerleştirdik. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı savaşa hazırlanıyor.
İşadamları Irak’taki savaşın yılda 16 milyar dolar zarara yol açacağını söylüyor... Hükümet ABD’den 10 milyar dolar istiyor. Amerika 6 milyar dolar veriyor. Komşu Irak halkını kaça satacağımızın pazarlığı çirkin biçimde sürüyor. Biz " hibe mi yoksa kredi mi" tartışmaları yapaduralım dünya basını alacağımız paranın adını çoktan koydu: "Rüşvet"...
Rahmetli Altan Erbulak’ın fi tarihinde bir karikatürü vardı. Adam sözlüsüyle odada başbaşa kalmış... Ufaklığa evden gitmesi için bir miktar para uzatıyor. Ufaklık bir paraya bakıyor, bir çapkın enişteye:
- Sermayesini kurtarmaz, diyor...
6 milyar dolar Pamukbank’ın sermayesini kurtarmaz. Tek bir bankayı kurtarmak için ödedik o kadar parayı Hazine’den... Bunları konuşması bile çirkin tabii... Ne var ki Türkiye’nin savaşa sokulması böylesi onursuzluklara endekslendi.
Hükümet para pazarlığı yaparken savaş kararı için "Uluslararası yasallık" arayacağı sözlerini çoktan unutmuş görünüyor.
Dün Sayın Cumhurbaşkanı işte bunu, Anayasa’nın 92’nci maddesini anımsattı.
Ne var ki AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan daha önce dile getirdiği "BM kararı arayacağız" sözünü dünkü grup konuşmasında ağzına almadı.
Tayyip Erdoğan AKP grubundan savaş kararına onay istedi.
- Komşuda yangın çıkmış biz bu yangına seyirci kalamayız, diye bir demagojiyi ısıtıp grubun önüne koydu. Oysa komşuda yangın çıkmadı. Haydutlar komşunun evini yakacak, bizi de yataklık etmeye zorluyorlar... Mesele bu...
"Türk askerinin Amerikalı komutanların emrine girmesi zuldür, hakarettir"
Bu sözler de Tayyip Erdoğan’a ait. Peki acaba hükümetin ve AKP’nin Amerikan yönetiminin emrine girmesi nedir? Zul ve hakaretin âlâsı değil mi?
Hükümet ABD tezkeresini 18 Şubat’ta Meclis’e göndermemiş. Büyük zafer... Olay dün gün boyu AKP sözcüleri tarafından ABD’ye nasıl da meydan okuduğumuzun resmi olarak sunuldu. İşte bütün yiğitlik bu... Tezkereyi birkaç gün geciktirmek!
Bir insan treni kaçırırsa başka bir tren gelir onu alır.
Bir ulus treni kaçırırsa başka bir ulus gelir onu alır.